54. Yol Arkadaşları ve Yol Ayrımları

8.7K 846 514
                                    

Küllerden bir ateş dirilecek,
Bir ışık fırlayacak gölgelerden,
Kırılan kılıç yenilenecek,
Şimdi taçsız olan, kral olacak yeniden

Küllerden bir ateş dirilecek, Bir ışık fırlayacak gölgelerden, Kırılan kılıç yenilenecek,Şimdi taçsız olan, kral olacak yeniden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar, upuzun bir bölümle geldim. Ocak ayı boyunca buralarda olmayacağım, o yüzden, ard arda iki bölüm paylaşarak, yılbaşı hediyenizi verip öyle kaçmayı düşünüyorum.

Bölümleri bu kadar hızlı yazıp yetiştirmek benim için çok zordu ama başardım.
Umarım seversiniz ve umarım, sırf sınır koymadım diye oy ve yorum sayıları azalmaz. Bu beni çok üzer...

Yazım yanlışlarını yorum olarak bırakın lütfen, çok üzerinde durmaya vaktim olmadı bu sefer, kusuruma bakmayın.

🎀Bir sonraki bölüm 30 Aralıkta 🎀

Bölüm şarkısı Sertab Erener-Bir damla gözlerimde 🎼

Bölüm şarkısı Sertab Erener-Bir damla gözlerimde 🎼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌞🌓

Bir aynanın kırılma sesiydi o an benim için. Bir serçenin gözyaşı, bir çiçeğin kuruyup yok oluşuydu çünkü akılalmaz bir sevdanın kollarında can verip, arafta buluşan iki âşık yerine, geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalmış iki beden vardı karşı karşıya, sanki ruhlarımız daha üflenmemişti.

Ayaz, dudaklarını hafifçe hareket ettirdi, sanki onun da söylemek istediği çok şey vardı ama kelimeler, tıpkı benim seslendiremediğim binlerce ağıt gibi dilinden dökülemiyor ve ona ihanet ediyordu. Sonra gözlerini üzerimden çekti ve hesap soran keskin bakışlarını Demir'in üzerinde konumlandırdı. O an, dünyadaki her şeyin sessizleştiğini hissettim, kalp atışlarımın sesinden başka hiçbir şeyi duyamıyordum.

Yara bere içinde kalan yüzünü incelerken bana baksın istedim, burada olduğum gerçeğini kabullensin artık, dudaklarımı titreyerek açıp "Ayaz..." diye fısıldadığımı, bana çevirdiği gözleriyle çarpışınca anladım ve bu çarpışmanın etkisiyle irkildim. Adını benden yeniden duymanın sarsıntısıyla derin bir nefes aldı, fakat bu, hayata tutunma değil, bundan sonra alacağı her nefesi geride bırakma çabasıydı.

Güneşi SöndürmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin