Dursun Zaman

3.1K 189 91
                                    

"Elleri ellerimden kayıp giden yıldız oldu..."

Kutay kapıyı aralayıp aceleyle montuna uzandığı vakitte işittiği tiz hıçkırıklara yumruk sıktı. Uygar peşimden gelme dediyse,daha da gidecekti. 

Uygar gecesini gündüzüne katmıştı. Kutay adam olsun diye elinden geleni yapmıştı. Birlikte sağlıklı ve mutlu bir ilişki haricinde hiç bir menfaat gözetmeden kendisi çalıştığı notları tekrar tekrar Kutay'a çalıştırmıştı. Hiç ayrılmadan bir arada kalmak için ekstra efor sarf ediyordu. Kutay onunla tanıştığından beri beladan uzaktı. Ne kimseyle dalaşıyordu ne birilerinin kanını kaldırım taşlarına boya olarak kullanıyordu. Disipline gitmiyordu,düzenli bir hayatı vardı. Kılığı kıyafeti bir halde serseri biri olmak yerine düzgün ve toplu bir yaşama bile sahipti.Kutay ise onun her şeyini yerle yeksan eden bir fırtınadan ötesi değildi hayatında. Tüm gemilerini alabora etmişti oğlanın.

"Biliyordum."diye fısıldadı Kaan acıyla. "Kötü olanın ben olacağımı biliyordum."

"Kaan."dedi Kutay hırsla. "Evine git."

"Sana dedim Kutay."diye inledi Kaan duvarın dibinde hıçkırırken. Bacaklarını kendine çekip acıyla iç geçiriyordu. "Sabah her şeyin suçlusu ben olacağım dedim,bu ilişkinin kötüsü ben olacağım dedim..."

"Kaan!"diye gürledi Kutay hırsla. "Evine git dedim sana."

"Sana ilkimi verdim."diye hıçkırdı Kaan dudaklarını dişlerken. "Hayran olduğum,bana özel davranan tek kişiye ilkimi verdim. Seninle yaşadım o ilki. Canım acıyor,yürüyemiyorum bile.Duş alacak kadar ayakta bile duramıyorum. Öpüp koklamanı istemedim ki senden. Kucağında banyoya taşı istemedim,beni bir fahişeymişim gibi atıyorsun evinden..."

"Kaan,sıkacağım kafama diyorum. Kendimi de seni de keserim şurada diyorum. Git diyorum. Anlamıyor musun sen amına koyayım? Kıracağım kalbini diyorum..." Kutay öfke nöbetleriyle birlikte mutfağa ilerlemişti. Bir bardak su içip sakinleşecekti.

Siktir olup gidecekti.

Hayatında ilk defa "adam gibi" özür dileyecekti. Uygar'ın ailesine it gibi yalvaracaktı gerekirse onları da yola getirecekti. Oğlanın hayatının mahvolmasına izin vermeyecekti,köpek gibi yalvarması gerekiyorsa yapacaktı. Yalvaracaktı. İmana gelmezlerse de Uygar'ı affetmeleri için gerekirse kabalaşacaktı. Ne gerekiyorsa onu yapacaktı. Uygar ile ailesi bir araya gelip bunu konuşana kadar ne gerekiyorsa ,o olacaktı.

Yorgun mavileriyle birlikte boynunu bükmüştü oğlan. Kızaran burnunu çekmiş,aksayarak yürüyordu. Canı acıdığı için yüzünü ekşitiyor,ufak ayaklarının üzerinde parmak ucunda yürümeye özen gösteriyordu.

"Seni değiştirmek için elinden geleni yaptı,bunu yapamadığın için nefret dolusun."diye yanıtladı Kaan.

Kutay elinde bardağı parçalayıp cam kırıklarını duvarlara savururken Kaan hıçkırarak devam etti.

"Seni kendi istediği gibi bir adam olarak sevdi. Kendisi gibi üniversiteye git istedi,düzgün ve kavgasız bir hayat istedi. Beladan uzak ol istedi. Seni kendisi gibi biri haline getirmek istedikçe seni olduğundan farklı biri haline getirdi."

"Kaan,siktir git bu evden!"

"Benim tek suçum seni olduğun gibi kabul etmek."diye inledi Kaan acıyla. "O varken olmaz dedim,seni istiyorum onu değil dedin bana. O seni istediği Kutay yapmaya çalıştı ben seni olduğun Kutay olarak tapacak kadar çok sevdim. Onun için Tayfun'un olmadığı hikayesinde yeni bir adaydın,benimse hikayemin başlangıcıydın. Şimdi ben kötüyüm. Ben kötü olanım. Biliyordum..."

Kutay kanla boyanan ellerini kendi saç diplerini avuçlayıp çekmek için kullanıyordu. Kendisini yeniden o arabada kilitli hissediyordu. Tüm camları ve rüzgarları açsa da nefes almak imkansız olacaktı. Ferah bir rüzgar varsa da yoktu artık onun için.

Bu onursuzluğu affetmeyecek kadar gururlu bir oğlanı seviyordu zira.En ufak yıkımda kendini uyuşturucuya,alkole ve başka birinin koynuna savuracak denli aciz birini istemiyordu haklı olarak Uygar. Kutay acıyla kasılırken Kaan devam ediyordu.

"Benden nefret et yeter ki.."diye fısıldadı sulanan mavileriyle. "Nefret et benden,ilişkini mahveden de ben olayım,kötüsü ben olayım her şeyin. Ama sen aynı kal Kutay. Kimsen o kal. Biri seni sevsin diye değişme. Uygar seni sevsin diye olmadığın biri gibi davranma. Sevmesen de nefret etsen de suçlasan da ben seni olduğun gibi seviyorum. Değiştirmek istemeden..."

"Musallada."dedi Kutay fısıltıyla. "Etimi döndüre döndüre yıkasalar,ben ölü halimle bile onu seveceğim."

Kutay boş bir bakışla dikti lacivertlerini. "Mezarıma tükürmeye gelse,yağmurum yağdı diye dua edeceğim. Ben hep ceylanımı seveceğim."

Kaan buruk bir bakışla kendi montuna uzandığında "Bana bir daha bakmayacak,yollarım bir daha hiç ona çıkmayacak...Ama ben o yol da ona bakacağım,sonsuza dek. İlkini yaşattığım için özür dilerim..."



Son PerdeWhere stories live. Discover now