Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
--
"Minho"
Jisung, bedenine sıkıca sarılı kollardan dolayı kalkamıyordu yataktan.
Evet, dün Minhoya kıyamayarak onunla yatmayı kabul etmişti ve Minho'nun yatağında, Minho'nun kolları arasında en güzel uykusunu uyumuştu.
Şimdiyse saat 10'a geliyordu ve Jisung çok acıkmıştı. Minho'nun tatil günü olduğundan uyandırmak istemedi fakat çok acımıştı ve Minho'nun kollarından kurtulup da bir şeyler hazırlayamıyordu.
"Minhooo"
Minho tek gözünü açarak baktı eşine. "Yakışıklı polis beyime ne oldu?"
Jisung huysuzca kaşlarını çattı. "Onu söyleyen Jisung çok acıktığı için çok huysuz, şuanda onunla görüşemezsiniz Minho bey"
Minho gülerek kafasını biraz daha Jisungun boynuna sokarak gözlerini tekrar kapattı ve boğuk sesiyle "Saat kaç?" diye sordu.
Jisung her ne kadar bunlar için heyecanlanıp mutlu da olsa gerçekten acıkmıştı. Hamileydi o!
"10 oldu saat."
"Harbi mi? Sen ne zaman uyandın?"
"Ben 9 gibi uyandım ama senin tatil günün olduğu için uyu diye uyandırmak istemedim. Kollarınıda bana sarmış bırakmıyordun, kalkamadım. Yani bir saattir burada açım ben Minho bey. Bebeğim acıktı"
Minho, jisungun tişörtünü kaldırarak karnını severken Jisung gülerek Minhonun dağılmış saçlarını elleri ile düzeltiyordu. "Sadece bebeğin değil, bende acıktım Minho."
Minho şimdide gülerek Jisunga döndü. Son zamanlarda en güzel uykusunu uyumuş ve en güzel sabahına uyanmıştı. Mutluydu bugün ve bu mutluluğunun sebebinin Jisung olduğunun gayette farkındaydı.
Dünden sonra Jisunga karşı olan duvarları yıkılmıştı. Dün, Jisung o kutuyu bulduğunda kızacağını düşünmüştü fakat Jisung oturup onunla birlikte ağlamış ve üzülmüştü. Jisungun bu hareketi tüm duvarlarını yıkılmasında büyük rol oynuyordu.
Şimdiyse Jisungun asık suratına karşı gülmeden duramıyordu. "Özür dilerim sevgili eşim. Nasıl affedersiniz beni?"
Jisung bıyık altından gülerek gözlerini odada gezdirdi. "Aslında bir öpücüğe tav olurum"
