5- Trust me

5.9K 224 71
                                    

"Baba, beni kim doğurdu?"

"Luke Amcan."

"Hey niye ben?" diye bağırdı Luke.

"Baba gerçekten benim annem kim?"

"Bu sorularda nerden çıktı?"

"Okuldaki herkesin annesi var. Benim niye yok?"

"Çünkü sen özelsin."

"Baba, annem nerede?"

"Alison yeter."

"Hep kaçıyorsun baba."

"Hayır."

"O zaman sorularımı cevapla. Benim niye annem yok? Benim annem kim?"

"Calum dostum uyan." dedi Michael beni dürterek. Alison'ın beşiğinin yanındaki sandalyede uyuyakalmıştım ve ruyamda en çok korktuğum şeyi görmüştüm. Bunlar ileride olacak şeylerdi. Alison elbet bir gün bana bunları soracaktı ve ben yanıtlamak zorunda kalacaktım.

"Çok kötü bir rüya gördüm."

"Biliyorum uykunda konuştun 'Bilmiyorum, Alison lütfen sus' gibi şeyler söylüyordun."

"İleride bana annesini soracak. Ben ne diyeceğim?"

"Luke'un onun annesi olduğunu söylersin." dedi Michael omzuma vurarak.

"Niye hep ben?" Luke kapıya yaslanmış bizi dinliyordu.

"En çok anne tipi sende var." dedi Michael göz kırparak.

"Ben ciddiyim." dedim kafami yere eğerek.

"Ben de öyleyim." dedi Michael ve telefonuyla oynamaya başladı.

"Takma kafana dostum. Biz hep yanında olcağız." dedi Ashton ve elimden tutarak beni oturduğum yerden kaldırdı.

"Artık şu odadan çıkabilir miyiz? Yoksa Alison uyanacak." Luke her zamanki gibi 'cool' davranmaya çalşıyordu ama ben onun içini biliyordum.

"Kendini fazla zorlama dostum." dedim arkasından.

"Ne?"

"Yok bir şey." dedim ve sırıtarak bahçeye çıktım. Genellikle kendimi yalnız hissettiğimde salıncağa oturur ve düşünürdüm ve yine öyle yaptım. Aklımda Miranda, Alison, Sasha ve bir çok şey vardı. Sanırım fazla çapkınlığın ve yakışıklılığın cezasını çekiyordum. Ayrıca bir an önce bir iş bulmam gerekiyordu. Bizim çocukların babalarının paralarını yiyemezdim. Ben düşüncelerime devam ederken yüzüme doğru gelen yapraklar ile irkildim. Elimle onları itmeye çalışıyordum ama çok fazlaydı. Önüme ve yüzüme uçuşan yaprakların kaynağını göremiyordum.

"Yapraklarla boğuşurken o kadar komik gözüküyorsun ki." dedi Miranda çitlerden kafasını çkarıp, elindeki yaprak temizleme makinesini kapatarak. Salıncaktan kalktım ve çitlere doğru yürüdüm.

"Seni eğlendirebildiğime sevindim." dedim çitlerden kafamı çıkararak. O kadar güzel gülümsüyordu ki öylece ona baktım. Utandığında hep yaptığı gibi kafasını eğdi ve kızardı. Bu kadar romantik olmak bana göre değildi ama sanırım artık olgunlaşmıştım. Çenesinden tutarak gözlerini kendi gözlerimle aynı hizaya getirdim. Sanırım bir sonraki hamlemi o da biliyordu.

"Utanınca çok güzel oluyorsun." dedim ona daha da yaklaşarak. Aramızda çitler olduğundan sadece birbirimizin kafasını görebiliyorduk. Miranda'ın kalp atışlarını çok rahatlıkla duyabiliyordum.

"CALUMMMMM" diye bağıran bir kız yüzünden ikimiz birden bütün dikkatimizi evin dış kapısına çevirdik.

"Siktir." dedim fısıldayarak ve sonra devam ettim.

"Alexisssss aman tanrım seni ne kadar da özlemişim."

"Bende Calum. Görmeyeli yeni dövmeler ve saçına birşeyler yaptırmışsın."

"Sende güzelleşmişsin." dedim ona sarılarak. Tabi bu arada tamamen Miranda'yı unutmuştum ve Miranda suratsızca bize bakıyordu.

"Uhm bu Miranda, kendisi benim-"

"Komşusu. Sadece komşuyuz." dedi Miranda beni bölerek. Sanırım şu an bana klasik kız triplerinden atıyordu.

"Ben de Alexis. Michael'in kız arkadaşıyım." dedi Alexis gülümseyerek.

"Oh. Ben sandım ki Calum ve sen. Her neyse Michael, Calum'la bu kadar yakın olmana kızmıyor mu?" dedi Miranda, Alexis'i süzerek.

"Hahahah sen yanlış anladın. Ben aynı zamanda Calum'un kuzeniyim. Calum'la daha çok kardeş gibiyiz biliyorsun ailesi-"

"Biliyorum." dedi Miranda Alexis'in sözünü keserek.

"Sana ailemle ilgili hiç bir şey anlatmadım ki." dedim Miranda'ya merakla.

"Kim söyledi. Ona da Luke söylemiş."

"Anladım. Sende gelsene bizimle." dedim önüne gelen saçı iterek.

"Biraz dinleneceğim. Sonra görüşürüz."

"Pekala."

Eve girdiğimizde yüzümde kocaman bir sırıtış vardı çünkü Miranda beni kıskanmıştı. Tabi bu sırıtış Michael ve Alexis'in sulu öpüşmesi yüzünden son bulmuştu.

"Seni o kadar çok özledim ki." dedi Michael Alexis'i kucağına alarak. Alexis ise cevap vermek yerine Michael'in dudaklarına daha da sıkı yapıştı.

"Bu bebek sesi ne?" dedi Alexis merakla.

Herkes aynı anda bana bakıca Alexis sanırım olayı anladı.

"Aman tanrım Calum!!!" dedi Alexis bana dönerek.

"İstediğini söyle. Sana demiştim de." dedim kollarımı açıp çaresiz bir şekilde ama o bana ne kızdı ne de bağırdı sadece

"Harika bir baba olacaksın. Güven bana." dedi ve sıkıca sarıldı.

Baby Daddy • HoodWhere stories live. Discover now