9- You don't know me

3.4K 154 13
                                    

-Miranda-

"Sana inanamıyorum Kim. Seni her gün uyarmama rağmen nasıl böyle bir şey yaparsın? Üstelik bana bile yaaln söyledin. Herkes arkandan gülücek, dalga geçicek ve ben senin yanında olmayacağım çünkü sen hepsini hak ediyorsun."

"Miranda lütfen dinle. Ben aşık-"

"Ahh lütfen sakın bana burda gelip masum aşık rolünü yapma. Aşk diye bir şey yok Kim tamam mı? Bunu o küçük beynine sok ve ağlamayı kes."

"Sen çok değiştin. Eski Miranda böyle bir durumda yanımda olur, beni avuturdu. Kimsin sen?"

"Beni hiç bir zaman tanımadın ki ve anlaşılan bende seni tanıyamamışım."

-8 saat önce-

Miami'den döneli bir gün olmuştu ve festival gününden beri Calum'la konuşmuyorduk. Ben, otelde Kate'in yanına Ashton'da Calum'un yanına geçti ama araları bozulan bir tek bizdik. Diğerleri bizim aksimize daha da yakınlaşmışlardı. Alexis ve Michael okul bitince evlenme kararı bile almıştı. Luke ve Kim balayındaki çiftler gibi davranmıştı. Biz her gezmeye çıktığımızda onlar otelde kalıp beraber vakit geçirdiler. Herkes bizi barıştırmaya çalışıyordu ama işler sadece kötüye gidiyordu. Calum sonunda kızına kavuşmuştu ve herkes evlerine dağılmıştı.

Uzun uykumdan uyanınca kahvaltı için aşağı inerken Kim'in seslerini duydum. Telefonda biriyle konuşuyordu ve sesi ağlamaklıydı. Biraz durup onu dinledim. Göz yaşları gözlerinden birer birer akarken zor konuşuyordu.

"Luke lütfen dinle." sürekli bunu tekrarlıyordu ve sonunda telefon elinden kaydı. Kim yere oturmuş delilerce ağlıyordu. Hızla yanına gittim ve ellerini avucumun içine aldım.

"Şşşş yok bir şey ben burdayım." diyerek kafasını omzuma yasladım. Kim'in ağlaması biraz durunca sorumu sordum.

"Neler oldu?"

"Biz sanırım ayrıldık." dedi peçeteyle burunu silerek.

"Niye? Çok iyi anlaştığınızı sanıyordum."

"Beni aldatmış. Kendi gözlerimle gördüm."

"Bak kendisi kaybetmiş. Neler hissettiğini tahmin edemem ama ben senin yanındayım tamam mı?"

"Teşekkür ederim ama biraz dışarı çıkıp hava almak istyorum."

"Tamam ben montmu alayım."

"Tek başıma. Düşünmem lazım."

"Oh pekala ama yemek saatinde evde ol."

"Tamam anne." dedi ve göz yaşlarını silerek evden çıktı.

Dönem ödevimle ilgili araştırma yapmak için arkasından ben de kütüphaneye gittim. Eve geri dönerken Luke'la konuşmamın iyi olacağını düşündüm ve kapılarını çaldım. Kapıyı Ashton açmıştı.

"Calum evde değil."

"Umrumda da değil. Luke'la konuşmamam lazım."

"Odasında."

"Sağol."

Odasına girdiğimde onu çok çökmüş bir halde gördüm. Gözleri kızarıştı ve rengi solmuştu.

"Luke?"

"Burda ne işin var?"

"Konuşmaya geldim. Kim hakkında."

"Konumak istemiyorum."

"Hadi ama hem onu aldatıp hem de sanki suçlu oymuş gibi davranma."

"Ne?" diyerek oturduğu yerden döğruldu.

"Ne ne?"

"Onu aldatmadım."

"Ama Kim bana-"

"Sana yalan söylemiş." dedi omuz silkerek.

"Hayır Kim bana yalan söylemez. Onu tanırım."

"Demek ki iyi tanıyamamışsın."

"Sana inanmıyorum Luke Hemmings."

"Bu senin sorunun güzelim."

Hızlıca kapıyı çekip odasından çıktım. Kim bana yalan söylemezdi. Biz en yakın arkadaştık. Düşüncelerimle merdivelerden inerken birine çarpmamla sarsıldım ve yere düştüm.

"Ahhh bi sen eksiktin." dedim yerden kalkarak.

"Efendim?"

Evet, Çarptığım kişi Calum'du.

"Yok bir şey."

"Niye buraya geldin ki?" dedi Calum yukarıya bakarak.

"Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum."dedim yanından hızlıca geçerken ama o beni kolumdan tutup engelledi.

"Bunu bana yapma." diye yandan fıslıldadı.

"Neyi?"

"Sanki aramızda hiç bir şey olmamış sanki beni hiç sevmemiş gibi davranma." Hızlıca kahve reni gözlerine baktım. Haklıydı bir an için kollarına sarılmak istedim ama yapamadım.

"Görüşürüz Calum Hood." dedim ve hızlıca evden çıktım.

Eve girdiğimde Kim ortalıklarda yoktu ama ayakkabıları evdeydi. Uyduğunu düşündüm ve direk tuvalete geçtim. Kapıyı açtığımda Kim'i gördüm. Elinde bir şey tutuyor ve ona bakarak ağlıyordu.

"Kim?" dememle irildi ve elindeki şeyi arkasına sakladı.

"Elindeki ne?"

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum"

"Hadi ama gördüm."

"Rahat bırak beni Miranda."

"Lütfen bana doğruları söyler misin?"

"Sana her şeyi anlattım."

"Luke'la konuştum anlattıkların yalanmış."

Kim kafasını eğip yere baktığı an hızlıca elindeki şeyi aldım.

"Ver onu bana." diye bağırdı ağlayarak. Bu arada Kate ve Alexis'de yanımıza gelmişlerdi.

"Neler oluyor?" dedi Kate.

"Bende onu öğrenmeye çalışıyorum." dedim ve elimdeki şeye baktım.

"Bu bir hamilelik testi." dedi Alexis, Kim'e dönüp.

"Ve hamile olduğunu gösteriyor." dedim düşünceli bir tonda.

"Evet." dedi Kim ağlayarak.

-Şimdiki zaman-

"Sana inanamıyorum Kim. Seni her gün uyarmama rağmen nasıl böyle bir şey yaparsın? Üstelik bana bile yaaln söyledin. Herkes arkandan gülücek, dalga geçicek ve ben senin yanında olmayacağım çünkü sen hepsini hak ediyorsun."

"Miranda lütfen dinle. Ben aşık-"

"Ahh lütfen sakın bana burda gelip masum aşık rolünü yapma. Aşk diye bir şey yok Kim tamam mı? Bunu o küçük beynine sok ve ağlamayı kes."

"Sen çok değiştin. Eski Miranda böyle bir durumda yanımda olur, beni avuturdu. Kimsin sen?"

"Beni hiç bir zaman tanımadın ki ve anlaşılan bende seni tanıyamamışım."

Kate ve Alexis yerde oturan Kim'in yanına giderken, hızlıca evden çıktım ve bu konuda en bilgili olan ve beni mutlu eden kişinin yanına gittim. Calum Hood'un yanına.

Umaım beğenmişsinizdir. Olabildiğince yeni bölüm koymaya çalışıcam bu aralar biraz yoğunum. Neyse lütfen vote ve yorum sayısını arttıralım. Sizi seviyorummm :*

Baby Daddy • HoodWhere stories live. Discover now