14. Yara

19.7K 962 264
                                    

Bölüm şarkısı: Özgün - Mühür 🎀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı: Özgün - Mühür 🎀

Bölüm şarkısı: Özgün - Mühür 🎀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌞🌙

Bazı sabahlar çocukluğumda teyzemde kaldığım günlerdeki gibi huzurlu uyanırdım, bu da onlardan biriydi. Yataktan doğrulup balkon camını açtığımda içime dolan temiz havayı gülümseyerek soludum. Bütün kırgınlıklarıma, kızgınlıklarıma rağmen ben deli gibi aşıktım ve her zamanki gibi hayatın bana sunduğu şeylere bir karşılık vermem gerekirdi. Gözlerimi etrafımdaki bütün gerçeklere kapatarak peri masalımı yaşamaya devam ederken, ödeyeceğim bedelin bu kadar ağır olacağını bilemezdim.

Selim beyle son konuşmamızdan sonra şirkete gidip onunla yüzleşmeye pek hevesli olmasam bile, bu kadar emek verdiğim bir şeyi saçma sapan şeyler yüzünden yakıp yıkmak istemedim.

Şirkete gelir gelmez masama geçip otel projesi üzerine çalışmaya başladım, o konuşmadan sonra tuhaf bir şekilde değersiz hissetmiştim ve kendimi kanıtlama ihtiyacı duyuyordum.

Selim bey odasına girdikten beş dakika geçer geçmez beni odaya çağırdığında, bunun dünün devamı olacağını anlamış, kendimi bu konuşmayı sürdürmeye ve ona haddini bildirmeye hazırlamıştım. En kötü halde kapıyı çarpıp çıkacaktım, bütün ihtimallere hazırdım yani.

Kapıdan girer girmez "Gel Güneş, otur" dedi koltuğu göstererek, kendisi yine sırtı bana dönük, pencerenin önünde ayaktaydı.
Ben konuşmaya başlamak için onun dönmesini beklerken aynı şekilde devam etti.
"Dün için gerçekten üzgünüm, düşünmeden konuştum. Seni kırmak ya da kızdırmak değildi amacım ve..."
"Kırılmadım" dedim dümdüz bir tonla. "Ben yalnızca sevdiğim insanlara kırılırım ama haklısınız, kızgındım"
Selim bey hafif bana doğru dönerek başını belli belirsiz salladı.

"Hala geçmemiş anlaşılan" dedi imalı bir şekilde. Konuyu uzatması üzerine daha fazla bir şey söyleyecekken dudaklarımı kemirip gözlerimi önümdeki çizimlere diktim.
"Bu konuyu artık kapatabilir miyiz Selim bey?" Dedim, hayır cevabını kabul etmediğimi vurgular bir tonla.
"Tamam. Sorun yok ama değil mi?" Diye sorduğunda başımı kaldırıp yüzüne baktım ve kendisi konuşmaya devam etti.
"Peki, bu kadar hevesli olduğuna göre bakalım şu taslaklara" derken yüzündeki anlamsız sırıtma beni daha da sinir ediyordu. Ayaz gerçekten bu adamı sevmemekte haklı mı diye geçirdim içimden.

Güneşi SöndürmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin