3.8

106K 8.6K 1.1K
                                    

Hoş geldiniz :)

ÖNEMLİ: ADAMIN SAVCI OLMASI KURGU İÇİN GEREKLİ.

Yattığım yerde rahat batarken boğazımı temizledim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yattığım yerde rahat batarken boğazımı temizledim.

Bugünde ölmedik çok şükür.

Hastane odasında kalıyordum. Kafamı camdan dışarıya çevirdiğimde bir süre hafif yağan yağmuru izledim.

Uykum vardı fakat uyuyamıyordum.

Odaya giren çıkan olmadığı için anneme haber veremiyordum ve bu beni daha çok huzursun ediyordu.

Pes edip, ayaklanacakken açılan kapıyla geri uzandım.

Gelene baktığımda  bir adamı gördüm. Yüzündeki maskeyle ağır ağır yanıma gelirken kaşlarımı çattım.

Kontrole gelmiş olmalıydı.

''Telefonunuzu verebilir misiniz?'' Anneme haber vermem lazımdı.

Küçüklüğüm düştü aklıma.

Beni hastaneden çıkartamaması zihnimde canlandı.

Doktor sandığım adam maskesini indirince dudaklarım hafif aralandı.

Depodaki adam...

''Lütfen bağırma!'' dediği şeyle alayla güldüm.

''Yarım bıraktığın işi bitirmeye mi geldin?'' gözlerimi bir süre süzdü. Bir elini bana uzattığında kafasını yan yatırdı.

''İstanbul savcısı Taner Kafkas.'' Bana elini uzatan adama baktım. Elini sıkmadan kafamı diğer tarafa çevirdim. Bir savcı tarafından öldürülecektim. 

Devlette çalışan adamlara bak.

Öleceğime emindim fakat neden orada işimi bitirmek yerine beni hastaneye getirmişti? Bundan daha önemli sorumun olduğunu fark ettim.

''O, senin kızını mı öldürdü?'' Kırık çıkan sesimle derin bir nefes aldım.

Alacağım cevaptan korkuyordum.

''Hayır ama o öyle biliyor.'' Anlamayarak ona baktığımda kaşlarımı çattım.

''Nasıl yani?'' Neler oluyordu? 

''Hiçbir şey bildiğin gibi değil. Sana her şeyi anlatacağım. Öncelikle seni öldürmek gibi bir amacım yoktu sadece planın bir parçasıydı.''

Taner denen adam hasta yatağıma oturdu.

''Ben sadece babanın gizliden ifadesini almak için görevlendirilmiş bir savcıyım ve o gün yaşananlar sadece planın bir parçasıydı.'' Ne?

''Babanın görevini kötüye kullandığını tespit ettik. Dosyaların incelenmesi için çalışma başlatıldığında bir adamın ifadesi dikkatimi çekti.'' dediğinde kafamı yastığa batırdım.

''Ne ifadesi?'' dedim.

''Bir adam babanın, kızını öldürdüğünü fakat savcı olduğu için olayı kapattığını söylüyordu. Dosyadaki ifadesinde 'Kendi kızına acımayarak böbrek nakli yapmış bir adam.' dediğinde kimse inanmamıştı çünkü böyle bir kanıt yoktu. O adamın dosyasını incelerken bana benzediğini fark ettik ve o adammış gibi davrandım.'' gözlerim yandı.

''Yani gerçekten de beni öldürmeyecektin?'' dediğimde kafasını sallayarak onayladı.

''Sırf bir şeylerden emin olmak için mi beni o duruma soktunuz?'' sesim kısık çıkmıştı. Çok büyük günahım varda Tanrı'nın karşısında hesaba çekiliyor gibi utanç vardı sesimde.

Çok kötü hissetmiştim.

Ağlamamak için gözlerimi kapatmadım.

Gözlerim yanarken sadece kafamı salladım.

Taner, bir elini göz kapaklarıma getirerek aşağı çekti.

''Ağla küçük çocuk ağla.'' dediğinde kafamı yastığa daha çok bastırarak elinden kurtuldum.

''Defol!'' hafif yüksek çıkan sesimle ayaklandı.

''Bunu yaşamak zorundaydın! Eğer sen bunu yaşamasaydın bu adam görevini kötüye kullanıp daha çok insanın canını yakacaktı.'' düşünmeden konuştum:

''Buna bencillik diyeceksen de! Ben bencilim, evet! Sen hiç can yakan gerçeklerin yüzüne çarpmasını hissettin mi?'' diyerek devam ettim:

''Benim canımın yanacağına artık başkalarının canı yansın!'' dememle duraksadı.

Gözlerinin kızardığını hissettim.

Tam bir şey diyecekti ki açılan kapıdan annem girdi.

''Kızım!'' Annemin koşar adımlarla yanıma gelmesi bir olmuştu.

Yanda duran önlüklü savcıyı köşeye itip, bana sarıldığında düşen savcıya göz ucuyla bakıp, gülmek istesem de gülmedim. 

Canım yandığı halde gülmek istemiyordum artık.

''Bebeğim.'' Annem kollarını bedenime sararken göz yaşlarım kendiliğinden akmaya başlamıştı. Gözlerimi açıp, anneme bakacakken yerden hafif homurtuyla doğrulan Taner'i görünce kendimi tutamayarak güldüm.

Normal bir zamanda normal bir tanışma olsaydı bu ikisini shiplerdim fakat ondan sadece nefret ediyordum.

''Annem...'' Anne orada çok çaresiz hissettim.

Neredeydin?

Annem kafamın üstüne birkaç küçük buse kondurduğunda derin nefesler aldım.

Kollarımı annemden ayırıp, gözlerine bakacakken kapıda gördüğüm Kaan'la kaşlarımı çattım.  Tam onun burada ne olduğunu soracakken zihnimde canlanan birkaç şeyle durdum.

Aklıma kaçırılmadan önce gördüğüm görüntü gelirken emin olamamıştım. Benzerlik olabilirdi ya da farklı bir şey buna kendimi inandırabilirdim.

Ama üstünde gördüğüm kazağın aynısından bir başkasında olacağına kendimi inandıramazdım.

 Çünkü onu ben örmüştüm.

Bölüm sonu
Vote atmayı unutmayın 💖

Turşu Kavanozu - Texting✔️Where stories live. Discover now