Bölüm 24

136 9 14
                                    

Bu özel bir bölüm ve özel bir okur olan @jekdkdkwk için 💖



Tetsuro kabuslarla uyanıp duruyordu. Bir haftadır aynı evde iki arkadaşıyla konuşmadan yaşıyordu. Arkadaşlık uygulamalarını, telefon numaralarını, mesajların hepsini silmiş numaraları engellemişti. Ne duygusal gücü vardı ne de isteği. Tükenmiş haldeydi. Nefes nefese ve terli halde oturdu yatağında. Ona olan öfkelerini de anlıyordu. Defalarca söylemişti Keiji ona, uyarmıştı çok kez. Sonucu böyle olunca da affedemiyordu şimdi. En iyisi biraz zamandı. Ama bu kabuslardan bıkmıştı. Birkaç gece Bokuto yanında kalmış sonraki günler uyuyana kadar beklemişti başında. O yüzden kabuslardan haberi yoktu.

Kalkıp balkona çıktı. Bir sigara yaktı. Mayıs ayının ortalarında güzel bir havaydı. Tatlı bir serinlik vardı. Saate baktı üçe geliyordu. Geceler çok zor geçiyordu. Gün içinde kendini oyalayacak bir şeyler bulsa bile karanlıkta her şey çok daha kötü görünüyordu, hiçbir sorun çözülemez gibiydi artık. İyi hissedeceğine dair inancını kaybetmişti. İstediği tek bir şey vardı, onlarla birlikte olmak. Ama böyle bir ihtimal olsa bile yapabileceğini sanmıyordu. Derin bir nefes aldı sigarasından. Kendini öldürmeye çalıştığı gün geldi aklına. Tek bir adım daha...Her şey çoktan bitmiş olacaktı. Ne için uğraştığını ve çabaladığını bilmiyordu. Her şey gece gibi soğuk ve karanlıktı.

Üst üste birkaç sigara daha içti. Alnını soğuk balkon demirine yaslamıştı. Başını kaldırdığında havanın yavaşça aydınlandığını gördü. Bu görüntü ona kendini en huzurlu hissettiği anlardan birini hatırlatıyordu. Keiji ile yazın sahilde geçirdiği o gece. Yüzünden geçen gülümsemeye engel olamadı, keşke şimdi de yanımda olsan Keiji dedi içinden. Şimdi uzak bir anıydı o gece, bir rüya gibiydi sanki. Aralarının bir daha düzelip düzelmeyeceğini bilmiyordu.


Keiji erkenden uyandı, saat altıyı biraz geçiyordu. Kei Bokuto'ya sarılıp yatmıştı. Uyumaya çalıştı tekrar ama başaramadı. Kalktı sessizce. Balkonda Tetsuro'yu gördü. Omuzları düşük, başı demirlere yaslanmış halde öylece dışarıyı izliyordu. Onun bu haline dayanamıyordu artık. Daha iki hafta önce duyduğu eserini düşündü. Onu dağıtıp yıkmıştı orada hissettiği acı, kim bilir o ne haldeydi. Geçen haftayı da berbat halde geçirdiğine emindi. Onun üzülmesi, kırılması kalbine garip şeyler yapıyordu. Artık yeter dedi birden kendi kendine, o an karar verdi. Bu işi hemen bitirecekti. Hızlı adımlarla balkona yürüdü.

"Tetsu?" yerinden sıçradı arkadaşı. "Özür dilerim korkuttum."

"O-olsun."

"Ne yapıyorsun burada bu saatte?"

"Uyuyamadım, biraz hava alayım dedim."

"Anladım." gözü boş sigara paketine ve küllüğe takıldı. Ama bir şey söylemedi. "Tetsu?"

"Efendim?"

"Ben çok üzgünüm." içini çekti. "Geçen hafta yaptığım her şey için. Bağırdım, bana ihtiyacın varken seni daha çok üzdüm. Kendimi durduramadım."

"Ben de." dedi yüzüne bakamıyordu. "Her söylediğinde haklıydın Keiji, ben artık yapmayacağım. Söz veriyorum. Artık saçmalamayacağım. Ama yine de git dersen giderim. Haklısın kimseyi üzmeye hakkım yok."

Daha fazla dinleyemedi Keiji, sarıldı ona "Ssh tamam tatlım." saçlarını öptü. "O an çok sinirlendim, yapmamam gerekiyordu, seni kırdım biliyorum."

Tetsuro kollarında gözyaşlarına boğulmuştu "Çok özür dilerim." diye tekrarlayıp duruyordu.

"Söz veriyorum her şey yoluna girecek Tetsu. Senin için çok zor biliyorum, yaşadıkların çok zor anlıyorum ben seni."

Kintsukuroi ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin