16

1.5K 135 304
                                    

Elimdeki bilgisayarı kenara bırakıp sıkıntıyla ofladım. Artık burda böyle kapalı kalmak beni gerçek anlamda geriyordu. Artık bu durumdan oldukça sıkılmıştım. Böyle devam edemiyordum. Bunu her zaman dile getirdiğimde Vante sözümü bölerek araya bir şeyler katıyordu. Ne sakladığını öğrenmem lazımdı. O dosyanın onu neden bu kadar sinirlendirdiğini? Park Jimin Vante'nin değer verdiği kimi kaçırmıştı ve ikili neden birbiri ile bu kadar uğraşıyordu? Ayrıca Jung Hoseok kimdi?

Bu sorulara cevap bulmam beni oldukça zorlayacaktı. Eğer bunlara cevap bulsam olaylara hakim olabilirdim. Aklıma saçma bir soruda geliyor ama hiç ihtimal veremiyorum. Belki de benimde bu konuyla bir alakam vardır. Küçük bir ihtimal versemde düşüncemi bir köşede saklamalıyım.

Zaten Vante'nin hâli hâl değil. Beni büyük bir bilinmezliğin içerisine sürüklüyordu. Mesela buraya gelen adam. Vante onu gördüğünde mutlulukla gözleri parlamıştı. Adam sadece Vante'ye kısa ve net bir şekilde onunla konuşmak istediğini dile getirmişti ve ardından çalışma odasına çıkmışlardı.

Yataktan kalkarak terasa çıktım. Gözlerim Vante'nin bedeniyle kesiştiğinde bakışlarım usluca onu takip etti. Arabasına binerek gitmişti. Madem evde oturuyorum ya da buraya hapis ediliyorum. Bende bir şeyleri burdan çözerim.

Odadan çıkıp tereddütle Vante'nin odasını aramaya başladım. Bir kaç kapıyı açıp kapattıktan sonra elimi sona kalan odanın kapısının çekmecesine açtım. Odanın kapısını açar açmaz burnuma dolan tanıdık kokuyla anlık olarak gözlerim kapandı. Evde anladığım kadarıyla henüz kimse yoktu. Çalışanlar ortalıkta görünmüyordü. Sadece dışardakı adamlara dikkat etmem gerekiyordu. Onlarında eve gireceğini zannetmiyorum.

Vante'ye yakalanmamaya çalış!

Odanın kapısı açıp içeri girdim ve kapıyı ses çıkarmayacak bir şekilde kapattım. Odada diğer odalar gibi siyah renk üstünlük teşkil ediyordu.

Yatağın yanındakı komidlerin çekmecelerini karıştırmak için yatağa ilerledim. Çekmeceyi açtığımda karşılaştığım çerçeveyle gerginlikle alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Çerçeveyi dikkatlice elime alıp kendime çevirdiğimde karşılaştığım kadın ve Vante'yle kaşlarım merakla çatıldı. Kadın çok güzeldi. Sarı ve gur saçları beyaz tenine ayrı bir uyum katıyordu. Dudaklarındakı gülümseme yüzüne ayrı bir hava katmıştı. Vante'nin yüzünde belli belirsiz bir tebessüm vardı. Her zaman ki gibiydi belirsiz ve gizemli. Ama gözlerinden huzur ve mutluluğu okunuyordu.

Bu kadın Park Jimin'in kaçırdığı kadın olabilir miydi?

Aklıma gelen şeyle fotoyu çerçeveden çıkarmaya başladım. Yatağın üzerine oturup çıkardığım fotoyu çevirip arkasına baktım. Tam da tahmin ettiğim gibi arkasında bir yazı vardı.

'30.12.2017.
İyi ki doğdun abicim.'

Abicim?

Bu kız Vante'nin kız kardeşi olmalıydı. Eğer tahmin ettiğim şeyse, Park Jimin Vante'nin kız kardeşini kaçırmıştı. Vante gibi umursamaz bir adamı çileden çıkarabilecek tek şey bu olurdu bence. Bu konuyada aydınlık getirdiğime göre beni neden yanında tuttuğuna dair hâlâ hiç bir fikrim yoktu. Her şeyi çözeceğim. Duygularımın beni yakmasına izin veremeyeceğim. Ona karşı hissettiklerim başka bu mesele başka benim için. Hızlıca elimdeki fotoyu çerçeveye yerleştirip yerine koyarak odadan çıktım.

Koridorda ilerlediğim sırada onun suretiyle karşılaştım. Hafifçe gülümsedim.  İkilem arasında kalmak çok zor değil mi? Hangi gerçeğin peşinden gideceğim?

𝑳𝒐𝒗𝒆𝒔𝒊𝒄𝒌 𝑴𝒂𝒏❤︎𝑻𝒂𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆Where stories live. Discover now