18. Anka

17.3K 910 463
                                    

Merhaba🎀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba🎀

Bölümlerdeki şarkıları tesadüfen seçmiyorum, hepsinin bölüm içinde yaşananlarla bir alakası var, malum Güneşimiz çok seviyor şarkıları. O yüzden okurken olmasa bile gün içinde vakit bulunca dinleyin, ben yazarken yaşıyorum o anları, siz de dinlerken yaşayın. Özellikle bölüm ortasında olanlar o anın içinden çok şey söylüyor. Yakında sizin için bir spotify playlisti yapacağım 💕

İyi okumalar, yanımda yürüyen herkese kucak dolusu sevgiler 🥰

Bölüm şarkısı - Yıldız Tilbe Vazgeçtim

Bölüm şarkısı - Yıldız Tilbe Vazgeçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌞🌙

Zamanla geçecek tezinin bende işe yaramadığını anladığımda, kendim için bir karar verdim. Madem akıllanmamıştım, düşeceksem daha yüksekten düşmeliydim. Ayaz'ın İstanbul'da olduğunu anladığımda arkama bakmadan kaçmıştım. Ama yine mutlaka bir gün karşıma dikilecek, gözlerimin içine bakıp bıraktığı enkazın büyüklüğünü ölçmeye çalışacaktı. İşte ben o gün bir daha yıkılmamak için kendime söz verdim.

Karşımda kimin olacağını asla unutmayacak, duymak istemediğim o adı beynime kazıyacaktım. Madem kalbim bana Ayaz diye bağırıyordu, bundan sonra onun kim olduğunu ben de bağıracaktım içime. Korhanlı.

Bazen nefes alamadığım gecelerde artık bitsin, öleyim diye kimseyi çağırmadığımda, iki seneden sonra hala geçmediği için kimseye anlatmaya yüzüm olmadığında bir karar verdim. Ne zaman yüzü gözümün önüne gelse o garajdaki kanlı ellerini, gönderdiği kırmızı gülleri hatırlayacak, görmezden gelmeyecektim.

Abim beni apar topar yollayınca yanıma Selin'i çağırmış, Amerika çıkartmamızın ikinci haftasını Miami'de geçirmeye karar vermiştik. Çılgınlar gibi eğlenmiş, her gece başka bir barda sönmüş, sonra da yorgunluğumuzu çıkarmak için kendimizi denizin kucağına bırakmıştık.

Bana olanları hatırlatan tek şey - peşimde mahşerin iki atlısı gibi dolaşan Ekin ve Adnandı, onları da görmezden geliyordum artık. Bazen işime bile geliyordu. Selin'i barda yapıştığı abuk sabuk adamlardan kurtarmak, ya da bize yavşayan tuhaf tiplerden uzaklaşmak için baya işime yarıyorlardı, haklarını yiyemezdim. Gözüme görünmüyorlardı ama ihtiyaç duyduğum anda sanki hissetmiş gibi hemen orada bitiyorlardı.

Güneşi SöndürmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin