Bölüm 28

869 52 6
                                    

*Aysu'dan*

Kalkıp kapıyı açtığımda orta yaşlarda bir adam, evi inceliyordu.

" Merhaba, ben komiser Mehmet Altınbaş. Bora Aksoy'un ve diğer yolcuların bulunduğu uçaktan yaklaşık 2 saattir haber alınamıyor. He ihtimale karşı kendinizi hazırlamalısınız " Dedi elindeki polis kimliğini gösterip.

Bir süre boyunca konuşmak, bağırmak istesem de yapamadım.

Çığlık atıp, " hani hayatımız artık güzel olacaktı " diye bağırıp, etrafı dağıtmak, bir yerlere vurmak eşyaları kırmak istiyordum.

Ama yapamıyorum.

Öylece, polisin karşısında dikiliyor, bunun bir şaka olduğunu söylemesinin bekliyordum.

Ama o da boş boş duruyordu. Benim gibi ne konuşuyor, ne hareket ediyordu.

Uzun bir süre geçmiş olacak ki, Yiğit yanıma geldi.

" Bir sorun mu var? " Dediğini duyuyordum. Ama dedim ya, konuşamıyordum. 

Bir konuşsam, tüm içimdekileri dışarı söyleyecektim.

" Bora Aksoy'un ve diğer yolcuların olduğu uçaktan 2 saattir haber alınamıyor. Her ihtimale kendinizi hazırlamalısınız " Diyor polis tekrardan.

Yiğit benim aksime,

" NE!? " Diye bağırıyor.

" Şaka, değil mi? " Diyor. Benim diyemediğim şeyleri o dile getiriyor.

Yiğit'in bağırışına duyan Atlas ve Yağız da geliyor yanımıza.

Polisten aynı şeyi 3 kez duymuş oluyorum.

Herkes aynı tepkiyi veriyor.

Bu bir şaka mı?

Polis, karakola gitmenin bir faydası olmadığını söyleyince, oturma odasına geçip oturuyoruz. Kimse tek kelime etmiyor. 

Belki de edemiyor?

" Herkes iyidir Allah'ın izniyle, uçağın bir yerleri bozulmuştur o yüzdendir haber alamamalarının sebebi " Diyen Yağız'a baktım.

" İlla ki iletişime geçerlerdi. 2 saat abi, 2 saat! " Dedim.

" Pozitif yönünden bakmaya çalıyorum Aysu " Dedi Yağız.

"  Abi bu olayın pozitif yönü falan yok! 2 saattir haber alınamıyor ama olumlu bir sebebi var, öyle mi? " Dedim.

Her zaman pozitif düşünen, negatif düşüncelere yer vermeyen ben şimdi negatif düşünce barındırıyor, insanları negatif düşünmeyen yönlendiriyordum.

İnsan işte, yeri geliyor yapmam dediğini yapıyor, yeri geliyor dediğin tam tersi biri çıkıyor.

" Aysu " Dedi Atlas.

" B-ben özür dilerim.. Sadece, bilmiyorum. Neden hayatımız bu kadar kötü ve acımasız? Yüzümüz hiç gülmeyecek mi? " Dedim.

" Bak, " Diyerek başladı Yiğit.

" Herkesin hayatında kötü şeyler olabilir. Belki de bazı insanların hayatında kötü şeyler yoktur, bilemeyiz. Ama bizim hayatımız böyle. Sürekli ağlayacağımız, sürekli üzüleceğimiz bir hayata sahibiz belki de. Ama önemli olan, hayatım zaten kötü diye çabalamayı bırakmak değil, çabalamaktır " Diye devam etti.

" Ama şu an beklemekten başka bir şey yapamayız " Dedi Atlas alayla gülüp.

" Evet, hayatın kötü yanı da bu işte. Bazen çabalamaya çalışırsın, çabalamak istersin ama çabalayabileceğin bir şey yoktur " Dedi Yağız.

***

Okula gidememiştik Atlas'la. Gitsek bile, aklımızın Bora'da olacağına ve hiçbir şey anlamayacağımıza emindim.

Hala polisler haber vermemişti.

Ya durum çok vahimse? Ya gizledikleri bir şey varsa?

Bu düşünceler, aklımda anlık beliren düşüncelerdi. Bazen saçma geliyordu, bazense doğru.

1 gün olduğu halde hiçbir haber gelmemiş miydi polislere?

Gelse söylerlerdi, onlar polis.

Diye düşündüm. Hem, neden gizlesinlerdi ki?

Yağız'ın telefonu çalıyordu ama saçlarını kurutuyordu, banyodan çıkmıştı.

Telefonu açıp,

" Alo? " Dedim.

" Merhaba, ben Mehmet Altınbaş. Uçaktan haber alabildik sonunda "

Anında çığlık attım. Hoparlörde olduğu için Yiğit ve Atlas da duymuştu.

" Karakola gelirseniz görüşelim "

Telefonu bırakıp hızla Yağız'ın odasına girdim.

Ama sanırım Yağız da dışarı çıkacak olmalıydı ki, kapıyı açınca Yağız da kapının kolunu tuttuğu için kapı sertçe Yağız'a çarpmıştı.

" Abi? Özür dilerim ama uçaktan haber alabilmişler! Karakola gelin dedi komiser görüşmek için "

İçimizde mutluluk, karakola gitmek için arabaya bindik.

Keşke üzüleceğimizi bilseydik.

***

" Anlayacağınız, uçak düşmüş. Yaralanan, ölen, burnu bile kanamadan bu olayı anlatan insanlar var. " Dedi komiser.

" Bora peki? O iyi değil mi? " Dedi Yiğit.

" Daha kimin ne olduğunu kesin olarak bilmiyoruz. Uçağın düştüğünü yeni öğrendik. Buraya, hastaneye gelecekler. Kardeşiniz hakkında kesin bir bilgim yok " Dedi komiser.

Onaylayıp beklemeye başladık.

***

Öylece, Bora'ya ne olduğunu öğrenmeyi bekliyorduk.

Kiminin ölüm haberini alıyor, kiminin hastaneye kaldırıldığı haberini alıyorduk.

Ama Bora hakkında hiçbir şey öğrenemiyorduk.

Hastanedeydik, cesetler de geliyordu, canlı yaralı insnalar da.

Komiser son 1 kişini yolda olduğunu söylemişti.

Bora'ydı.

Ambulansı görmemizle dışarı çıktık.

Kapılar açılırken tek umudum, Bora'nın iyi olmasıydı...

---

Sınavlar başlıyor, bölümler geç gelir muhtemelen bu da sınav öncesi bir iyilik olsun :))

Ben hala karar veremedim, aklımdaki fikri yayınlayıp yayınlamamam gerektiğine. Size soruyorum ama kimse cevap vermiyorr :((

Yıldıza basar mısın 🥺




Yeni AilemWhere stories live. Discover now