BABA!

12.8K 636 199
                                    


Altımda sadece bez ile çıplak bir şekilde bez masasının üstünde oturuyordum. Büzülmüş dudağım ve doldurduğum gözlerimle kıyafet seçmeye çalışan Yiğit babamı izlerken yanağıma aldığım öpücük ile omzumu kaldırarak Barlas babamı engelledim.

Ageplayi kabul ederken tamamen bezi unutmuştum. Hiç aklıma gelmemişti. Az önce de ağlamama rağmen -zorla- bezi takmışlardı. Ageplayi kabul edince güncelleme gelmiş gibi daha sert olmuşlardı. İkisi de.

"Hadi ama fıstığım. Bez olacağını biliyordun bu dönemde." Omzumu silkip tripli bir şekilde başımı çevirirken gülmesine karşı kaşlarımı çattım. Bunlar da her hareketime gülüyorlardı.

"Güyme ya!" Yanımıza elinde kıyafetlerim ile gelen Yiğit babam gülerek tişörtü eline toplarken başımdan geçirerek kollarını giydirdi. Dikkatli bir şekilde geri yatırırken popomu kaldırarak yardımcı oldum.

"İşte bebeğim hazır." Elimi tutarak doğrulturken giydiğim kıyafetleri görmem ile gözlerim heyecanla büyüdü. Bu kıyafet buraya geldiğim ilk gün üstümde olan dinazorlu takımdı.

Heyecanla işaret parmağın ile dinazora dokunurken duyduğum iki kıkırtı ile ben de kıkırdadım. Çok sevimliydi bu takım.

"Baba dinazoy." Barlas babam koltukaltlarımdan tutarak kucağına alırken yanağıma küçük bir öpücük bıraktı.
"Öğrenmişsin güzelim."

Bilmiş bilmiş kafa sallarken ağzıma uzatılan şeyle refleksle kafamı geri çekerek ne olduğuna baktım. Kahverengi bir emzikti. Üstünde de zürafa resmi vardı.
"Züyafa." İşaret parmağım ile zürafaya dokunup ilgiyle konuşurken Yiğit babam gülerek emziği aralık dudaklarımdan soktu.
"Şebek seni."

Emziği emmeye başlamam ile ucundaki halka oynamaya başlarken ikisininde hayranca bana bakması ile utanarak başımı Barlas babamın boynuna gömdüm.
"Bakmayın ya utanıyoyum!" Sızlanarak bezimin üstünde zıplarken gülüşerek aşağı inmiştik.

Barlas babam daha iyiydi kesinlikle. Yüzüne renk gelmişti. Bir cümlemle mucizevi bir şekilde iyileşmişti. Keşke bunu paketleyip sosyal medyada mucizevi ilaç diye paylaşabilsem.

Aklımdan geçenler ile kıkırdarken koltuğa oturmamız ile ikisi de sorgular bir şekilde yüzüme baktı.
"Ne seni bu kadar güldürdü bebeğim?" Yüzümden düşmeyen gülmem ile omzumu silkerken aklıma gelenle Barlas babamın kucağından Yiğit babamın kucağına geçiş yaptım. Çok çok özlediğim bir şey vardı.

"Babacım." Sesimde oluşan yumuşaklık ile Yiğit babamın yüzünde küçük bir gülümseme olurken benim gibi karşılık verdi.
"Oğlum." İşaret parmağımı göğsünün getirip daireler çizerken gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırarak yüzüne baktım.
"Diyoyum ki ben acıktım biyaz."
Kaşları havalanırken dudağını büktü.
"Yumurta yemek mi istiyorsun bebeğim?"

Yumurta demesi ile yüzümü buruştururken sinirle göğsünde daireler çizdiğim elim ile göğsüne vurup kendimi Barlas babamın kucağına bıraktım.

"Baba ya benimye dayga geçiyoy. Kıj ona." Elimle Yiğit'i işaret edip konuşurken Barlas babam gülerek beni göğsüne çekerek sıkıca sarıldı.
"Yiğit! Benim oğlumla niye dalga geçiyorsun! Seninle küseriz biz değil mi bebeğim?" Son cümlesini bana bakarak bitirirken Yiğit babama nispet yaparcasına bakıp kollarımı Barlas babamın boynuna doladım.

"Hm hm küseyiz vayya!" İkimiz bir olup Yiğit babama meydan okurcasına bakarken bize inanmıyormuş gibi bakıyordu.
"Hemen beni sattınız mı!?" Barlas babamla anlaşmış gibi kafamızı sallarken Yiğit babam tripli bir şekilde kollarını göğsünde birleştirdi.

"Öyle olsun o zaman ben de emzirecek başka birini bulurum." Yüzümdeki sırıtış yavas yavaş yok olurken yutkunarak ciddi mi diye Yiğit babamın yüzüne baktım. Gayette ciddi duruyordu.

MERİÇ BxBxbWhere stories live. Discover now