Bölüm 35

12 3 0
                                    

Klus odasına karanlık çökene kadar odada volta atıp durdu. Mermer zeminin soğuk hissiyatı içine işleyene kadar odayı dolandı. Geldiğinden beri gözüne çok çarpmayan kapının tuvalete, sıcak su akan bir çeşmeye ve kanatlarını bile alabilecek kadar büyük küvete açıldığını öğrendiğinde nefesini büyük bir rahatlama ile verdi.

Küvet dolarken kurduğu plan hakkında yeni şüpheleri canlanmaya başlamıştı. Katherine, onun bunu bildiğini öğrenirse işini babasına bile bırakmayabilirdi. Çok büyük ihtimal Klus'u bilgi için babasına sunması uğurlama töreninden sonra sunacaktı. Belki de kendi işini bizzat kendisi halledecekti. Belki hiç sunmayacaktı. Katherine ve bulundukları durum tahmin edilemezdi.

Klus suyun sıcaklığını kontrol ettikten sonra üzerindekileri çıkarmaya başladı. Kendi pantolonlarından bin kat daha kaliteli olduğu belli olan bir pantolonu bir kenara katlayıp koydu. Pantolonla aynı renkteki yeleği de duvara monte edilmiş rafa bıraktı. Kanatlarının rahatlıkla çıkması için sırtında iki uzun kesik bulunan gömleği de kenara çıkardı. Bu gömleğin ilginç bir şekilde bileklerine doğru bollaşan bir kesimi vardı.

Her şeyden kurtulduğunda suyun sıcaklığının bedenini sarmasına izin verdi. Sanırım ilk defa duş alırken akan sıcak suyun soğuma ihtimaliyle karşı karşıya değildi. Su bütün kaslarını gevşetirken suların ufak parlak tüyleri arasında süzülmesine olanak tanımak için kanatlarını biraz açtı. Kafasını suya sokup uzun saçlarının ıslanmasını sağladı.

Musluğun hemen yanındaki sabun şişesini aldı ve saçlarını sabunlamaya başladı. Tam bu sırada içerideki odanın kapısının gürültüyle açıldığını duydu. Klus için kim geldiğini tahmin etmek zor değildi. Gözlerini devirerek saçlarını köpürtmeye devam etti.

"Klus!" diyen ses Klus'un tahminini onaylıyordu. Saat gece yarısına gelmek üzereydi. Klus kızın bir gün bile bekleyemeyeceğini biliyordu ancak bulduğu ilk boşlukta buraya gelmesini de beklememişti.

"Banyodayım, Katherine," dedi Klus ve durdu. Kızın sinirlenince ne kadar dengesiz olduğunu az çok bildiği için ekledi. "Sakın gelme!"

Klus, Katherine'nin söylenmelerine rağmen o kadar sakince ve yavaşça yıkandı ki Katherine'nin sözcükleri artık söylenmeyi aşmaya başlamıştı. Çıkardığı kıyafetlerini geri giyindi ve saçlarının suyunu temiz bir havluyla aldı.

Sonrasında konuşmanın nerelere gideceğini bildiğinden elleri kulak memesini yukarı doğru uzantısını takip etti. Kulağın yukarı kıvrılmış sivri ucuna varmadan önceki ufak bir çıkıntıyı hissettiğinde dişlerini birbirine kenetledi. Derin bir nefes aldı ve sivri uçları küçük bir hançere dönüşecek şekilde kulağından kopardı. Kopardığı küçük sivri parçaları pantolonunun cebine attı ve saçını ensesinden kulaklarını kapatacak şekilde bağladı.

Küvettin karşısına yerleştirilmiş rafları hızlıca taradı. Sonrasında ise küvet arka tarafında kalan tavana ince bir zincir yardımıyla asılmış küçük saksılara kısa bir göz attı. Yanına alabileceği başka bir şey bulmak için çırpınıyordu ve Katherine'nin tehdit dolu sözleri ise kulağını tırmalamaya başlamıştı.

Eli kapının kulpundayken aklına gelen bir fikirle saksılara ilerledi ve iki tane saksının tavana asılı kancalarından çıkmasını sağladı. Elleri oldukça hızlı hareket etmesine rağmen ses çıkartmıyordu. Zincirleri çıkardıktan sonra her şeyi alabilecek genişlikte görünen pantolon cebine yerleştirdi. Saksıları küvetin karşısındaki raflara koyarken herhangi bir durumda dikkat çekmemesini umdu.

Kapıyı açarken Katherine'nin kulaklarını saklamaya çalıştığını sinirden fark etmemesini umut etti.

"Katherine, hoş geldin!" dedi. Katherine'nin her an saldıracakmış ifadesine zıt olarak yüzünde sahte bir gülümseme vardı. Kadın derin bir nefes alıp verirken devam etti. "Gecenin bir yarısı eşlikçini ziyaret etmedeki nedenini tahmin edebiliyorum ancak banyodan çıkmam için bu kadar acele etmenin sebebi nedir?" diye sordu. Ses tonu alaycı değildi aksine çok heyecanlı bir arkadaşmış gibi davranıyordu.

KANATLARIN RUHUWhere stories live. Discover now