''Kaan ne oluyor?'' Bu işin altından bir şey çıkacaktı buna emindim.
''Bir şey olmuyor dolaşmaya çıkacaktım senin de yanımda götürmek istedim.'' dediğinde kaşlarımı çattım.
''Süs köpeği miyim lan ben?'' sinirle mırıldanırken elimdeki kaskı aldı.
''Onu oradan nasıl çıkardın?'' diyerek kaskı kafama taktığında kafama hafifçe vurdu.
''Kafanı kaldır da kopçasını vurayım.'' dediği şeyle gözlerimi büyüttüm.
Ne kopçasından bahse- Ha! Kaskın kopçası.
Ulan öyle bir cümle kurdun ki her türlü yanlış anlardım ben bunu.
Sıkıntı yok devam.
Kafamı hafif kaldırmamla kilidini taktı.
''Çilek kafan neden bu kadar küçük?'' Aynı şeyi ben sana söylesem nasıl anlardın acaba? Bu çocuğun Türkçe derslerine ihtiyacı vardı.
''Bir gün senin ağzının burnunun yerini değiştireceğim ondan sonra bana diyeceksin ki 'Ah Çilek! Bana niye öyle şeyler yaptın.' şaşıracaksın.'' dememle kafasını hafifçe kaldırıp, minik bir kahkaha attı.
Oynayan adem elmasına bakarken yutkunup, motora döndüm.
''Hadi bin seni bir yere götüreceğim.'' dediğinde sırıttım.
Bugün çok güzel bir gün.
Motora bindiğimde Kaan kaşlarını çatarak önümde hafifçe eğildi. Ne yaptığına bakmak için kafamı eğdiğimde ayak bileğimi tuttu.
Ayak bileğimden tutarak bir kenara çektiğinde motor kısmına geldiğini fark ettim.
''Dikkatli ol canını yakacaksın.'' dediğinde sadece kafamı sallayarak onayladım. Kaan bir şey demeden motora bindiğinde ellerini arkasına uzatıp, kollarımı tutarak kendine çekti.
''Seni bir yere götüreceğim biraz uzak. Sen olduğun için fazla hız yapmamaya çalışacağım ama sen yine de tutun.'' dediğinde güldüm.
Sarılmam için hız yapmak yerine canımı düşünerek yavaş giden erkek mi? Allah'ım nasip et.
Kollarımı sıkıca ona doladım ve kafamı sırtına yasladım.
Olur olur, yeriz yeriz!
-
''İçim dışıma çıktı!'' midemi tutarak etrafa bakarken Kaskımı çıkartmak için hareketlenmiştim ama Kaan'ın seslenmesiyle ona döndüm.
