Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
--
"Felix'im çıkıyorum ben"
Jisung, evlerinin mutfağında yeni tarifler deneyen ikizini yanağına öpücük bıraktı. Felix de unlu elleri ile ikizine dönüp baştan aşağı bir süzdü.
"Ya Jisung tanrı aşkına pezevenk gömleğini mi giydin cidden?"
Jisung kendi etrafında bir tur döndü. "Ben çok seviyorum ama bunu. Bak alnımı da açtım. Güzel olmamış mı?"
Felix gülümsedi. "Sana yemin ediyorum şu gömleği başkası giyse dönüp yüzüne bakmam ama sende hoş duruyor. Güzel olmuşsun"
Jisung göğsünü kabarttı. "Ehe, o zaman ben çıkıyorum. Seungmin geliyor değil mi?"
"Geliyor geliyor az önce aradı. Jisung bak çok geç kalma, telefonlarını aç, alkolü fazla kaçırma, beni endişelendirme. Okey?"
Jisung gülüp ikizinin yanağına tekrar bir sulu öpücük bıraktı. "Okey anne okey.. Hadi çıktım ben"
Jisung el sallayıp mutfaktan çıktı. Arabanın anahtarını da alarak evden ayrıldı.
Liseden kalma bir arkadaşının davet ettiği doğum günü partisine gidiyordu. Felix ve Seungmin bu arkadaştan hep hoşlanmadıkları için gitmek istememişlerdi.
Jisung'a da parti deyin başka bir şey demeyin. Sorgulamadan kabul etmişti.
Şimdi de partinin yapılacağı eve gelmişti. Arabasını park edip kapısı açık olan eve girdi.
"Jisung, hoşgeldin"
Jisung, yanına gelen arkadaşına sarılıp geri çekildi.
"Sen takıl kafana göre ben sana içecek bir şeyler ayarlayıp geliyorum"
"Tamam tamam git sen ben buralardayım" Jisung arkadaşına gülümsediğinde adam yanından uzaklaşmıştı.
Jisung da etrafta dolaşırken evde çalan hareketli şarkıya ayak uydurarak vücudu hareket ettiyordu.
Ev fazla kalabalık değildi fakat eğlenmesini bilen ne kadar kişi varsa buradaydı.
Jisung kimin doğum günü olduğunu bile bilmiyordu. O sadece eğlence için gelmişti.
Ama bir dakika o da ne?
"Lan daha henüz bir şey de içmedim yanlış görüyor olamam"
Jisung gözlerinde makyaj olduğundan gözlerini ovalayamamıştı. Sadece açıp kapatıp doğru gördüğüne emin olmak istiyordu.
"Lan harbi doğru görüyorum. Yakışıklı polis beyim?"
Jisung gördüğü bedene yaklaşıp kaslı kollarını tuttu. Minho da kolunda hissettiği dokunuşla gözlerini Jisunga çevrildi. "Han Jisung? Ne işin var burada?"
"Arkadaşımın partisine geldim de siz ne alaka?"
Minho kaşlarını çattı. "Ev sahibi senin arkadaşın mı?"
Jisung kafasını aşağı yukarı salladı. "Yani, çok yakın değiliz öyle liseden kalma bir tanışıklık. Bir sorun mu var?"
Minho iç çekti. "Eve git Jisung başına iş alma"
Jisung heyecanlanmıştı "Neden? Ay yoksa siz gizli görevd-"
Minho hızla Jisung'un ağzını kapadı. Jisung her ne kadar dudakları ile susturmasını istese de maalesef ki her zaman istediğimiz olmuyordu. Minho Jisung'un ağzını eli ile kapatmıştı.
Jisung konuşmak için ağzını oynatırken Minho çatık kaşlarıyla konuşmaya başladı.
"Evet, o yüzden ağzından bu konu ile tek kelime duymayacağım. Kimliğimi belli etme ve sessizce evine dön Han Jisung"
Minho sakince elini geri çektiğinde Jisung kuruyan dudaklarını dili ile ıslattı. "Bende size katılayım yakışıklı polisi beyim lütfen. Poliscilik oynamak istiyorum lütfen lütfen lütfen"
Minho elini alnına vurdu. Bu çocukla hiç tanışmamalıydı...
