eve geliş

69.6K 1.2K 1K
                                    

Bu şekilde yazılanlar İngilizce

"Meriç şuan da odasında ilaçların etkisiyle uyuyor. Biz gelelim önemli konulara. Eğer onu evlat edinmek istiyorsanız birkaç prosedüre uymanız gerekiyor. Öncelikle bebeği emzirmek için bir ebeveyn gerekiyor. Ayrıca bebeğin kendine ait bir odası olmak zorunda. Biz gereken zamanda evi kontrol edeceğiz."

"Meriç'in odası zaten hazır ama biz emzirmeyi anlamadık. Hem ikimiz de erkeğiz gördüğünüz üzere."

Yiğit'in açıklaması ile önündeki yaşlı kadın doktor ayağı kalkarak raftan bir ilaç çıkardı.

"Bu ilaç sayesinde bebeği isteyen herkes emzirebiliyor Bay Kaya.( bu soyisimleri yurt dışında resmiyet için böyle söyleniyor.) Siz sadece hanginizin emzireceğini söylerseniz hemen şimdi ilacı enjekte ederiz. 3-4 saate emzirebilirsiniz."

Yiğit sorarcasına eşi Barlas'ın bakarken Barlas oturduğu yerden eşinin elini tutarak kalktı.
"Biz bi dışarıda konuşalım. Sonra size cevabı iletiriz."

Barlas ve Yiğit odanın dışında koltuklara otururken ilk söze giren Yiğit oldu.
"Aşkım sen gün içinde şirkete gittiğin için benim emzirmem daha mantıklı sanki ama eğer sen istersen?"

Barlas eşinin anlayışlı konuşmasına minik bir tebessüm ederek dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.
"Yok güzelim benim karizmamı çizer zaten." Eşine göz kırparak cümlesini bitirirken Yiğit gülerek sahte bir kızgınlıkla Barlas'ın göğsüne vurdu.
"Allah Allah şimdi benim karizmam mı çizilecek?"

"Yok güzelim sen her zaman benim için karizmatiksin ve seksi." Son kelimesini eşinin kulağına söylerken Yiğit gülerek koluna vurdu.
"Arsız yürü hadi odaya." Kimsenin Türkçe bilmediği için bu kadar rahat konuşurlarken Barlas ciddi ifadesini takınarak odanin kapısını tıklattı. O sadece sevdiklerine yumuşak yanını gösterirdi. Az önce olduğu gibi.

"Biz karar verdik. Eşim emzirecek." Barlas eşini göstererek konuşurken doktor ayağı kalkarak odayla bitişik olan bir diğer odayı gösterdi.
"Lütfen odaya geçip koltuğa oturun ve üstünüze çıkarın. Ben geleceğim."

Yiğit ve Barlas el ele diğer odaya geçerken Yiğit hafif bir gerginlikle dişçi koltukları gibi olan koltuğa oturdu.
"Gel üstünü çıkaralım." Barlas dikkatlice eşinin üstündeki kahverengi tişörtü çıkarırken Yiğit eşine gülümseyerek teşekkür etti.
"Ne yapacak acaba?" Yiğit'in gerginliği sesine yansırken Barlas onu rahatlatmak adına elini tutarak dudaklarını bastırdı.
"Rahat ol yavrum."

Odaya doktorun girmesi ile ikisi de susarken doktor koltuğun önüne sandalye çekerek oturdu. Elinde 2 tane iğne vardı. Allah'tan Yiğit iğneden korkmuyordu.

"Başlıyorum." Yiğit aşağıya bakmak yerine elini tutan eşine bakarken canın acımaması ile ikisi de derin bir nefes aldı.
"Bitti geçmiş olsun." Doktor eldivenlerini çıkarıp odadan çıkarken Yiğit ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesini vererek göğüslerine baktı.

Göğüslerinin alt tarafında birer tane iğne izi vardı.
"Acımadı değil mi?"
"Yok sadece girdiğini hissettim o kadar." Barlas eşini oturduğu yerden kaldırarak tişörtünü giydirdi.
"Hadi o zaman bir an önce bebeğimizi alıp çıkalım. Hastaneden daraldım artık."

Gerisi hızlı geçmiş birkaç imza sonrasında pusette uyuyan bebeklerini alarak arabaya binmişlerdi. Şimdi de eve gidiyorlardı.

"Aşkım sen üstünü değiştir ben de bebeğimizin üstünü değiştireyim. Daha fazla hastanenin kıyafetleri ile kalmasın."

MERİÇ BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin