9

2K 135 144
                                    

Oy sınırı:100
Yorum sınırı:170
Hep birlikte:)
Yorum sınırı dolmayana kadar yb yok...
*******************
Park Jimin kim?

Benim Park Jimin'le ne alakam var?

Deminden beri aklımda dönen bu iki soruyla yatağın ortasında oturup kalmıştım. Sorular delice aklımı kemiriyordu. Park Jimin denilen kişi Kim Vante'yi sinirlendirecek kadar bir hata yapıp onun değer verdiği birini kaçırmış olmalıydı. Yoksa neden Vante ' Yanındakını bana vermeden yanımdakını alamaz! Desin.

Seslice nefesimi dışarı vererek bağdaş kurduğum ayaklarımı açıp kendimi arkaya attım. Bundan sonra haraket ettiğimde iki kere düşünecektim. Ne olursa olsun. Artık sonu başarısızlıkla sonuçlansa bile burdan kaçmaya yeltelenmem gerekti. Ne kadar Vante burdan kaçmamın mümkünsüz olduğunu her defasın da vurgulasa da denemekten çekinmeyecektim. Sonu ölümümle gerçekleşse bile.

Yattığım yerden dikleşip yüzümü sıvazladım. Çalınan kapıyla bakışlarımı yerden kaldırıp kapıya diktim.

"Gel." Odaya giren Vante'yle gözlerim devrildi.

"Eşyalarını topla akşam burdan gidiyoruz." Kulaklarıma dolan sert sesine artık alışmıştım.

"Sebep?"

"Dediğimi yap!"

"Park Jimin kim?" Diye sordum. Sorum karşısında afallayarak kaşlarını çatıp sinirli bir yüz ifadesiyle bana döndü.

"Sana odana çıkmanı söylemiştim! Beni dinlemeni değil!" Sesi fazla korkutucuydu.

"Odama çıkmadım ve sizi dinledim." Yürek yemiş olmalıydım. Bunun başka bir açıklaması olamaz.

"Sen..." Sözünü keserek sorumu tekrar edip ona yönelttim." Park Jimin kim?" Bir anda üzerime gelerek beni yatağa doğru itti. Yatakla buluşan sırtımla üzerimdeki yerini almıştı. Elleri bileklerimi tutup yukarı sabitlerken yatağa yasladığı dizinin biri iki bacağımın arasındaydı. Yüzüme doğru yaklaştı ve burnunu boyun girintime soktu. Yaptığı hamleler tüm haraketimi kısıtlamıştı. Tenime değen teniyle gözlerim istemsizce kapandı. Şu an çırpınmam gerekirken neden bu kadar sakindim?

Boynumda hiss ettiğim dudaklarıyla, dudaklarımı birbirine bastırdım. Boynuma gömdüğü yüzünü kaldırarak gözlerini gözlerime sabitledi. Gözleri neden bu kadar güzeldi?

Burunlarımız birbirine değiyordu. Fazla yakındı. Kalbimi çarpıtacak, yanaklarımı kızartacak kadar fazla yakındı.

"Fazla meraklsın." Kadife sesi kulaklarıma dolduğunda nefesimi dışarı verdim. Ağzından çıkan her kelimeyle birlikte nefesi dudaklarıma çarpıyordu.

"Bırak beni." Diye fısıldadım. Sesim benden bağımsız güçsüz çıkmıştı.

"Merakının başına neler getirebileceğini biliyor musun?"

"Umrumda değil. Bilinmez bir yola girdim. Girdiğim yolda yüreyeceğim. Karşıma ne çıkarsa çıksın!" Kaşlarını aheste aheste kaldırdı ve indirdi.

"Cesaretin göz yaşartıcı ama tehlikeli."

"Umrumda olmadığını söylemiştim."

"Peki." Gözlerini dudaklarıma indirerek bakışlarını bir süre orda oyaladı. Bileğimdeki elinin bir tanesini bırakarak elini açıkta kalan belime koyarak belimi yataktan kaldırıp kendi bedenine bastırdı. Yüzünü eğerek boyun girintime sokup kulağıma doğru fısıldadı.

𝑳𝒐𝒗𝒆𝒔𝒊𝒄𝒌 𝑴𝒂𝒏❤︎𝑻𝒂𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆Where stories live. Discover now