7- I Think I Like Brunette

4.8K 180 28
                                    

"Herkes hazırsa çıkalım." dedi Luke valizini kapıdan çıkarırken.

"Son 5 dakka lütfen." dedim ve Alison'ı tekrardan binlerce kez öptüm. Alexis'in annesinin kucağında ağlayarak tepiniyordu. Herkes gazı olduğunu veya acıktığını düşünüyordu fakat asıl ağlama nedeni benim gidecek olamadı. Bunu anlayabiliyordum. Sanırım baba kız arasındaki özel bağ böyle bir şeydi. Herkes kapıdan çıkarken Miranda yanıma geldi.

"Merak etme Alexis'in ailesi ona harika bakacaklardır." dedi omzuma elini koyarak. Bende valizimi aldım ve kızıma son bir baktıktan sonra Miranda ile evden çıkıp taksiye bindik.

"Bu çok güzel olacak." dedi Kim. Hekres eğleniyordu ve orada yapackalrımızı konuşuyordu ben ise kafamı cama yaslamış bir şekilde istemsiz düşen göz yaşlarımı saklıyordum. Bebekliğimi saymazsak hayatımda sanırım sadece 3 kere ağlamıştım. Biri evlatlık edindiğimde diğeri bir baba olduğmu öğrendiğimde ve şimdi bu.

"Hey Calum." dedi yanımda oturan Miranda elimi tutarak. Sonra elini yanağıma yerleşti ve devam etti.

"Lütfen böyle yapma herşey çok güzel olacak. Sana söz veriyorum." dedi ve eliyle göz yaşarımı sildi.

"Biliyorsun değil mi? Bunları sana ben yapmış olsaydım tokatı yemiştim." dedim gülerek.

"Biliyorum." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

Luke taksinin ön koltuğundan uzun boynunu arkaya çevirdi

"Siz ikiniz çıkıyor musunuz? Tanrım sonunda Calum'un geceleri Miranda diye in-" Miranda kızarmış bir şekilde elini elimden çekti ve bana bir tokat attı.

"Luke şaka yapıyordu." dedi Kim, Miranda'ya sarılarak ve bu arada bana herşey yolunda işareti yapıyordu. Teşekkürler dedim ağzımı oynatarak.

"Özür dilerim Calum ve ayrıca hayır çıkmıyoruz Luke."

"Boşver onu." dedim Miranda'nın elini tekrardan tutarken. Bu arada Michael'ın Luke'un kafasına arkadan vuruşunu netce görüyordum. Cebimdeki titreşim ile Miranda'nın göremiyeceği şekilde telefonuma baktım.

Kimden: "Luke ve penguenleri" grubu

Ash: Luke, evde olan her şeyi anlatmamalısın.

Michael: Calum bütün o penguenlerini sana sokucak Luke :/

Ben: Yerinde olsam bana gözükmezdim Luke.

Luke: :O

Ash: Fazla kaşınıyosun.

Luke: Bak babacık üzgünüm, gerçekten.

Luke'a cevap verememiştim çünkü çoktan havaalanına gelmiştik. Hızlıca valizlerimizi verdikten sonra uçağa geçtik.

"Mağazaları gezemediğimize inanamıyorum." dedi Kim, çantasından dergisini çıkararak.

"Eğer Calum kızıyla vedalaşmayı biraz kısa kesseydi gezerdik." dedi Kate bana ölümcül bakışlar atarak.

Ben tam ağzımı açmış kendimi savunucakken Miranda konuşmaya başladı.

"Hey bunun için Calum'u suçlamayın. Bence gayet şekerdi ve ayrıca Alison sizin alışverişinizden daha değerli."

"Tamam kızlar benim için kavga etmeyin." dedim elimle iksinide koltuklarına iterek ama cevap olarak ikiside dergileri ile koluma vurdu.

2 saatlik uçuşumuzda başta ne kadar yalandan olsada Miranda'nın omzunda uyudum. Valizlerimizi aldıktan sonra metroya bindik. Luke ben ve Ashton çaktırmadan metrodaki kızlara bakıyorduk. Michael ise sadık bir erkek arkadaş olup Alexis'in elini tutarak oturuyordu. Otele varıca herkes kendini lobideki koltuklara attı. Alexis hızlıca resepsiyondaki işleri hallederken kızların bir yere bakıp kıkırdaştığını gördük. Bizde yanlarına gittik ve baktıkları şeye baktık. Tipik kızlar, kaslı ve renkli gözlü erkek görünce aç bir aslana benziyorlardı.ü

"Belki o kadar kasım olmayabilir ama ondan daha yakışıklıyım." dedi Luke kolunu Kim'e atarak.

"Ama onda hem kas hem de tip var canım." dedi Kim sırıtarak.

"Hey bende ikisinden de var." dedim kolumu sıkarak. Miranda eli ile omzuma vurarak kulağıma fısıldadı.

"Bence zorlama. Ayrıca ben o kadar kaslı erkeklerden hoşlanmam." Kulağıma fısıldayışı gerçekten tahrik ediciydi ama onu kendimden soğutmak gibi bir niyetim yoktu.

"Peki sen nasıl erkeklerden hoşlanırsın?" dedim ona dönerek ve yaklaşarak.

"Uhmm bilmem sanırım ben esmerlerden hoşlanıyorum."

"Hmm öyle mi?" dedim çapkınca ellerimi kotumun içine sokarak.

"Aynen öyle." dedi parmak ucuna çıkıp dudaklarıma yaklaştıktan sonra fısıldayarak. Onu öpmek için kafamı eğmiştim ki hızlıca arkasını dönüp bizi çağıran Alexis'in yanına gitti.

"Bu sizin odanızın kartı." dedi Alexis kartı bize uzatarak. Ben Alexis'e teşekkür edecekken Miranda çoktan asansöre binmişti.

"Hadi gelsene." diye bağırıyordu.

"Bu gün fazla mı neşelisin?" dedim asansöre yürürken.

"Evet." dedi yanıma koşarak gelip beni yakamdan asansöre çekiştirerek. Asansör kapısı kapanınca hızlıca yanıma geldi ve tekrardan aşağıda yaptığı gibi fısıldadı.

"Hatta o kadar neşeliyim ki "

"O kadar neşelisin ki?" dedim yine sırıtarak.

"Bütün gün şarkı söyleyebilirim." diye bağırarak benden uzaklaştı ve valizini alarak asansörden indi.

"Beni o kadar çok zorluyorsun ki." diye mırldandım valizimi alırken.

"Efendim?"

"Valiz diyorum, taşıması zormuş."

Merhabalar :)

Biliyorum bölüm biraz geç geldi ama teog var ve ona çalışıyorum. Biraz ara bölüm oldu artık yavaş yavaş Miranda ve Calum'u yakınlaştırmanın vakti geldi ;) Neyse umarım beğenmişsinizdir. Yarınki teog için bana bol şanş dileyin çünkü ihtiyacım var. Ayrıca yorumlarınızı okumayı çok seviyorum. Lütfen bol bol yorum ve vote yapın. Ay çok konuştum neyse hadi öptüm :*

Baby Daddy • HoodМесто, где живут истории. Откройте их для себя