on dört

576 78 168
                                    

🙊Bu bölüm azıcık smut içeriyor rahatsız olanların son kısımlara doğru bırakması rica olunur iyi okumalarrr

#

"Ne kadar kaçmaya çalışırsan çalış, bir nefes uzağındayım her zaman olduğum gibi. Şu zamana kadar kendi isteklerin üzerinde yönettiğini sandığın hayatını, aslında hep benim yönümde ilerlediğini yakında anlayacaksın.'

'Cehennemine hoş geldin Yongbok."

Büyük bir ciddiyetle parmaklarım klavyede gezinirken, mesajların tek tek kayboluşuna sadece seyirci olmuştum.

Neyseki birkaç ekran fotoğrafı aldım diye geçirdim içimden,neyseki.

Herkes uyumak için odalarına çekilirken, sanırım şimdi bunun zamanı değil diyerek ben de kendi odama çekilme kararı alacakken Hyunjin'in odasından gelen sesler oraya yönelmeme sebep olmuştu.

Kapıda öylece dikilir bir vaziyette onun telefonla konuşmasını bitirmesini bekliyordum. Beni fark etmesi için içeriye girip ardımdan da kapayı kapattığımda her ne kadar bana bakmasa da fark ettiğinin farkındaydım.

"Bir süre sergiden uzak kalacağım Bay Park,psikolojik olarak oldukça yorgunum zaten. Bu yorgunluğun resimlerime işlemesini istemiyorum. Kısa bir aradan sonra yeniden devam edeceğimden endişeniz olmasın."

İşine ne kadar bağlı olduğu gerçeği kesinlikle göz ardı edilemezdi ve sırf onun için bu çözümlenme aşamasını daha da hızlandırmak istedim o zaman.

O yeniden eski hayatına dönüp, sakin bir yaşam sürmek istiyordu belli ki.

Başına yeterince bela yığmıştım,onu bu beladan kurtarıp yeniden özgürlüğüne kavuşturmam gerekiyordu.

Konuştuğu telefonu hızla kapatıp kenara koyduktan sonra gözleri benimle buluştuğunda birkaç saniyelik göz büyümesi ardından umursamaz ifadesini yeniden takınmıştı.

Bugün sergilediğim tavırdan dolayı sinirli olmalıydı ancak buna adayacağım bir vaktim yoktu.

"Sanırım gitmeyi dört gözle bekliyorsun." Yanına iyice yaklaşıp bacaklarının tam önünde dururken gözleri sadece bana ve ne yaptığıma odaklıydı.

"Senin beni göndermeyi dört gözle beklediğin gibi evet Bay Lee, gitmeyi dört gözle bekliyorum."

Umursamaz bir şekilde bana göz devirirken, ben onun bu haline sadece gülümsemiştim.

"Cehennemde kalmak tercihin olmamalı zaten." Sağ elimle bacağını patpatlarken, bir yandan da gitmek için ayaklarımı kapı yönüne konumlandırmıştım.

Bileğimi kavrayan eller yeniden ona doğru dönmeme sebep olurken, dengemi kaybedip bacaklarına iyice yakın bir konumda duraklamıştım.

Gözlerini yeniden gözlerimle buluşturup dudaklarını araladığında,ortamdaki ciddilik kalbimin deli gibi atmasına sebebiyet vermişti.

"Bulunduğum bu yerin cehennem olduğunu mu zannediyorsun?"

Dudaklarımı kıvırıp buruk bir gülümseme sundum ona, başını yana yatırmış bir şekilde oturduğu yataktan, elleri hâlâ benim bileğimde olacak şekilde beni dinliyordu.

"Bulunduğun yer sana zarar veriyorsa, cehennemdir Bay Hwang."

Beni biraz daha çekip açarak oturduğu bacaklarının arasında daha da yakın bir kısıma konumlandırırken, anlık olarak nefes alma yetimi kaybetmiş gibiydim.

A branch of cigarette °hyunlixWhere stories live. Discover now