Evi olan hayvan

11.1K 547 80
                                    

Meriç kolları göğsünde bağlı bir şekilde küskünce camdan dışarıya bakarken Yiğit yüzündeki tebessümle arkasını dönerek bebeğine karşı konuştu. Şu hallerine kıyamıyordu fakat tatil bitmişti ve eve dönmeleri gerekiyordu. İş beklemezdi sonuçta.

   "Ama bebeğim yeterince vakit geçirdik tatilde." Küçük beden somurtarak omzunu silkerken Yiğit gülerek başını iki yana sallayıp önüne döndü. Pas vermeyeceği belliydi. Acıkınca veya tuvaleti gelince konuşurdu o yüzden fazla karışmak istemiyordu.

"Eğer bebeğim babalarıyla konuşursa şirkete götürürüm belki." Barlas kısaca arkaya bakıp konuşurken Meriç'in yavaşça kafasını öne yaklaştırması ile ikisi de gülümsediler. Nedense çok meraklıydı bebekleri şirkete.

"Ama bu sefey gezcem tamam mı?" Kuşkulu bir şekile ikiliye bakarken Yiğit gülümseyerek arkaya dönüp Meriç'in yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Senin tatlılığını yerim çocuk! İstediğini yapabilirsin."

   Meriç zaferle gülümseyip alkışlarken dikiz aynasından Barlasla göz göze gelirken Barlas karizmatik bir şekilde göz kırptı.
"Patron sensin bebeğim."

  Meriç'in neşesi yerine gelmişti bile.

    İçi kıpır kıpır olurken kafa sallayarak arkasında yaslandı. Ayakları yerinde sabit durmak yerine bir ileri bir geri sallanırken mesanesinde hissettiği baskıyla gözlerini kocaman açtı.

"Baba tuvayet!" Telaşla doğrulup elini önüne bastırırken ikili güldü.
"Bebeğim altında bez var güzelim." Meriç unuttuğu ayrıntı ile rahat bir nefes alırken babalarının gülmesiyle güldü.

    Çok şaşkındı.

  Rahatlamanın etkisiyle bedeni gevşerken kızarık yanaklarıyla kısık sesle konuştu.
"Baba bitti."
"Aferin fıstığım. Hemen sağa çekiyorum." Barlas babası dikiz aynasından göz kırpıp sinyal vererek en sağa arabayı çekerken ikili arabadan çıkarak kitlenen bedenlerini esnettiler. 

    Yiğit kendi tarafındaki kapıyı açıp Meriç'in kemerini çözerken bedeni kucaklayıp koltuğa yatırdı. Meriç uslu uslu babasına izin verirken Yiğit gülümseyerek altındakileri dizkapağına kadar indirdi.

    "Benim bebeğim ne kadar uslu öyle." Yiğit bebeğini şımartmak adına konuşurken Meriç sımarıkça gülümserken altının soğuk havayla buluşması ile derin bir nefes aldı.

   "Baba soyuk."
"Bitti güzelim hemen kapatacağım." Yiğit üşümesin diye hızlıca silip Barlas'ın uzattığı temiz bezi altına sererken cırtcırtlarını düzgünce bantladı.

    "Aferin sana." Biten işi ile elinden tutup doğrulturken geri çekilip elini ıslak mendille temizlemeye başladı. Barlas gülümseyerek bebeğinin önüne eğilirken sadece çorap olan ayaklara beyaz ayakkabılarını geçirdi.

"Gel bebeğim biraz yürü. Bedenin açılsın." Meriç kendine uzatılan eli tutup arabadan inerken yavaş adımlar ile babasıyla yürümeye başladı. Tüm bedeni uyuşmuştu.

"Hihhh! Baba evi oyan hayvan!" Meriç gördüğü hayvan ile gözlerini kocaman açarken elini tutan elden elini çekip yanına doğru adımladı. Önüne çömelirken hayvanın içeri kaçması ile dolan gözleriyle hayvana baktı. Neden evine girmişti ki şimdi?

"Amaaa!" Meriç dolan gözleri ile kaplumbağaya bakarken yanına çöken iki babasını fark etmemişti.
"Ben seni sevecektim ama sen dittin!" Dolu gözleriyle kaplumbağaya bakarken Yiğit babasının kabuğunu okşaması ile aklına gelen düşünceyle gülümsedi.

   Elini yumruk yapıp kapıya vurur gibi kabuğuna vurdu.
"Hu hu! Kapyumba ben deydim. Hadi gey!" Barlas gülmeden duramazken bebeğinin ellerini kendi elinin içine hapsetti.

MERİÇ BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin