on beş

528 70 189
                                    

Gece yaşanılanlardan sonra yattığı yatakta doğruldu Felix, ertesi sabah.

Hiçbir yere bakmadan etrafını süzerken bacağına uzanan elle yanına doğru dönmesi bir olmuştu.

"Nereye gidiyorsun?"

Uykulu sesi ve yarım yamalak açtığı gözleriyle Felix'e bakarken, bu görüntü onun kalbini adeta eritmeye yetmişti.

"Banyoya gidiyorum sanırım sen de benimle geliyorsun hm?"

Felix karşısındaki adamla dalga geçercesine konuşurken, gıcık gülümsemesine ek olarak karşısındaki uyuklayanın yanağından makas almayı ihmal etmemişti.

Gözlerini açamayan genç adamın gözleri karşısındaki sarışının dedikleriyle kocaman açılmıştı.

"Bu kadar eşlik etmemi istiyorsan tabii."

Uzun boylu olan tam kalkmak için hazırlanıyordu ki Felix onu alnından itip geri yatağa düşmesine sebep olmuştu.

"Yat yere."

İkisinin gülümsemesi de odayı doldururken, Felix sonunda onun odasından çıkıp kendi odasına geçebilmişti.

Kıyafetlerini hazırladıktan sonra odasındaki özel duşunun suyunu hazırlayıp, vücudunu ılık suyla buruşturmuştu.

Birkaç dakikasını duşta geçirişinin ardından kendisini kurulayıp kıyafetlerini giymesinden sonra, ıslak saçlarını da havluyla kuruladıktan sonra saçlarını kurutmak için saç kurutma makinesine doğru yöneldi Felix.

Telefonuna gelen bildirim sesi onu işinden alıkoyarken, yönünü telefonunu koyduğu komodine doğru çevirmişti sonunda.

Mesaj Chan'dan başkasına ait değildi, sesli mesaj göndermişti.

Felix yarı kuru-yarı ıslak olan saçlarını elleriyle geriye ittikten sonra telefonu ellerinin arasına alıp Chan Hyung'unun ona gönderdiği sesi oynatmaya başladı.

"Hey Felix,sanırım konuya dair birkaç bilgi edindik. Şu an müdürün limuziniyleyim,işim bitmek üzere.Sen polis evinin arka tarafına çık ve beni bekle hemen seni almaya geleceğim."

Felix Hyungunun mesajına olumlu yanıt verdikten sonra hızla üzerini giyinip saçlarını da kuruttuktan sonra odasından çıkmıştı.

Daire herkesin uyanmasıyla aydınlanırken, Hyunjin ıslak siyah saçlarıyla odasından çıkmışken, Felix'in gözleri ona takılmıştı.

Bembeyaz tenini süsleyen siyah saçlar nadide bir inci tanesi gibi ışıl ışıldı.

İkili diğerlerine belli etmemek adına sakin bir şekilde, diğer ikilinin yanına doğru inerlerken mutfakta kahvaltı hazırlayan Minho bağırmıştı.

Felix ona aldırmayıp Jisung'un yanına giderken, Minho gözlerini kısarak Hyunjin'e baktıktan sonra onu yanına çağırmıştı.

Hyunjin küçük bir çocuk edasıyla Minho'nun dediğini yapıp yanına doğru giderken, Minho Hyunjin'in çenesini tutup yüzünü bir sağa bir de sola olmak üzere iki kez çevirmişti.

"Senin dudakların niye kıpkırmızı?"

Minho'nun dedikleriyle Hyunjin'in gözleri büyürken eliyle dudaklarını kapatmıştı hızla.

"Dudaklarım mı? Her sabah uyandığımda böyle oluyor ya hyung hah sende kaç gündür sizleyim unuttun mu, hah!"

Yalanını kapatmaya çalışırken binbir takla atmış şekilden şekilde girmiş en sonunda dizlerini dövmüştü Hyunjin.

A branch of cigarette °hyunlixWhere stories live. Discover now