5

4.2K 282 368
                                    


Elimdeki büyük boy kahve fincanını sehpanın üzerine koyarak kendimi koltuğa attım. Eşyalarımı odaya yerleştirirken oldukça yorulmuştum. Bu yaptığım şeyin ne kadar mantıklı olduğunu bilmiyordum. Şimdilik başıma bir şey gelmediği sürece burda güvende sayılırdım. Önceliğim iyi şekilde mezun olmak. Sonrasına bakarım,ciddi bir şekilde. Parmaklarımla şakaklarımı ovaladıktan sonra yaslandığım yerde dikleşip kahvemi elime alarak dudaklarıma götürdüm. Burnuma dolan kahve kokusuyla gözlerim kapanırken dudaklarım kıvrılmıştı. Bu hissi seviyordum. Yorulduktan sonra aldığım her kahve dudaklarımın kıvrılmasını sağlardı.

Burda yapabileceğim bir şey yoktu. Sıkıldım diyebilecek zamanım da yoktu. Sadece onun beni bırakacağı zamana kadar sakince bekleyecektim. Gıcıklık etmediği süre dahilinde.

Arkamdan gelen histerik gülme sesiyle oturduğum yerden arkamı döndüm. Gördüğüm şeyle gözlerim açılırken boğazımda bir yumru oluştu. Başıma daha fazla ne gelebilirdi ki? Belki bundan bile fazlası olurdu. Bu şartlarda elbette olurdu. Olma ihtimali var ama olmama ihtimalinin olduğunu hiç sanmıyorum.

"Hanımefendimiz keyifte."diyerek kahkaha attı. Elindeki silahı sağlam bir şekilde tutmuş,ucunu bana doğrultmuştu. O günden sonra buraya geleceğini hiç düşünmemişti. Hatta o gelene kadar ben burda olmam sanmıştı. Ama o şu an elindeki silahı bana doğrultuyordu. Gözlerinin içi ağlamaktan kıpkırmızı bir şekildeydi. Onu bu kadar dağıtan şey neydi?

"Kalk ayağa!"diye bağırdı. Şu an sinirliydi ve bu sinirle beni gerçekten de öldürübilirdi. O yüzden dikkatlice haraket etmeliydim. Ayağa kalkarak yavaş adımlar atıp onun önünde durdum. Gözlerimi kaçırmadan onun gözlerinin içine baktım.

"Kimsin sen?" Nefretle fısıldadı birbirine bastırdığı dişleri arasından. Sesi gerçekten nefret ve öfke barındırıyordu. Onu bu kadar öfkelendirecek ne yaptım bilmiyor.

"Sana kimsin dedim!"bu sefer kendini zorlayacak derecede bağırmıştı. Gerçekten kimim ben? Bu soruya verecek bir cevabım yoktu.

"Seni yanında tutacak kadar neyisin onun?" Bilmem neyiyim? Beni burda tutmasının amacınıda, onunla olan alakamın ne olduğunu bilmiyordum.

"Konuşsana!" Diye bağırarak ansızın silahı yukarıya kaldırıp sıktı. Anında ağzımdan bir çığlık kaçarken avuç içlerimi kulaklarıma bastırdım.

"Konuşacak bir şeyim yok! İndir o silahı!"

"Konuşacaksın!"bu kız gerçekten kafayı yemiş. Psikopat gibi konuşuyordu. Ne olduğunu anlamadan  bana doğru adımlayarak beni kolunun altına geçirip silahı şakağıma bastırdı. Eve koşarak giren korumaları gördüğümde ne yaptığını anladım. Galiba beni rehin almıştı. Ama elindeki silahı sıkacak kadar cesaretli olduğunu sanmıyorum. Çünkü eli korkudan titriyordu. Elindeki silahı bile sabit tutamıyordu. Kendiside biliyordu ki burdan sağ çıksabile yaptığı şeyin hesabını verecekti.

"Derhal elinizdeki silahı indirin Bayan Joy!" Ona silah doğrultan adamlardan birisi uyarır bir ses tonuyla konuştu.

"Geri çekilin hemen!"diyerek bağırdı.

"Burda çıkmanız mümkün değil!"

"Ya burdan bu kızla birlikte çıkacağız yada ikimizde birlikte burda öleceğiz." Dediğinde sinirle güldüm.

"Cidden yeter artık! Beni burdan çıkarıpta ne yapacaksın gerçi çıkaramazsın da! O yüzden çek şu tetiği sıkıldım!" Kız gözlerini kocaman açarak bana baktı.

