Bölüm 25

18 5 0
                                    

Klus bir anda aksanını tamamen düzeltti ve geriye yaslandı. "Melez, ha?" dedi gözlerini başka bir yere sabitleyerek. Gözlerini Bayan Dorothy'nin siyah gözlerine çevirerek "Bana böyle mi diyorlar," dedi.

Bayan Dorothy sessizliği koruyarak Klus'un konuşmasını bekledi.

"İşin garip yanı şu ki," dedi Klus kadehine uzanırken. "Gerçekten bir işe ihtiyacım olduğu için buradayım."

"Hayır," dedi Bayan Dorothy olmasını istediğinden de sert bir sesle. "Kıyafetlerin birer kostüm, aksanın da öyleydi. Eğer gerçekten bir işe ihtiyacın olsaydı bunu kendin olarak söylerdin."

"Ve sen de kendi ırkı tarafından dışlanmış bu 'melez çocuk' a bir şans verirdin öyle mi?" diye sordu Klus histerik bir kıkırdama dudaklarından dökülürken. Daha çocuk sayılabilecek yaştayken kendi ırkı tarafından insanlar diyarına atılmıştı ve "kendi" ırkı bu hareketin tüm türü tehlikeye atabileceğinin farkına varamamıştı bile. Klus'un kendini gizleme -kanatlarını, boynuzlarını içeriye alıp, kulaklarını insan kulağı haline dönüştürme- süresi oldukça azdı. Bir anda kalabalık bir alanda kanatları patlak verirse ne olacaktı?

"Dışlanma olayına takılmayacak kadar büyüdüğünü sanıyordum, evladım ancak tahminimce sen, bu şehirdeki tüm Daekartaların kimler olduğunu bulmuşsundur, değil mi?" dedi kadın donuk ancak ondan beklenmeyecek kadar alaycı bir tınıya sahip sesiyle.

Klus bakışlarına aynı duyguları ekledi. "Ah, sadece Daekartalar olsa iyi! Köşede kapüşonlarının altına sığınmış Angekartalardan bile haberim var."

Şimdi Bayan Dorothy'nin dikkatini çekebilmişti. Bir Daekarta'nın dikkatini tabii ki bir Angekarta çekerdi. Onlar birbirine düşman sayılabilecek iki tür değildi elbette ama bir dostta sayılmazlardı. Birbirleri hakkında öğrenilmiş her bilgi hanelerine eklenen bir savaş topuydu.

Klus, Bayan Dorothy'nin ne diyeceğini bilerek söze atladı. "Hayır, koşul olarak onların kimliklerini sana söyleyemem ancak eğer çok istersen onlara karşı senin kimliğini saklı tutabilirim."

Bayan Dorothy bu sözlerle birkaç saniye kadar duraksadı.

"Tamam, istediğin sadece bir işse sana bir teklifim olacak." Durdu ancak Klus'un cevap vermesini beklemeden devam etti. "Benim kendim için ayarladığım ekibe katılacaksın. Ödenecek ücret yine aynı olacak," dedi imalı bir sesle. Aslında demek istediği şuydu: İstediğin sadece işse adil miktarda para senin.

Bu özel ekibin anlamını az çok tahmin edebilen Klus boğazına kadar tırmanan paniği bastırdı. Şimdi değil.

"Tamam, kabul ediyorum," diyerek beklediğinden de erken onayladı. Kadınsa ona karşı daha önce görmediği bir şekilde gülümsedi. Bu gülüş bir şeyleri onun için kolaylaştırmayacağının kanıtıydı.

***

Bayan Dorothy işiyle ilgili bazı bilgileri verirken oturduğu yerde huzursuzca kıpırdanıp sadece başıyla onaylamakla yetinmişti. Nasıl bir cehennemin içine kendini attığını biliyordu. Dünya'nın sözleri Bayan Dorothy'nin bile sözlerini bastırarak beyninde yankılandı.

"Oraya bir şekilde gir. Bayan Dorothy'nin mekânlarından birine. Neresi olduğu önemli değil ama en kolayı senin için bar olur. Orada işe başvuracaksın. Bu kısımların hepsini kafamda netleştirdiğimde sana açıklama yapacağım. İş konusunda tüm ip senin ellerinde, ne yaparsan yap oraya gir ama orada seçeceğin pozisyon tamamen sana bağlı. Barmenlik olabilir, eşlikçilik, dans partneri, gece partneri ve daha fazlası. Benim tek istediğim şey şu, Bayan Dorothy'nin mekânlarından birine sız. İnsanlar, insan ticareti yapan şubeden şüphelenmeye başlanmadığı sürece yeterli zamanın var, demektir."

KANATLARIN RUHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin