on üç

541 81 98
                                    

Yoğun gümbürtüyle çalan kapının ardından Minho, yumruklarını sıkarak aşağı kata kapıyı açmak için inmişti.

İlk önce kapı deliğinden bakıp kim olduğunu teşhis ettikten , derin bir nefes alıp kapıyı açmıştı.

İçeriye giren Chan ve Changbin Minho'yu ağdırmaz bir şekilde aynı seviyede gerginlerdi.

"Konuşma sırasında ses kaydı uygulamasını aktive etmiştik, onun Lix'e söyledikleri doğru mu?"

Minho Changbin'e sadece başını sallamakla yetinirken, o sıkıntıyla alnını sıvazlamıştı.

İkisi de aşırı hızlı bir şekilde araba kullanmış, stresten alınlarında damla damla terler kendisini belli etmeye başlamıştı.

Minho iki genç adamla birlikte Felix'in odasına doğru çıkarlarken, Jisung çoktan odaya girmişti.

Chan yatakta bitkin bir şekilde yatan iş arkadaşı gördüğünde, daha büyük bir endişeyle ona yaklaştı.

"Felix iyi misin? Seong denen piçin dedikleri doğru muydu?"

Minho, Chan'ın ve Changbin'in her ne kadar babacan tavırla olsa da sinirli bir şekilde kardeşine yaklaşmalarını istemiyorlardı. Bu yüzden onları biraz uzak tuttu ve üzerine gitmemelerini söyledi.

Sakinleşmeye çalışmakla geçen birkaç dakikanın ardından Changbin aldı bu kez sözü.

"Burada kalmanız tehlikeli olacaktır, bir polise saldırı normal şartlar altında yürek ister ama şartlar normal olmadığı için sizi başka bir yere aldıracağız."

"Hepimizi mi?" Felix kocaman gözlerle önündeki polis üniformalı ikiliye bakarken karşısındaki genç adamlar ona başını sallamıştı.

Kendisi yüzünden tehlike altına giren insan sayısını sayamıyordu artık Felix. Üzerindeki büyük yük gün geçtikçe artarken, Felix kendisini tamamen güçten düşmüş hissediyordu.

Nasıl bitecek bu diye içinden geçirdi binlerce kez. Birsürü akıl hastası,kim bilir belki de bu karıştıkları ilk suçları bile değildi.

Kim durduracaktı, ne durduracaktı?

Hapise alınma gibi bir yetkileri bile yoktu polislerin, eğer ölürlerse de linç yağmuruna tutulanlar yine polislerden başkası olmuyordu.

Hiçkimseyi, hiçbir şeyi yarı yolda bırakmayan her zaman dediği ve yaptığı şeylerin arkasında olmuş Felix, bu kez kaçıp gitmek istiyordu.. Belki de ölmek.

Çünkü bu iyice yoğunlaşmış bataklıktan kendisi de dahil diğerlerinin kurtuluşunu sağlardı.

Felix tüm bu karmaşıklaşmış düşüncelerin ardından Hyunjin'in onun omzuna dokunuşuyla gerçekliğe dönmüştü.

Herkes odadan çoktan çıkmış, yeniden ikili odada kalmışlardı.

Hyunjin onun düşüncelerini sanki okuyabiliyormuşçasına ve onun ne diyeceğini umursamadan, Felix'in yüzünü iki eliyle güzelce sarmıştı.

"Kötü düşüncelerin kulağıma kadar bangır bangır ulaşıyor, beni oldukça rahatsız ediyor. Lütfen susmayı deneyin Bay Felix aksi taktirde sizin yeni ilaç içirme taktikleriniz gibi susturma taktikleri kullanacağım."

Felix'in gözleri Hyunjin'in dedikleriyle büyürken, dudakları kıvrılmaya yönelmişti ki Felix hemen kendini toparlamıştı.

"Bir polisin mağduruyla flörtleşmesi hiç etik değil."

Hyunjin'in büyük ve suratını tam olarak kavrayan elleri yüzünden Felix'in dolgun dudakları iyice ön plana çıkmış, yanakları da resmen dolup taşacak bir vaziyette karşısındaki adama sinirli bir şekilde cevap vermeye çalışıyordu.

"Bir deneyelim sonra etik mi değil mi konuşuruz."

