Meriç tabağına eğdiği kafası ile dondurma yerken kıkır kıkır gülüyordu. Bardakta olan dondurmayı parmağıyla yemeyi sevmişti ve Yiğit'in söylenmeleri komik gelmişti.
Allah'tan Barlas babasının kucağındaydı. Yoksa Yiğit bir şekilde ona kaşıkla yedirirdi.
"Baba çiyekyi ne demek?" Minik kızıla dönük kaşlarını çatması ikiliye komik gelirken sorusuna Barlas cevap verdi.
"Strawberry ice cream."
"Styowbeyyi ımmm neydi Baba?" İkili onun bu şaşkın kahkaha atarken Meriç anlamayacak onlara bakıyordu. Ne vardı bu kadar gülünecek?
Yiğit zar zor gülmesini durdururken Barlas yerine cevap verdi.
"Strawberry ice cream."
"Heeee! Styowbeyyi ays kriym." Doğru söylemesi ile dondurmasını Yiğit babasına vererek ellerini çırptı. Kendini tebrik ediyordu.
"Aferim benim güzelime." Başında hissettiği iki dudak ile sevimlice gülümserken bunun hoşuna gittiğini fark etti. Gitmemesi gerekiyordu ama gitmişti işte!
"Şimdi güzelce dondurmasını bitiriyoruz sonra doğru eve. Banyo vakti." Meriç banyo kelimesinden sonra dudağını büzerken yalvaran bakışlarını ikiliye çevirdi.
"Baba manyo oymasa?"
"Hayır güzelim. Bize alıştıktan sonra yaptıralım diye epey uzun süre bekledik. Normalde 3 günde bir banyo yaptırırdık sana ama Yiğit baban beklememizi istedi."
Meriç sessiz kalarak azına uzatılan kaşıkta ki dondurmayı yerken Barlas ıslak mendil ile yapış yapış olan elleri sildi.
Meriç'in keyfi kaçmıştı. Banyo yapmayı hiç sevmezdi. Şimdi bir de iki adamın önünde çıplak olmak eklenince iyice nefret etmişti banyo yapmaktan.
Biten dondurma ile arabaya binerken Meriç sessiz sessiz dışarıyı izliyordu yapacağı banyoyu düşünüyordu. Kesinlikle kaçmalıydı ellerinden.
Tabii yürüyemediği tokat gibi yüzüne çarparken dudağı kendiliğinden büzüldü. Yürüse kaçardı işte.
"Acaba bebeğime banyodan sonra ödül mü versem?" Yiğit bebeğinin banyo sevmediğini anlamıştı. Bu yüzden böyle bir şey atmıştı ortaya.
"Ney?" Meriç başını pencereden çevirip arkasını dönmüş babasına dönerken Yiğit dudak büzdü.
"Bilemeyeceğim güzelim. Eğer uslu uslu banyo yaparsan vereceğim."
Meriç somurtarak Yiğit'in yüzüne doğru oflarken Yiğit onun bu haline gülerek yanağından makas alarak önüne döndü.
Sonrasında eve girerken ilk durakları Barlas ve Yiğit'in odası olmuştu. Barlas üstünü değiştirecek sonrasında karşı odaya banyo için gideceklerdi.
"Baba ben manyo yapmıyım şöj veyiyoyum aytık bütün mamayalımı yiycem vayyaha." Meriç Yiğit'in kucağında Yiğitle pazarlık yapmaya çalışıyordu.
"Allah Allah öyle mi olacakmış(!)" Meriç hızlıca kafasını sallarken dudağını büzerek yüzüne baktı.
"Hem diti tane de yumuyta yiycem. Geyçekten."
Normalde bir yumurtayı sızlana sızlana yiyen Meriç için bu gayet güzel bir teklifti fakat banyo da önemliydi.
Yiğit bebeğinin gösterdiği iki tombul parmak ile dudağını ısırırken bu sevimli haline dayanamayarak boynuna hızlı hızlı birçok öpücük bıraktı.
Meriç boynuna aldığı öpücükler ile huylanırken çığlık atarak kaçmaya çalıştı. Huylandığı için başı yana yatırılırken bir yandan da babasından uzaklaşmaya çalışıyordu.
"Baba yapma! Bayas baba yaydım eeeeet!" Meriç gülerek uzaklaşmaya çalışırken bu kadarının ona yettiğini anlayan Yiğit gülerek kafasını uzaklaştırdı.
"Çok lezzetliymişsiniz Meriç bey(!)" Yiğit'in lezzetli bir şey yemiş gibi dudağını yalaması ile Meriç'in bakışları dudağına düşerken parlayan dudağıyla beraber aklına gelen düşüncelerle kafasını iki yana salladı. Böyle bir şey olmazdı. O dudağı öpmek gibi bir şey olamazdı, iyileşince buradan kaçacaktı.
