Sen Ona Aşıksın

3.9K 289 281
                                    

Planları dahilinde bu yoktu.

Yani aptal bir oğlanın keyfini kaçırmak için Kenan'a zorla bilet aldırıp,bir de onu bir daha pataklamak falan filan yani. Küçük detaylardı bunlar. Kutay acıyla iki büklüm kendisinden özür dileyen Kenan'a "Topla valizini."diye mırıldanıp kaçıp gitmişti arka tellerden.

Yarın gece ,cuma gece, yola çıkılıyordu ve Kutay ufaktan planını hazırlamıştı. Uygar aşkını itiraf edecekti Tayfun'a. Ve bütün bunları mahvedecekti Kutay.

İkisinin de mutsuzluğunu görmek istiyordu. Uygar'ın red yemesini ,tiksinilmesini. Tayfun'un herkese rezil olmasını istiyordu Kutay.

Onların canları çıkana kadar,yok olana kadar ağlamalarını izlemek istiyordu.

------------------------------------------------------

"En arkayı fulleyelim."diye buyurdu Zeliş uykulu bir tavırla.

"Teker hareket ettikçe zıplamak istemiyorum."dedi Kutay emredip elini arkadan iki ön sıraya uzatırken. "Dökülün!"

"T-Tamam."dedi Kenan korkuyla.

"Yolda kusanı sikerim."diye gergin bir bakış attı kapşonunu çeken Kutay. "Ses çıkaranı sikerim. Yemek yememe karışanı sikerim. Molalarda sigaramın bitmesini beklemeyeni sikerim."

"T-Tamam abi."diye mırıldandı Caner emre ittat edercesine arkanın bir önüne yerleşirken.

"Cam kenarı benim,Caner benim yanımda. Kenan siktir git gözümden uzağa."diye homurdandı Kutay bacaklarını aralayıp cam kenarına kurulurken.

"Hatta siktir et. Kucak kucağa gidin gerekirse ayakta gitsin Kenan."diye mırıldandı Kutay sinirle. "Burası benim ve bacaklarımın,yanım boş kalsın."

"Ama Kut.."

Bu sırada sırt çantası ve ponponlu beresiyle birlikte Uygar binerken otobüsün arkasına Kutay ile göz göze gelmiş Bambi gözleri irileşmişti heyecanla. Kutay'ın lacivertleri titrerken nefesini tuttuğunu fark etti oğlan.

"Zeliş,yemek getirdiniz mi?"diye mırıldandı Kutay nefesini salıp en arkaya adımlayan Uygar'ın daracık eşofmandan belli olan ince bileklerine bakınırken.

"Börek?"

"Ver."dedi Kutay sonra omuz silkti. "Şimdi değil. Bi saate ver."

Tayfun ,Uygar'ın peşi sıra adımlarken en arkaya geçmek arasında kararsız kalmıştı zira bir ön çarprazda Kutay denen binbir belalı arıza vardı.

Ama Uygar uyuyacaktı. Çünkü sabah erkenden kalkmıştı ve başını cama değil Tayfun'un dizlerine yaslamak istiyordu.

"Tayfuu."diye mırıldandı Uygar gözlerini ovuşturup. "Gelsene?"

"Geldim."dedi Tayfun lakin saate bakıp vazgeçti. "Beş dakika var. Soğuk kahve ister misin?"

"Mideme ağrı yapıyor."diye mırıldandı Uygar tebessümle. "Hem uykum dağılır."

"Tamam nane limon ister misin?"diye mırıldandı Tayfun.

"Olur..Ama ellerim yanar."diye fısıldadı Uygar kikirdeyip. "Tutmak için çift karton bardak lütfen."

"Kedi canını senin."diye göz kırpıp ilerledi Tayfun sarı saçları gece karanlığında ışıldarken.

Kutay dik bir bakışla ayaklarını uzatırken koridora doğru tam burnunun dibindeki Uygar'ı süzdü.

"Miden bulanıyor mu kankanın altına yatmak istemekten?"diye fısıldadı Kutay hırsla.

"SEN!"diye gürledi Uygar panikle ve elleriyle kapattı ağzını sessizce. "Sessiz ol Kutay! Başkaları burada."

Son PerdeWhere stories live. Discover now