"Anne baba?" Barlas kaşlarını havada bir şekilde kapıdaki yaşlı çifte bakarken adamın boğazını temizlemesi ile kendine gelerek kapının önünden çekildi.
"Kapıda kaldınız geçin içeri. "
Barlas arkamda eli omzumda bir şekilde duruyordu. Kadın ve adam bavullarını sürüyerek önümüzden geçerken kadının gözlerimin içine bakarak attığı delici bakışlarından kaçmak için kafamı eğdim.
"Eğme kafanı." Barlas babam eliyle çenemi tutup kaldırırken yaşlı çift yanımızda olmadığı için rahatlıkla boyuma gelerek saçlarımı arkaya doğru taradı.
"Annem ve babam biraz nasıl desem bebeğim ımm homofobik. Laf söylerlerse altta kalma tamam mı güzelim?"
Ne kadar uymayacağımı bilmeme rağmen kafamı sallarken çenemi severek kolunu omzuma attı. Beraber içeri geçerken Barlas'ın oturduğu yere çekingence oturdum. Diken üstünde oturuyor gibiydim.
"Kim gelmiş aaa Emine hanım, Ahmet bey hoşgeldiniz." Babam sarılmak için onlara ilerlerken ikisinin de hiçbir hareket etme tenezzülüne girmeneleri ile sıkkın bir nefes vererek Barlas'a baktı. Geri benim yanıma gelirken yüzünden bu duruma üzüldüğü anlaşılıyordu. Onu kimse üzmesindi.
Belki biraz iyi olur diye elini tutarken bana kısaca gülümseyip önüne döndü. Şimdiden sevmemiştim Emine hanım ve Ahmet beyi.
"Ne oldu oğlum sadece Yiğit yetmedi şimdi de bu çocuğu mu aranıza aldınız(!)" Adamın iğneleyici konuşması ile oturduğum yerden rahatsızca kıpırdanırken ikisinin de bir eli yumruk olmuştu. Kendilerini dizginlemeye çalışıyorlardı.
"Sana saygımı bozmak istemiyorum ama lütfen Baba karışma bana. Gayet kendi kararlarımı verecek yaştayım." Barlas babam tane tane konuşurken adamın bir anda elini masaya vurması ile yerimden sıçrayarak kocaman gözlerle adama baktım. Çok yüksek ses çıkmıştı.
"Delirtme beni Barlas! Şurada Yiğit'e alıştık gibi dedik ortaya başka sorun çıkartıyorsun!" O 'sorun' bendim sanırım.
"Meriç'i korkutuyorsunuz!" Yiğit babam kaşlarını çatarak adamın masaya vurduğu eline bakarken içinden o ele yapmak istediklerini düşündüğüne emindim.
"Yemişim Meriç'i! Sen bana cevap ver Barlas!" Adam anlından çıkan damar ile Barlas'a bakarken Barlas babam sakince ayağı kalktı.
"Dışarıda konuşalım Baba! Meriç korkuyor." Adam ağzından çıkardığı alaylı 'hah' sesinden sonra sert adımlarla salondaki kapıdan dışarı çıktı. Barlas babam da onun arkasından gidecekken bileğini tuttum. Korkuyordum. Ya o adam ona zarar verirse.
"Sadece konuşup geleceğiz bebeğim. Uslu uslu beni bekleyin tamam mı?" Dudağım kendiliğinden büzülmüştü. Ne kadar istemesem de elindeki elimi çekip kafamı sallarken saçlarımı karıştırarak adamın çıktığı kapıdan bahçeye çıktı.
"Meriç odamıza çık güzelim hadi." Beni uzak tutmaya çalışıyorlardı ama ben istemiyordum. Eğer onların sevgilisiysem ben de burada durmalıydım.
"Bir şey içer misiniz Emine hanım?" Babam her şeye rağmen saygısını bozmuyordu. Kadın yüzündeki alaylı gülümseme ile ikimizi de süzerken alayla gülerek kafasını iki yana salladı.
"Yok istemez. Yeni gelin sunumu olmadan içemiyorum biliyor musun?" İğneleyici bir şekilde babama bakarken Yiğit babam derin bir nefes alarak sessiz kaldı. Daha çok Barlas'ın hatrına susuyor gibiydi.
Başımı yana çevirip Yiğit'e bakarken bana dönerek gülümsedi. Sorun yok demekti sanırım.
"Ya da vazgeçtim su getir bana!" Yiğit babam derin bir nefes alıp ayaklanacakken izin vermeyerek ben kalktım ayağa.
"Ben hayyedeyim." Şu kadınla aynı ortamda tek kalmak istemiyordum. Konuşmam ile arkamdan kadının kahkahası salonda yankılanırken ikimiz de anlamaz bakışlarla ona döndük. Niye gülüyordu ki şimdi?
