Bölüm 2

97 8 40
                                    


Bokuto pazar sabahı erkenden uyanmıştı. Yatakta birbirlerine sarılmış sevgililerine baktı. Çok güzeller diye geçirdi aklından. Yan tarafına uzanıp yatağın başındaki çekmeceden annesinin kolyesini çıkardı. Rüyasında onu görmüş olabilirdi, uyandığı andan beri aklındaydı. Parmakları arasında dolaştırmaya başladı. Mezarını en son okuldayken ziyaret etmişti. Bazen çok özlüyordu onu. Ama biliyordu, Keiji de söylemişti ona. Onu yanında hissetmek için mezarını görmek zorunda değildi.

Keşke yanımda olsaydın, hayatta olsaydın dedi içinden. Seni sevgililerimle tanıştırabilseydim. Gözlerini kapadı yüzü gözünün önündeydi yine. Yanında olmasını dileyerek açtı ama yoktu. Bir daha hiç olmayacaktı. Kolyeyi dikkatle çekmeceye koydu.

Başını tekrar sevgililerine çevirdiğinde Kei'nin uyandığını gördü "Günaydın."

"Günaydın tatlım." gülümsemeye çalıştı.

"İyi misin Bo?" fısıldadı.

"İyiyim." 

Kei ona dönüp sarıldı. Sarılınca rahatlamış hissetti biraz. O korkunç yalnızlık hissi dağılmıştı.

Keiji de uyanınca Bokuto kalkıp ikisini de öptü "Hadi siz yatın biraz daha. Ben kahvaltı hazırlayacağım."

Üzerine bir şeyler giyip çıktı odadan "Bro günaydın." arkadaşı mutfakta kahve alıyordu.

"Günaydın."

"Kahve mi yaptın?"

"Alsana." elindeki bardağı uzattı.

"Sağ ol. Fırına gideceğim. Güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyorum."

"Ben gideyim mi?"

"Fırına mı? Yoo ben giderim."

"Hayır hayır, yani evden."

"Neden?"

"Yani baş başa kalmak istersiniz belki, yani hafta sonu, belki üçünüz." mırıldanıp sustu.

Bokuto bir kahkaha attı. Ne zaman bitecek bu saçma muhabbet diye geçirdi aklından. Onu birden yakalayıp omzuna attı.

"Boo ne yapıyorsun?"

"Keiji sevişmiyorsunuz değil mi?" diye bağırdı sonra ayağıyla kapıyı açtı cevabını beklemeden.

"Hayır" şaşkınlıkla onlara bakıyordu sevgilisi.

"Booo indir beni." Tetsuro omzunda gülüp duruyordu.

"Bo ne yapıyorsun?"

"İndirsene."

Bokuto da gülüyordu. Tetsuro'yu dikkatlice yatağa attı. "Brom saçma sapan konuşuyordu. Ben de yanınıza getirdim. Şimdi ben gelene kadar mantıklı şeyler söylemesini sağlayın." kıkırdayıp çıktı.

"Ya afedersiniz" dedi Tetsuro, gülerek kalktı yataktan. Keiji'nin üzeri çıplaktı. Altında bir şey vardı neyse ki. Kei de bir tişört giyiyordu.

"Sorun değil Tetsu, niye atladı üstüne öyle senin."

"Bir şey yok, boş ver." kıkırdadı tekrar. "Çarpmadım size değil mi?"

"Yoo."

"Kahve yaptım içer misiniz?"

"Tetsu sen bir meleksin. Kahve meleği" Keiji kıkırdadı. Onun hala uykulu bakan mavi gözlerine, karışık hafifçe dalgalı saçlarına, incecik bedenine hayran olmamak mümkün değildi. Kei onu kendine çekip sarıldı. Sırtını göğsüne yaslayıp kollarını göğsünün önünde sardı. Tetsuro dikkatini dağıtmaya çalıştı.

Kintsukuroi ✨Where stories live. Discover now