Her hikaye bir intikam yolcuğuyla başlardı. Karakter zarar görürdü, gururu ezilirdi ve bazen de kaçardı. Dünya'nın hikayesi ise intikam almasıyla başlıyor. Plan işleme kondu ve uygulandı. Sadece önünde bir pürüz var. Bu pürüz sırtında katran karası...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Haneden çıkıp ilerlemeye başladık. Bayan Dorothy'nin yukarıdan -giydiği yüksek topuklu botları vurgularcasına- bakış attı ve mırıldandığını duydum.
"Aranızda neler oldu bilmiyorum ama çabucak sana söyleyeceklerimi tamamlamalıyım. Öncelikle sana şunları vereyim," dedikten sonra duraklayınca ben de durdum. Arkamızdan geldiğinden haberimin olmadığı bir çalışanı hızla yanımıza vardı. Çaprazlama şekilde sırtına asmış olduğu büyük torba çantayı çıkardı ve hafifçe eğilerek Bayan Dorothy'e uzattı.
"Masanızda bulduğum haritayı, yakın tarihte verilen ve imzalanan çekleri, sözleşmeleri de ekledim. Bir de bulabildiğim kadar parayı. Eşyalarınızı kurcalamak zorunda kaldığım için kusura bakmayın lütfen, Bay Dünya, " dedi çabuklukla. Başımla onaylayarak çantayı alıp boynumdan geçirdim ve sırtıma astım. Devam etmelerini bekledim ama çalışan geri çekilerek ellerini önünde kavuşturarak beklemeye başladı.
Bayan Dorothy tekrar yanımda adımlamaya başlayınca ona katıldım. Derin bir nefes alarak konuşmaya girdi.
"Dediğim gibi Jayden eve girince aralarında kısa bir konuşma geçmiş. Kadın, Jayden'a Bay Truman'in adamı olup olmadığını sormuş ve Jayden da olayları tüm şeffaflığı ile bildiğinden dikkat çekmemek için onaylamış. Kadın ilk olarak iki gün önce bir ses duyduğundan bahsetmiş." Bayan Dorothy'nin adımları yavaşladı ve tekrar arkamızdaki koyu kahve tenli adam döndü. Saçları kısa olduğundan bukleleri kafasında kıvrılıyordu. Adam hemen başını eğdi.
"Devamını sen anlatmak ister misin, Jayden? Dünya'nın birinci ağızdan duyması iyi olacaktır," dediğinde adamın bakışları yüzüme tırmandı. Bayan Dorothy'i başıyla onaylayarak dikkatini bana verince Bayan Dorothy önden yürümeye başladı. Ben de Bay Jayden'ın birkaç adımda yanıma ulaşmasını bekleyerek Bayan Dorothy'nin ardından yürümeye devam ettim. Bay Jayden göz teması kurmaktan kaçınarak konuşmaya başladı.
"İlk başta bana kalın bir erkek sesi duyduğunu ve sizden şüphelendiğinden bahsetti. Yukarı çıkmak için uygun anı kolluyormuş ve bana gördüklerime inanamayacağımı söyledi." Bay Jayden büyükçe yutkunarak devam etti. "Bana üst kata çıkmamız gerektiğini her şeyin orada olduğunu söyledi. Truman Hanesi'ne ait biriymiş gibi yaptığımdan karşı çıkmadan onu takip ettim. Beni büyük kütüphaneye sahip bir odaya soktu." Durakladı ve yüzüme sorarcasına bir bakış attı. Sanırım benim odam olduğunu tahmin etmiş olmakla doğru bir çıkarım yapıp yapmadığını soruyordu.
"Evet, orası benim çalışma odam," dedim devam etmesini bekleyen bir tonda.
"Ben Bay Truman'in beni buraya incelemek için gönderdiğine dair bir şeyler söyleyerek masanızın başına gittim. Ancak o kitaplığa gömülü şöminenin kapaklarını açtı. İçeriye garip bir koku doldu ve küller arasında bulduğu şeyi göstermek için elindeki yağ lambasını içeriye doğru tuttu. Sonrasında kabzasında parlak renkli taşların gömülü olduğu zarif bir hançeri işaret etti. İlk başta Bayan Mei'nin bundan nasıl emin olduğunu anlamadım," burada birkaç saniye durup o anı tekrar düşünüyormuş gibi şaşırdı.
