13

1.9K 133 337
                                    

"İn." Dedi soğuk ve düz bir ses tonuyla. Sesini algıladığım sırada gözlerimi dışarıdakı evde gezdirdim.

Gözlerim bomboş bakıyordu. Korkuyordum. Neden korkuyordum bilmiyorum. İçimdeki huzursuzluğu nasıl ifade edebilirim ki? Bu huzursuzluğum ve korkum çok saçma. Sadece uzun süre sonra evime gelmemin heyecanını yaşıyorum o kadar. Arabadan inip eve yakınlaşacaktım. O kapının ardında uzun süredir görmediğim ailemi görecektim. Korkmamalıyım. Güçlü kalmaya devam etmeliyim ya da güçlü görünmeye.

"İn hadi. Aksi şeyler yapayım deme. Adamım evin dışında olacak zaten. Bir şey olursa Taeyong burda." Ona bakıp başımı salladım. Kapıyı açarak arabadan indim. Adımlarım eve yakınlaştıkça kalbimin çarpıntısı daha da artıyordu. Kapının önünde durup zili çaldım. Kulağıma dolan tekerlik sesiyle Vante'nin gittiğini anlamıştım.

Gülümseyerek kapının açılmasını bekledim. Kapının açılmasıyla karşımda gördüğüm bedenle yüzümdeki gülümseme dondu. Belkide içimdeki huzursuzluk bunun içindi. Sadece bu günlük idare edebilirim.

"Aa kim gelmiş? Sevgili küçük kardeşim! Sen şehir dışında değil miydin?" Kaşlarım şaşkınca çatıldı. Neyi söylemeye çalışıyordu? Şehir dışıda neyin nesiydi?

"Of neyse seni çekemem hadi geç." Diyerek kapının önünden çekildi.

"Sen ne zaman geldin abla?" Diye sordum sakin bir tonda.

"Sen şehir dışına çıktıktan sonra." Ben ne zaman şehir dışına çıktım? Ne yalan dönüyor burda?

"Taeyeon kim geldi?" Diye soran babamın sesi kulaklarıma dolduğunda kalbim özlemle sarsıldı, gözlerim benden istemsizce doldu. Onu karşımda gördüğümde şaşkın bakışlarıyla tıpkı benim gibi dolan gözleriyle karşılaştım. Adımlarımı babama doğru atıp kollarımı boynuna sardım. Dolan gözlerim taşarken ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.

"Bu neyin özlemi ya?" Ablamın alaycı sesini kulak ardı ederek babama sarılmaya devam ettim. Elleri saçlarımda gezindi. Bir sürü sarıldıktan sonra kollarını çözüp ellerini yanaklarıma koydu. Yanaklarımdakı ıslaklığı baş parmağıyla yavaşça sildi.

"Sana bir şey mi yaptılar kızım?" Titreyen ses tonu kulaklarıma dolduğunda başımı hiddetle iki yana salladım. "Hayır baba çok iyiyim sadece sizi daha çokta seni özledim."

"Baba yaa kızın parayı bulmuş şunun kiyafetlerine bir baksana." Gözlerimi devirerek onu umursamamaya devam ettim. Aslında çok sade giyinmiştim. Dizimden dört parmak yukarıda olan çiçekli bir elbiseydi. Ama ablam moda okuduğu için gözü hemen alıyordu.

"Neyse ya çakmadır kesin."

"Sus Taeyeon. Hadi kızım içeri geçelim." Bana hitaben konuşarak elini belime koyup beni yönlendirdi.

"Sana bir şey demiyorum baba ya. Hayatımızda her şey çok güzelmiş gibi bir de hanımefendi şehir dışına çıkıyor." Ne diyor bu? Gözlerimi babama çevirdiğimde mahçupluk içeren bakışlarıyla karşılaştım.

"Hadi kızım." Salona girdiğimde annemi görmemle hafifçe gülümsedim.

Donukça bana bakıyordu."Jennie?"

"Anne ya sevimli kızın gelmiş." Taeyeon kendini koltuğa atarak bacak bacak üstüne atmış sehpadakı çilek dolu tabağı eline alarak bana bakmıştı. Onu bir kaç saatliğine umursamayabilirdim.

𝑳𝒐𝒗𝒆𝒔𝒊𝒄𝒌 𝑴𝒂𝒏❤︎𝑻𝒂𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆Where stories live. Discover now