on bir

529 81 141
                                    

Kahraman bakış açısı*

#

Changbin Hyung'un dediklerini duyduktan sonra dudaklarımı aralamakla kalmıştım ve gözlerim abimle buluşmuştu.

Konuş diye beni dürtüklerken ona 'sus' diyerek cevap vermek için yeltenmiştim.

"Ne zaman konuşacakmış?"

"Hemen şimdi."

Gerim gerim gerilmiş bedenime ek olarak abim de merakından çatlar bir vaziyette  onaylamamı söylüyordu.

"Tamam,konuşalım."

"Tamam telefonu ona götürüyorum. Odada tek o olacak elleri kelepçeli zaten o yüzden endişelenme."

Onaylar anlamda mırıltılar çıkarırken, Minho Hyung'un da gergin olduğunu anlamıştım.

Changbin Hyung telefonu onun bukunduğu sorgu odasına bırakıp çıkarken de 'gidiyorum Felix'  demesiyle onunla somut olarak baş başa olmasak da soyut olarak kalmanın baskınlığını hissediyordum.

"Lee Felix!" Histerik kahkahası tüm odada çarpıp telefon içerisinden kulaklarıma doğru ulaşırken, Minho Hyung telefonu elimden alıp hoparlörü açmıştı.

"Şimdi beni iyi dinle, söylediklerime cevap vermeni istemiyorum sadece dinle. Zaten duyacaklarından sonra bir süre konuşabileceğini sanmıyorum."

Kıpırdandığını belli eden şıkırtı sesi kelepçelerinden geliyordu.

"Nasıl da usta bir şekilde girdin siteye değil mi? Birkaç dakikalık uğraşla hop içerideydin."

"Zavallı, eskiden beri yetersizin tekiydin zaten. Ufacık şeyi yapmanla kazandığını sanmana şaşmamalı."

Minho Hyung onun dediği her sözde bana bakıp tepkimi ölçerken, ben sadece öylece durmakla yetiniyordum.

"Açıkçası beni hatırlamadığın için gerçekten çok üzüldüm, hayatımı sikip atıp sonrasında yeniden karşılaştığımızda o adamla lavaboda yiyişiyor olman gözlerimi yaşarttı."

"Gerçi sen başından beri erkekçiydin."

Minho Hyung sinirle ayağını sallayıp dururken, bir yandan sıktığı yumruğunu görebiliyordum. Önünde olsa onu tek sıkmayla öldürebilecek sinir yükü yüklenmişti tam o anda.

"Bana benden hoşlandığını söylediğinde lise ikinci sınıftaydık."

Abimin gözleri şaşkınlıkla bana dönerken, söylediği her  cümle beni o ipsiz sapsız anılarla yeniden yüz yüze getiriyordu.

"Utangaçtın, kenar köşe bir yerlerde söylemiştin ancak yanında o anı kameraya alan bir piçi daha getirmiştin. Tanıyordun onu değil mi?"

Hayır diye geçirmiştim içimden, kesinlikle tanımadığıma emindim. O gün orada birisi olduğundan haberim bile yoktu.

"Biseksüel olmadığımdan emindim, o gün seni kibarca reddetmiştim yiyeceğin bokları bilmeden."

Kendimi sıkmaktan midemde oluşan bıçak saplanması gibi giren ağrı beni daha da zorlarken, hiçbir şeyi belli etmemeye çalışıyordum.

"Sikik arkadaşın videoyu okuldaki herkesin bulunduğu bir siteye, videoyu bir güzel oynayıp her şeyini değiştirip atmıştı hatırlıyor musun? Şimdi yavaş yavaş  hatırlamaya başladın değil mi?"

Hatırlıyordum, her şey gözlerimin önünde tam da şu anda gerçekleşiyordu adeta.

"Senin yüzünden adım ibneye çıkmıştı, herkes benimle dalga geçiyor kim altta kim üstte muhabbetinin yanında beni sikmek için para teklif ediyorlardı. Sahte hesaplardan aldığım tonlarca mesajı saymıyorum bile."

A branch of cigarette °hyunlixDonde viven las historias. Descúbrelo ahora