Hyunjin tam yüzünü Felix'e doğru yaklaştırırken Felix, ona uzanan dudakları eliyle itip onun elleri arasından kurtulabilmişti.

"Benimle flörteşeceğinize valizinizi toplayın Bay Hwang, dışarıdaki adamlar seni beni beklemeyecek."

Felix hızla odadan çıkmaya yeltenirken Hyunjin omdan önce davranıp birkaç adım gittikten sonra olduğu yerde durup arkasından ona bakan Felix'e seslendi yeniden.

"Bundan sonra mağdurunuzla fiziksel temastan da kaçının lütfen 'Sayın Yüce Polis Bay Lee'. "

Arkasına dönüp hâlâ ona bakan adama gıcık bir şekilde yüzünü buruştururken 'çünkü hiç etik değil' diyerek ona ayarlanmış olan odaya doğru adımlamıştı.

Felix yarım ağız bir şekilde gülümseyerek merdivenlerden inerken, son bir kez ardına bakmayı ihmal etmemişti.

'Benim yüzümden ölümle burun buruna gelişini hiç umursamıyormuş gibi,nefretle ve sevgisizlikle yoğrulmuş kalbimi sıcaklığınla ısıtmaya çalışıyorsun.'

'Mezarlıkta çiçeğin açması,toprağın altındakini yeniden diriltmez."

Genç adam fısıltıyla söylediği sözcüklerin ardından dudaklarını büzerek merdivenlerden adımlamaya başlamıştı yeniden.

Aşağıda belirmiş üç valize takılmıştı Felix'in gözleri. Jisung'un valizinin ne ara geldiğini anlayamamıştı sanırım abisi kendi kıyafetlerinden onun için valiz hazırlamıştı diye düşündü sonrasında.

Hyunjin de elinde valiziyle aşağıya doğru inerken, ev yavaş yavaş boşaltılmıştı.

Chan ve Changbin siyah bir limuzinle gelmişlerdi, bu onların müdürlerinin arabasıydı.

Chan arabayı kullanırken, Changbin ön koltuktaki yerine oturmuştu.

Arka kısıma da ikili ikili oturan sevgililer onlara ek olarak da Hyunjin ve Felix yan yana oturmuştu.

Hiçkimseden ses çıkmıyor,tedirgin bir şekilde yplun son bulmasını polis merkezine yakın yerde bulunan polis evine götürülüyorlardı.

Yarım saat kadar süren yolculuğun ardından sonunda polis evine varmışlar ve valizlerini içeriye kadar taşımalarına yardım etmişti, Chan ve Changbin ikilisi.

Dörtlünün ortak daireyi paylaşması onlar için daha güvenli, böylece birbirlerine de psikolojik olarak destek olabilirler diye düşünmüştü müdürleri.

İkili Minho'yu güzelce tembihledikten sonra, kendilerine dikkat etmelerini söylediler ve onların yanından ayrıldılar.

Birkaç saat herkesin yerleşmesi ve ortama adapte olmasıyla geçerken dairedeki sessizliği kırıp geçen, Felix'in telefonunun bildirim sesi olmuştu.

Felix odasından çıkıp salona bıraktığı telefonuna ilerledi sakince. Herkes kendi odalarına çekilmiş,yoğun bir sessizlik hakimdi saatlerdir dairede.

Salondaki siyah deri koltuğa oturup telefonunu elleri arasına aldıktan sonra tuş kilidini açıp bildirime tıkladı genç adam.

Gelen mesaj, her şeyin döndüğü sitedendi. Felix gayet sakin bir şekilde mesaja tıkladıktan sonra mesajda göz gezdirdi.

"Ne kadar kaçmaya çalışırsan çalış, bir nefes uzağındayım her zaman olduğum gibi. Şu zamana kadar kendi isteklerin üzerinde yönettiğini sandığın hayatını, aslında hep benim yönümde ilerlediğini yakında anlayacaksın.'

'Cehennemine hoş geldin Yongbok."

#

Şu ara ttda herkes fic falan tanıtıyor bir gün bu fic bok gibi okumayın diye birisi atarsa beni tanımıyorsunuz hiç görmediniz bu fici hiç okumadınız teşekkürler asölfödlğşd

A branch of cigarette °hyunlixWhere stories live. Discover now