Benim Aşık Olmam Gerek

4K 313 67
                                    

--------------- VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN --------

benim aşık olmam gerek, yolda kaybolmam gerekve ancak o zaman yaşar hissederim 

benim aşık olmam için bana dünyalar gerek değilbir kere gül şarkılar dizeyim

 benim aşık olmam demek, kendimi bulmam demek

 bana anılar ver bu şehri seveyimbenim aşık olmam için, tek bir güzel söz gerek değil 

ufak şeylerin peşinden giderimkendimi tanımam lazım

 biraz dahabana benim gibi biri gerekelimden gelen bişey yok, büyük değil vaatlerim 

en azından hiç kimseden dünyaları beklemedim 

bana bir kere gül ben de şarkılar dizeyim elimden gelen tek şey bu, ben böyleyimhayat böyle çok boş, kendimi kaybetmem gerek 

yenidenbenim aşık olmam gerek, yollara düşmem gerekve ancak o zaman tamam hissederimbenim aşık olmam için, boş sözler vermen gerek değilben insanı en çok özgürken severim

 kendini rahat bırak

 biraz dahabazen insana huzur gerek elimden gelen bişey yok, ben fazla düşünenlerdenimen azından endişelerimin üstünü örtmedim 

bana bir kere hissettir şarkılar dizeyimherkesin yolu farklı, ben de böyleyimhayat çok sıkıcı, aşık olmam gerek 

yenidenbenim aşık olmam gerek, yüzde kaybolmam gereksadece o zaman mutlu hissederimbenim aşık olmam için, pek de güzellik gerek değil 

ben ruhunun peşinden giderimbenim aşık olmam demek, kuşları duymam demekben insan sevince dünyayı severimyeniden aşık olmam için önce iyileşmem gerekönce kendimi seveyim, sonra düşünürüm

-----------------------------

Yüzüne inen yumruk habersizce bastıran bir bahar yağmuru gibiydi.

Kutay suratına inen balyoz gibi yumruğa tutunduğunda, bahar günü hava bir anda kapanmıştı da yağmur inmişti sanki bir anda gökyüzüne.

Yine o arabanın içerisindeydi,baygınlıktan gözlerindeki yaşlar bile kurumuşken. Sıcak öğlen güneşinde pencerenin bile açık olmadığı yerde dili damağında kerbela çölünde bir damla suya hasret.

Yüzüne inen yumruklara karşı koyamayacak kadar küçük de değildi artık.

Karnına inen tekmelerden daha fazla acıtıyordu.

"İşe yaramaz,piç kurusu.."

"Baş belası.."

"Annesi kılıklı."

"Doğarken ölseydin de...Başıma bela olmasaydın."

"Nefret ediyorum senden.."

"Aynı annene benziyorsun.."

Kutay yüzüne inen yumruklarla sıcaktan bunaldığını hissederken kulağına dolan babasının kayış sesiyle yummuştu yine lacivertlerini.

"Allah belanı versin.."

"Bela."

"Senden adam olmaz.."

"Günahımı senden çok seviyorum.."

"Hayatımı mahvettiniz.."

Kutay yeniden yüzünde,kollarında,bacaklarında...

En acısı ise kulak kemiğinde kemerin sert şiddetini hissederken çığlıklar savurup çıkmaya çalıştı saatlerce hapsolduğu arabanın öğle güneşinde baygınlık geçirici bunaltıcılığından.

"B-Ba..Baa."

"AĞLAMA KARI GİBİ ADAM OL!"

Çocukluğundan sahneler,denizden akıp giden gemileri seyretmek gibiydi. Uzaktaydı. Yapabileceği hiç bir şeyi de yoktu.

Adam olup,ağlamamak dışında.

"ALLAH'IN BELASI SENİ! NE ZAMAN ADAM OLUCAN! MAYANDA YOK SENİN! ADAM OLAMADIN KUT..."

"Kutayyy?"

Kutay yumruklarını sıkarken kan ter içinde inlerken tekrar yankılandı ismi endişeyle.

"Kutay?"diye fısıldadı onu ürkütmemek için uykusunda hafifçe sarsan Uygar kuruyan boğazıyla.

Lacivertler açıldığında, endişeyle yerinden fırlamış Bambi gözlerle birlikte duraksadı. Çıplak silah gibi yumruklarını oğlana sallamadan önce havada asılı kalan elini aşağıya indirdi.

Ağlıyordu Bambi.

Yaralı bir ceylan oluvermişti yeniden.

Korkuyordu da Kutay'dan zaten.

Uygar telaşla yüzünü kapatmıştı hızla kendi avuçları arasında.

"B-Ben.."diye fısıldadı Kutay kan ter içinde yatakta doğrulurken. "Ö-özür dilerim...Rüya..Görüyordum.."

"Korktum.."dedi Uygar onun alnındaki teri eliyle kurularken. "H-Hasta gibisin.."

"İyiyim."dedi Kutay çatallanan sesiyle. "Aptal bir kabus,ziyanı yok?"

"Kutay.."

"İyiyim Bambi."dedi Kutay göz devirip. "Bir rüyadan korkup ağlayacak mıyım? Erkek adam oldum,ağlamam. Korkma."

Uygar şaşkınca sert bir dille yumruklarını sıkan ve tırnaklarını avucuna saplayan oğlanın hallerine bakınırken yutkundu. "Pekala..Sabah altı buçuk... Kahvaltıya...İnelim mi ?"

"B-Ben duşa girsem iyi olacak."dedi Kutay sertçe.

"Ben çok acıktım."diye mırıldandı Uygar dudak ısırıp. "Duştan sonra gelir misin peki?"

"Gelirim.."

"Peki."diye mırıldandı Uygar üzerine kıyafetlerini giyerken kokusu kokusuna karışmış oğlanın yanağına bir buse kondurdu. "Görüşürüz o zaman aşağıda.."

"T-Tamam."dedi Kutay bin yumrukla devrilmese de yanağındaki öpücükle yerle yeksan olurken telaşla öptüğü yeri tuttu oğlanın.

Uygar botlarını ve montunu da giyerken hafif aksayarak kalçasını tuttu. "Yalnız kalmak istemiyorsan..Kalabilirim duştan çıkana kadar odada?"

"Yok."dedi Kutay yutkunup. "Git,sen...Aç kalma yaralı ceylan."

Uygar badem gözlerini devirip kalçasını tuttu "Yürüyemiyorum zaten.."

Oğlan odadan çıkıp yemeğe inerken Kutay kendini duşa kilitleyip suyun altında boğuk bir çığlık savurdu...

Aslında kabusundan korkuyordu.

Uygar yanında olsa daha çabuk unuturdu.

Ama...

Kutay "erkekler ağlamaz."diye mırıldandı kendi kendine.

Duşun altında ağlayınca göz yaşları belli olmuyormuş gibi "ben ağlamam"diye kendisiyle gurur duyarken.

Güçlü hissediyordu,göz yaşlarını artık kendisi bile göremiyordu zira...


Son PerdeWhere stories live. Discover now