"Kes sesini!" Gözlerimi devirerek sıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim.

"Reklamlara ne zaman gireceğiz sıkıldım. Fragmanı izlemek istiyorum." Dediğimde kıkırtı sesleri kulağıma dolmuştu."Komik mi? Gerçi olabilir. Beni kurtarmaycak mısınız? İlla baş rolün gelmesi mi gerek?" Derken her zaman ki çatık kaşlarıyla eve giren Vante'ye baktım.

"Ne oluyor burda?" Sert ve oterite sesi odanı doldururken gözleri gözlerimle kesişti saniyelik.

"İndir şunu!" Diye konuştu beni tutan kıza hitaben.

"Ne o? Onun canının yanacak olmasından mı korkuyorsun? Ona bu kadar mı önem veriyorsun?" Derken sesi titredi. Ben kim olduğumu geçtim. Bu kadın kim?Gerçekten.

"Saçma sapan konuşmayı kes ve indir şunu!" Vante daha farklıydı. Kızdan titreyen ve acı dolu bir ses tonu çıkarken,Vante'yse aksine umursamaz bir tavır sergiliyordu. Oldukça kafa karıştırıcıydı.

"Artık sana söyleyecek bir şey bulamıyorum. Son çare önce kızı sonra kendimi öldürmek olacak." Bir dakika. Benim ne suçum var? Bu konuyla ilgili alakam bile yok. Vante bize doğru addımlarken gözlerim şokla açıldı. Kız ne yapacağını bilmeden silahı daha çok şakağıma bastırırken benimle birlikte arkaya geriledi.

"Sıkmayacağımı mı zannediyorsun?Sıkarım!" Durdu Vante. Bir bana bir silaha baktı. Gözlerimi kapatarak yutkundum.

"Eğer silahı sıkmak gibi bir hata yaparsan, sen kendine sıkmadan kendini benim namlumun ucunda bulursun. Öldürmek gibi bir hata yapmam. Seni direkt babana teslim ederim." Ellerini ceplerine koyup kaşlarını yukarı kaldırıp indirdi meydan okurcasına.

"Yapamazsın."

"Yapacağımı çok iyi biliyorsun."

Şakağımdakı silahı uzaklaşırken kızın uzaklaştığını hissettim. Galiba mağlubiyeti kabul etmişti. Vante elindeki silahı alarak korumalar hitaben konuştu.

"Hanımefendiyi evine kadar eşlik edin ve bir daha bu eve doğru bir adım dahi yaklaşırsa söyleceklerimi yapacağım konusunda tembihleyin." Derken kızın ağzından alaycı bir gülüş kaçmıştı. Ardından adamlar tarafından kollarından tutularak evden çıkarılmıştı.

Yüzümü sıvazlayarak koltuğa adımlayıp oturdum. Gözlerimi sehpanın üzerinde soğan kahvemde gezdirdiğimde alt dudağımı üzgünlükle sarkıttım. Rahatlık yoktu anlaşılan. Önüme koyulan bir bardak suyla bakışlarımı kahvemden çekerek başımı kaldırıp ona baktım. Önümden çekilerek koltuğa oturdu. Sehpanın üzerindeki suyu alarak tek dikişte içip bardağı yerine koydum. Elimin tersiyle ağzımı silerek arkama yaslanıp ona baktım tereddüsüzce.

"Şimdi her gün böyle mi olacak? Her gün birisi bana silah doğrultup tehtid mi edecek?"

"Bir daha olmayacağı garantisini veremem."

"Şaka mı yapıyorsun?" Diye sordum kızgınca.

"Şaka yapmayı sevmem." Gözlerimi devirerek önüme döndüm.

"Yüce Kim Vante her şeyin dört dörtlük olmasını sağlar ama bu konuyu garanti edemiyor." Göz ucuyla ona baktığımda ne dediğimi anlamaya çalışır gibi anlamsız bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Kim o kız? Merakımdan soruyorum yoksa bana ne ki? Beni ne ilgilendiriyor ki?"

"Tamam sus başım şişti." Oflayarak huysuzca konuştu.
"Önemsiz birisi bu kadar."

"Bana ne?"

"Tamam."diye mırıltısını duydum.

Uyudu mu o?






Selam....

Yorum yapmayı unutmayın:)

Bu bölüm biraz geç geldi tıkandığım için şimdilik sorun yok:)

GO GO...

SEVİLİYORSUNUZ<3

𝑳𝒐𝒗𝒆𝒔𝒊𝒄𝒌 𝑴𝒂𝒏❤︎𝑻𝒂𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin