dokuz

559 88 189
                                    

Bu bölüm ilahi bakış açısıyla yazılmıştır.

#

Ertesi gün olmuş ve Minho, Jisung, Hyunjin ve Felix dörtlüsü sergi için hazırlıklara başlamıştı.

Aslında Felix onların alakası olmadığı ve tehlikeli olduğu konusunda bin kere uyarsa da pek de kulak asmış gibi görünmüyorlardı.

Felix, Chan ve Changbine haber verip birkaç adamla birlikte onların da orada bulunması için haber verip yeniden kahvaltısına dönmüştü.

Giydiği smokinden miydi bilmiyordu ama sanki boğazını sıkıyorlarmış gibi bir his sabahtan beri ensesinden ayrılmıyor gibi görünüyordu.

Kahvaltıyı herkesin yapışının ardından, Jisung ve Hyunjin dışarıya çıkarken Minho kardeşini kenara çekip uyarmayı ihmal etmemişti.

"İlacı içeli birkaç gün olmuş, ağır bir etkisi olduğu için vücuttan atılımı illaki uzun sürecektir. Ancak eğer verdiği günler doğruysa bugün ya da yarın asıl kişiliğiyle burun buruna gelebilirsin. Nasıl birisi olduğundan emin değiliz o yüzden, Jisung ve ben de orada olacağız."

Bu dediğine gözleri dolu dolu bir şekilde gülümsemişti Felix, arkasında onu destekleyen ve yalnız bırakmayan birilerinin olması ona daha da cesaretli hissettiriyordu.

Başıyla abisini onaylayıp o da çıkmak için hazırlanırken, Felix ve Hyunjin Felix'in arabasıyla; Jisung ve Minho da beraber satın aldıkları arabayla varış noktasına ilerlemeye başlamışlardı.

Hyunjin ve Felix'in bulunduğu arabajın içerisinde yoğun bir sessizlik hakimdi ancak sessizliği bozan Hyunjin olmuştu.

"Onu engelleyeceğini söylemiştin, peki ya engelleyemezsen? O zaman ne olacak?"

"Öyle bir ihtimal yok Bay Hwang, hem orada yalnız olmayacağım ben yapamazsam diğerleri onu alacaktır. Sizin gözünüz bende olsun."

"Zaten öy-"

Hyunjin'in sözünü kesen Felix'in ani fren yapışı olmuştu. Felix kendi kendine 'bu bana mı yürüyor?' diye geçirse de garipsediği bu cevabı umursamadan yolunda devam etmişti.

Sonunda serginin yapılacağı bölüme gelmişler ve içeriye geçmeye başlamışlardı.

Felix onun sevgilisinin yüzünü tam olarak bilmiyor, sadece Hwang'ın gösterdiği birkaç fotoğraftan sima olarak tanıyordu.

Kolundaki saatinin çalmasıyla sağına doğru baktığında Chan'la, sol arkaya doğru baktığında da Changbin'le göz göze gelmişti Felix.

Çevrede gözünü taradığında da diğer beş ayrı kısımda da yine adamlarıyla göz göze gelmişti.

Smokininin papyonunu düzeltip elindeki şarap tepsisini Minho ve Jisung'un olduğu tarafa doğru götürdü Felix.

"Muhtemelen birazdan gelecektir, çok yakınlarda durmayın zarar görmenizi istemiyorum."

Minho gömleğinin içerisindeki silah şişkinliğini Felix'e doğru gösterip gülümserken, karşısındaki genç adam şaşkınlıkla abisini izliyordu.

"Sana kim verdi bunu?"

"Chan Hyung'dan izinli!"

Felix abisine göz devirip tepsisindeki iki içkiyi onlara sunarken, hemencecik onların yanından ayrılıp geri yerine dönmüştü.

Gözleri Hyunjin'den bir saniye olsun ayrılmıyor, hem onun hâl hareket ve tavırlarını izliyor hem de elindeki şarapları dağıtmaya devam ediyordu.

A branch of cigarette °hyunlixWhere stories live. Discover now