seventeen.

3.3K 474 162
                                    

yorumlarınız ve oylarınız oldukça moral veriyor ve yazma isteğimi arttırıyor, daha fazla yorum yapmaya ne dersiniz? Hahaha.

Küçük Savaş, sizi anlamayanlara karşı verdiğiniz dayanma ve direnmedir. Ve size düşman olanlara verdiğiniz savaştır. Ve hayata karşı verdiğiniz savaştır. Ve Küçük Savaş, kendinizi ifade etmenizin savaşıdır. Büyük Savaş, en zorudur. Büyük Savaş kendi içinizdedir. Zordur, çağların şartlanmalarını yıkmak. Kendinizle yüzleşmektir Büyük Savaş. Kendini kabul etmektir Büyük Savaş. Kendi gerçek istek, ihtiyaç ve zayıflıklarını keşfedip, kabul etmektir Büyük Savaş.

Esmer olan gözlerini araladığında bulunduğu zindanda birkaç saniye gözlerini gezdirmiş, ardından aklına dolanlarla hızla uzandığı yerden kalkmaya çalışmıştı. Lâkin bileklerinde bulunan kalın zincirler buna engel olmuş, tenini sertçe çizmişti. Aniden hissettiği acı yüzünden inlemiş, korkuyla başını kaldırmıştı. "Neredeyim ben?" Kurumuş dudakları yüzünden zorlukla mırıldanmış, derin nefesler vermişti.

Zindanın tahta kapısı yavaşça araladığında kalbi hızla çarpmaya başlamış, içeri giren büyük bedene odaklanmıştı. Simsiyah bir teni, uzun siyah tırnakları ve başının iki yanından çıkan boynuzları ile korkunç bir görüntü salıyordu etrafa. Taehyung sertçe yutkunmuş, sanki kurtulacakmış gibi zincirleri kendine doğru bir kez daha çekmişti. "Benden ne istiyorsun? Bırak beni gideyim!"

Mastema duyduğu cümle ile sırıtmış, tırnaklarını yavaşça melezin yüzünde gezdirmişti. "Savaşta meleklerin tarafını seçecektin." Demişti kaşlarını kaldırırken, hâlâ tırnakları yanağında duruyordu. "Öyle değil mi? Hep içinde onları seçmek vardı, sadece Jeongguk'a ihanet etmekten korkuyordun." Taehyung duydukları ile hızla gözlerini kaçırmış, ardından zorlukla başını sallamıştı. "Bunu bilemezsin." Diyerek gözlerini cesurca iblise dikmişti.

Mastema melezin yanağında tuttuğu tırnağını sertçe ona geçirmiş, derin bir sıyrık atarak Taehyung'un çığlık atmasını sağlamıştı. "Sen baygınken seni yok etmeye çalıştım, ancak kader anlaşılan gerçekten seni koruyor." Sırıtarak ayağa kalkmış, arkasını dönerken taş duvara bağlı olan büyük kutuyu açmıştı. "Ancak acıyı hissedebiliyorsun, ölmemen üzücü ama en azından sana işkence edebileceğim." Kutunun içinden onlarca kesici alet düşmüş, aralarından birini alarak başını eğmişti. "Neyse ki bu en sevdiğim şey oğul."

×××

"Sikeyim, gerçekten sikeyim. Bunu nasıl anlayamam?" Jeongguk şokla odanın etrafında turluyor, saatlerdir aynı cümleyi tekrarlıyordu. Hoseok sonunda bıkmış olacak ki ayağa kalkmış, Jeon'un kolundan tutarak yerinde durmasını sağlamıştı. "Yeter artık, doğru düzgün düşünmenin vakti geldi."

Jeongguk Hoseok'un sert sesi ile yutkunmuş, sandalyeye oturarak saçlarını çekiştirmişti hafifçe. "Onun farklı olmasını benim melezim olmasına veriyordum, kaderin oğlu olacağını düşünemedim. Şimdi benim yüzümden-"

"Senin yüzünden falan değil, kendin de diyorsun, kaderin oğlu, kaderin ne olacağını bilemezdik. Taehyung sonradan seçilmiş kişiye dönüştü, anlayamaman normal. Ama artık bunu düşünmemeliyiz, şu an Taehyung'u nasıl kurtaracağımızı düşünmeliyiz." Hoseok tek nefeste konuştuğunda Jeongguk kendine gelmiş gibi başını sallamış, hızla oturduğu yerden kalkıp penceresine ilerlemişti. "Mastema'yı kendi bedeninde çok nadir gördüm ve nereye gidebileceklerine dair hiçbir fikrim yok." Kısık sesiyle mırıldanmış, içinde hissettiği iğrenç his yüzünden gözlerini kapatmıştı. Taehyung'a en ufak bir zarar verirse Mastema'yı bitirecekti, onu bulduğu yerde öldürecekti. Bunu yapabilecek tek şeytan Jeongguk'du. Mastema devrini bitirebilecek tek şeytan.

mastema - taekook. ✓Where stories live. Discover now