Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
--
"Aptalsınız ya aptal"
Seungmin, Jisunga söyleniyordu. Daha bir hafta önce karşısında ki çocuğu karakoldan kurtarmıştı şimdi de ikizini kurtarmak için gelmişti.
"Ya ben mi dedim git polise hakaret et diye? Salak işte benim ikizim olduğunu çok belli ediyor bazen"
Jisungun yaptığı açıklama Seungminin gülmesine sebep oldu. "Ha salak olduğunu kabul ediyorsun yani?"
Jisung kafasını 'Yaanii' der gibi salladı. "Var biraz evet. Aman neyse ya. Ne dedi o kas yığını komiser?"
Seungmin göz devirdi. "Felix efendinin ondan özür dilemesini istiyor. Hayır onu da anlayamadım çocuk gibi uğraşıyor Felixle"
Jisung kaşlarını çattı. "İyi de Felix asla özür dilemez ondan"
Seungmin iç çekti. "Biliyorum. Ve burada devreye sen giriyorsun. Ne yap et ikna et şu ikizini özür dilesin bak valla iki saat sonra duruşma salonunda olmam lazım mahkemem var oğlum sizinle mi uğraşacağım ben sürekli?"
Jisung güldü. "Aman yesinler mahkemeni. Neyse ben ikna ederim onu izle şimdi"
--
"Asla olmaz. Ben varya ben. Asla o heriften özür dilemem. Boş hava dolu kas yığını manyak!"
Seungmin elini alnına vurarak kafasını sağa sola salladı. "Varya yemin ediyorum sizinle tanıştığım o okul sabahına kurduğum alarmın sesinin çıktığı hoparlörü si-"
Jisung gelecek olan küfürle sesli bir şekilde öksürerek arkadaşının sözünü böldü. Onları izleyen polisler varken bu zarif avukatın küfür etmesi hoş olmazdı.
"Ulan hani ikna ederdin?"
Evet, Jisung şuanda nezarethanede parmaklıklar arkasında ki Felix'i Changbinden özür dilemesi için ikna etmeye çalışıyordu. Tam bir saattir..
Seungmin saatine baktı. "Bir saat kaldı. Yarım saat zaten yol alıyor. Bak Felix.."
Seungmin demirlerden tutup Felixin gözlerine baktı. "İşleri zorlaştırma lütfen. Bak bir saat sonra mahkemem var lütfen git şu adamdan özür dile bitsin iş hadi"
"Dilemeyeceğim. O benden dilesin"
"Lan o niye dilesin?!"
Seungminin ani yükselmesi Felixi birkaç adım geri attı. "Beni buraya soktu?"
"Hay keşke sana soksaydı. Tövbe tövbe.. Oğlum bak git şu adamdan özür dile yoksa ben ikinizi de mezara sokacağım"
Jisung ellerini beline koyup Seungmine döndü. "Ben ne alaka şimdi?"
Seungmin ona delirmiş gibi olan bir gülüşle baktı. "Ulan her şeyi zaten sen başlattın. Sen ve rahat duramayan elin ayağın. Sen o adamı dövmeseydin karakola düşmeyecektin. Sonra buradaki bir polise yakışıklı diye tutulmayacaktın.. Sonra o polis kalbini kırınca Felix intikam için buraya gelmeyecekti ve buraya tıkılmayacaktı. Yani yılanın başı sensin. Ezeyim mi seni?"
Seungmin saatine baktı tekrar. "Felix şimdi özür diliyorsun ve burada çıkıp gidiyoruz tamam mı? Yoksa seni burada bırakır giderim. Bak yaparım, arkama bile bakmam"
Felix yine itiraz edecekti fakat Seungminin korkutucu bakışları altında ezilince minik bir kedi gibi kafasını aşağı yuları salladı.
