2.8

116K 10.2K 2.4K
                                    

Hoş geldiniz :)
Birden toplu bölüm gelmeyecek çünkü çoğunuz votelemeden geçiyor :(

Yukarıda ki gif şey değil mi 'vote vermeyen okurların evini basan turşu seven okurlar

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Yukarıda ki gif şey değil mi 'vote vermeyen okurların evini basan turşu seven okurlar.' darkwebkiller?
AKWPSKWPSMAPS
-

KAAN

Kollarımı birbirlerine dolamış şekilde odamın bulunduğu kattan dışarıda yağan karı izliyordum.  Aşağıdaki insanlar gözüme küçük karıncalar gibi gelirken derin bir nefes alarak, burnumda biraz kayan gözlüğü düzelttim. 

Aklımı dolduran düşünceler yüzünden içim biraz huzursuzdu.

Çileğin beni yanlış tanıması canımı sıkmıştı.

Çocuk değildim.

Yanlış Kaan'a yazdığının farkındaydım sadece biraz uğraşmak isterken hayatı düzende gitmeyen kızla alay eder gibi uğraşmak karakterime sığmazdı.

Onunla yüz yüze gelmeyeceğimi düşünerek biraz zaman geçirmiştim, eğlenceliydi.

Marketteki olaydan sonra ondan nefret ederken bir yandan da tanımadığım biri sanarak onun eğlencesini sevmiştim.

Ona acıdığımı söyleyerek ben engellediğinde rahatsız hissetmiştim. Kafamı iki yana sallayarak kendime geldim.

Birkaç günlük olan bir şeydi.

Tamam belki birkaç gün konuşmamıştık ama unutup gitmem lazımdı.

Şirketten çıkmak için asılı duran kabanıma ilerlediğimde kapının arkasından gelen şeyle kulaklarımı kabarttım. 

'İsmail bir tuhaf adamdır, üç kuruş için hesap sorandır. Uyanık geçinir ama yalandır. Tüm varlığı cebinde olandır. Liseyi altı senede bitirmiş. Cin gibi çocuk bizim İsmail. Neden mi bu kadar acele etmiş? Aklını seveyim lan İsmail. Lan İsmail lan İsmail...'

Duyduğum şarkıyla dişlerimi sıktım.

Eskiden şirkette böyle ciddiyetsiz bir şarkı dinledikleri için sinirlenirdim fakat bu şarkı bana Çileği hatırlattığı için sinirliydim.

Derin bir nefes verdiğimde elimdeki deri eldivenlerin sarmaladığı ellerimi birbirlerine sürterek yerdeki çantamı alarak kapıyı sertçe açtım.

Odadan çıkmamla müzik kapatılırken kafamı yan yatırdım.

''Bunun sorumlusu kim?'' dediğimde kimseden ses çıkmayınca hafifçe gülümsedim.

''Sorumlusu beni uğraştırmadan muhasebe gidip çıkışını istesin.'' diyerek asansörlere yöneldiğimde hafif birkaç mırıltı kulağımda yankılanırken umursamadan 1.kata bastım.

Asansör aşağı inerken yüreğim hafifçe sızladı.

Elim kaşınırken cebimden telefonu çıkarttım. 

Gönderen: Siz- 'Haluk bugün muhasebe biri gelirse işe devam etmesi gerektiğini söyle, vazgeçtim.' 

Kısa mesajı atıp, cevabını beklemeden telefonu kabanımın cebine attığımda duran asansörden inerek çıkışa yöneldim.

Şirketten çıkmak üzereyken kapının önündeki güvenliklerin ufak bir tartışma yaşadığını gördüm.

Kaşlarım çatılırken oraya adımladım.

''Kontrol ettim içinde herhangi bir demir yok.'' dediğinde ellerindeki pakete baktım.

''Bu ne?'' dediğimde kulaklarımda bir anons yankılandı.

''Maaşı ödemeyen adama bir kargo var! Kaan Bey danışmaya bekleniyorsunuz!'' Kulağıma dolan şeyle sırıtacak gibi olsam da duraksadım.

Çilek yollamıştı.

Muhasebeci Kaan'a yollamıştı fakat benimle konuştuğu için bana yollamış sayılıyordu.

''Bilmiyoruz Kaan Bey. Bir tane kız getirdi. 'Kuryeyim ben, bize böyle teslim edildi.' diyerek gitti.'' dediğinde kafamı sallayarak elindeki paketi aldım.

''Tamam ver onu bana.'' dediğimde paketi hemen uzatmıştı.

''Maaşlarla ilgilenen ve Maaşla uğraşan tek Kaan benim sanırım?'' Kulağıma dolan sesle gelene baktım.

Kaan Can anonsun üzerine buraya gelmişken dilimi alt dudağımda gezdirdim.

Bana gelen şeyi neden sana bırakayım ki?

''Bana geldi.'' diyerek elimle hafif selam verdim. 

Bana gelecekti tabii ki!

Arkamı onlara dönerek çıkışa adımladığımda kapıda hazır bekleyen arabama bindim. Derin bir nefes verirken Çiçeğin beni engellemesine rağmen neden bunu yolladığını merak ederken hareket halindeki arabadan şoföre bakarak aramızdaki camı indirdim.

Aramızdaki cam kapanırken elimdeki kargoyu açtım.

Hafif beyaz, kibar bir paketi açarken elimde gelen yün şeyle kaşlarım çatılırken paketin içindeki şeyi çıkarttım.

Bir kazaktı.

Kaşlarımı çatarak kazağa bakarken koyu, bol örme boğazlı kazakla kaşlarım geri gevşedi. Birkaç dakika öylece sadece baktım.

Kafamı iki yana sallayarak geri paketine koyacakken oradaki küçük kartla kaşlarımı hafifçe kaldırarak kartı elime aldım.

'Benimle konuşmak istemediğini biliyorum. Aynı şekilde bende istemiyorum fakat bu kazağı sana yapmıştım. Verebilecek başka kimse yok. Her ne kadar kazak değil de atkı istesen de böyle bir şey yapmak istemiştim ki keşke yapmasaydım. Her neyse iyi günler.'

-Çilek.

Elimdeki kartı okurken elimi yumruk haline getirdim.

Keşke yapmasaydım...

Derin bir nefes alırken kafamı iki yana salladım. Ben Çilek'le Kaan Can olarak konuşmak istememiştim fakat Kaan olarak konuşmak isterdim.

Şoförle aramda olan camı açarak:

''Telefoncuya gidiyoruz.'' Yeni hat almam gerekiyordu.

BÖLÜM SONU

Turşu Kavanozu - Texting✔️Место, где живут истории. Откройте их для себя