Bölüm 19

106 77 66
                                    

Sebastian'nın iki katlı evine gelince hızla yatak odasının olduğunu bildiğim üst kata çıktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sebastian'nın iki katlı evine gelince hızla yatak odasının olduğunu bildiğim üst kata çıktım. O tabak seslerinden anladığım kadarıyla balıkları tabaklara yerleştiriyordu. Bu sırada onun dolabından aldığım tuniklerinden birini elbiseyi çıkarıp giyindim ve altıma da bir pantolon geçirdim. İlk haline göre derin yırtmaçlı kalmış olan elbise en yakın zamanda çöpe gitmek üzere yerde kaldı. Paltomu da elbisenin üzerine bırakarak aşağı indim.

Masaya oturduğumda bir tarafı yeşillik dolu, bir tarafında büyük bir balık bulunan tabak önüme bırakıldı. Sebastian konuşmaya tenezzül etmeyip sadece yemeğe gömülmem konusunda herhangi bir yorumda bulunmayarak sakince yemeğini yedi.

Önümde ne varsa yedikten sonra sandalyede geriye yaslandım ve Sebastian'nın balığın kılçıklarını büyük bir titizlikle kenara ayırmasını izlemeye başladım. Büyük kılçıklar dışında hemen hemen her şeyi yiyen benim için Sebastian'nın bu uğraşını izlemek çok zordu.

"Sebastian," dediğimde bütün dikkatini verdiği yemeğiyle uğraşmaya ara vermeyerek "Hımm," diye mırıldandı.

"Asena ile probleminiz ne?" Cümlem dikkatini dağıtacak kadar etkili olmuştu. Birkaç saniyeliğine düşündü ve pes edercesine elindeki çatal ve bıçağı masaya bıraktı.

"O kadar belli oluyor mu?" diye sordu bıkkınlıkla. Başımı onaylarcasına aşağı yukarı hareket ettirdim.

"O ve benim aramda muhtemelen olmaması gereken bir şeyler oldu ve sonrasında ikimiz de bunu kabullenemedik," dedi bir çırpıda. O kadar üstü kapalı konuşmuştu ki bir şeyleri ne kadar bağlamak istesem de yapamamıştım.

"Bu bir şeyler," diye söze başladım ama o ne diyeceğimi sezmiş gibi devam etmemi engelledi.

"Bu bir şeylerin neredeyse tamamen duygusal olması asıl korkutucu olan," dedi. Ona şaşırmış gibi bir şekilde bakakalmıştım. Sebastian ile de aramda oldukça yaş vardı ama şu an benim rehberliğime ihtiyacı varmış gibi duruyordu.

"Neden kabullenemediniz?" diye sordum.

"Neden mi?" diye alaycılıkla soruduğunda ondan katbekat daha fazla bir alaycılıkla cevap verdim.

"Şimdi anlıyorum." Sesimi oldukça sinir bozucu bir tınıya soktum. " 'Bizden bir şey olmaz, biz Yeraltı'nda zor hayatta kalıyoruz. Buna gerek yok. Bu olursa ne yaparız? ' " dedim. Sonra unutmadan ekledim. "Beni buna karıştırmayın sakın!"

Birkaç saat önceki Asena'nın garip tavırlarını açıklayan şey buydu demek ki. Birbirlerine meydan okuyorlardı. Birbirlerine birinin bir şeyleri açık açık itiraf etmesi için baskı uyguluyorlardı.

"Hiç yardımcı olmuyorsun," diye homurdanınca gülümsemeden edemedim. Sebastian neşe dolu biriydi. Şakacı ve biraz da konuşkan bir yapısı vardı. Şu an bu durumda -suskun ve homurdanan- ise gerçekten yardım etmem gerekiyor olabilirdi.

KANATLARIN RUHUWhere stories live. Discover now