on altı

435 69 135
                                    

"Güzellik uykundan uyan prenses, geldik."

Deponun her bir hücresinde dalga dalga yayılan ses,Felix'in bağlı olan ellerine ve bacaklarına ek olarak kapalı gözlerinin açılmasına sebep olmuştu.

Önce kuruyan boğazını yatıştırmak için yutkunmaya çalıştı ancak tıpkı bir çivi boğazından geçiyormuş gibi hissettiğinde yüzünü buruşturmuştu.

Kuru dudaklarını yalamak için hazırlandığında, yoğun kan diline ulaşmış tükürmesine sebep olmuştu.

"Chan Hyung'unun yanına yiyiştiğini belli eden kırmızı dudaklarınla mı gidecektin Yongbok?"

Karşısındaki uzun boylu ve takım elbisesinin vücudunu büsbütün sardığı adam, adım adım ona yaklaşırken o kapalı olan gözlerinen dolayı hiçbir şeyi göremiyordu.

"Hiç değişmemişsin,'

Uzun boylu adam sandalyede eli kolu bağlı olan adama daha da yaklaşırken, nefesini yüzüne soluyordu.

"Hâlâ fahişenin tekisin."

Felix'in arkasına doğru uzanıp gözüne bağlı olan siyah göz bandını çözdükten sonra,bir süre göz göze geldi karşısındaki sarışın adamın keskin gözleriyle.

"Sen de hiç değişmemişsin Jae,'

Ağzında biriken kanı yeniden tükürürken yarım ağız sırıtır bir şekilde konuşmaya devam etti Felix.

"Hâlâ Seong piçinin köpeğisin."

Söyledikleriyle karşısındaki adam gerilirken,elleri bağlı olana hızla yaklaşarak  yakasına yapıştı.

"Sence onun köpeği olsam, sizin tutuklunuz ben olmaz mıyım Yongbokie?"

Felix ona iyice yakınlaşmış adama iğreltili gözlerle bakarken başını hızla sağına doğru çevirip, onun ondan uzaklaşmasını sağlamıştı.

Karşısındaki takım elbiseli adam boynuna kadar iliklediği gömleğinin birkaç düğmesini açarak elleri cebinde bir şekilde birkaç adım uzaklaştı, sandalyede bağlı olarak oturan adamdan.

Ellerini birkaç kez alkışlar edayla çarptıktan  sonra birkaç adım ötedeki demirden sandalyeyi yerlere sürterek tam da küçük olanın karşısına yerleştirmişti.

"Neden burada olduğunu ve neden benimle yeniden karşılaştığını anlamak zor değil mi Yongbok?"

Karşısındaki yüzü gözü bereli ve gömleği oldukça kana bulanmış ve halsiz düşmeye meyilli olan adamın tek değişmeyen şeyi vardı,keskin bakışlarındaki yoğun kin asla dinmeyecekmiş gibi onu delip geçiyordu.

"Belli ki zaten konuşmaya mecalin yok öyleyse anlatacağım."

"Sana da zahmet olacak ama hah!"

Küçük olanın kahkaha atarcasına ve göz devirerek söylediği şey her ne kadar karşısındaki adamı sinir etse de bugün işini bitirecek olduğu için ses etmemişti.

Ne de olsa çekirge sadece birkaç kez sıçrar ve sonra kapana kısardı.

"Lisemizde herkesin bildiği Seong'un yönettiği grubumuz vardı ancak her şey dışarıda görünenin aksine güzel ilerlemiyordu."

"Başımızda Seong olduğu sürece kimse bize zorba ya da serseri diyemezdi,böyle düşünceleri olan birisini fark ettiği gibi hiçbir şey yapmadan direkt olarak atardı gruptan."

A branch of cigarette °hyunlixWhere stories live. Discover now