6.BÖLÜM - TECRÜBE

2.1K 641 2.5K
                                    

Herkese merhaba! Altıncı bölüm ile karşınızdayım. Oy, yorum ve destekleriniz için teşekkür ederim. Keyifli okumalar...

Bölüm Şarkısı: Soulsavers - Closer

Yüreğimin içimde yaydığı muhtaçlık hissinden ölesiye nefret ediyordum. Kulağıma sürekli eksiklerimi fısıldayıp ihtiyaçlarımı haykırması gözümde sadece beyhude bir çabaydı. Konuşacak neyimiz vardı? Yıllanmış kederlerimizden mi yoksa geçmişe gömdüğümüz sevdamızdan mı bahsedip duracaktık? 


Yıkımı getiren sesimle susmasını fısıldadığımda içimden nelere acıyıp neler için kanadığına göz gezdirdim. Yaşamdaki yolumun üzerini bir sis perdesi kapattığında onun ağırlığını anımsadım. Geceden daha karanlık, yokluktan daha yorucuydu. Sisin ardındaki her şeyi görüyor ama bir türlü görünmüyordum. Yokmuşum gibi, biraz da umursanmaz gibi... 


Yüreğim son umudu sayıkladığında, kalbim son kez bir şans için attığında hala onlar için görünmüyordum. Önümdeki sis perdesini yırtmaya gücüm yetmemiş perdenin kalınlaşıp siluetimi silmesini öylece izlemiştim. Henüz beni tarumar eden acılarıma bir çare bulamamış mazide kalmış güzel günlerimi aklımda canlandıramamıştım. Onları karanlığa mahkûm edecek kadar sert ve zalimdim. 


Zamanla taşlaşmış yüreğim her şeyi acımasızca mazide bırakırken bir zamanlar hayat için atan kalbim şimdi ölüm için atmayı seçmişti. Bu hayatta mutluluk için bile bir bedel ödenecekse ben payıma düşenden çok daha fazla bedel ödediğimden o mutluluğu bile istemiyordum. Ne yol yetiyordu bunca yaşanmışlığa ne de bir umut...


Oturma odasının kapısı açıldığında nihayet düşüncelerimden sıyrılabilmiştim. Kamer elindeki kremi bu kadar kibarlık yeter dercesine kabaca kucağıma fırlatıp karşımdaki tekli koltuğa otururken kucağımdaki kremi elime alıp ayağa kalktım.

"Nereye? "Diye sordu sert bir şekilde. Abartı tavrının altındaki nedeni düşünerek kendime eziyet etmeyecektim zira dengesizliğine bir cevap bulamıyordum.

"Kremi süreceğim "dedim elimdeki kremi göstererek. Sesli bir nefes verdiğinde ergenler gibi girdiği tavır için kaşlarımı kaldırdım. Bir insanı sinir etme ve fazlalık gibi hissettirme konusunda usta bir performans sergilediği doğruydu. Yanıma gelip kremi elimden aldığında kalktığım yere geri otururken kremin kapağını açıp eline biraz krem aldı. O da hemen yanıma oturduğunda uzun parmaklarını alnıma yaklaştırıp kremi sürmeye başladı. İfadesizliğini hala korurken çatılan kaşlarına baktım.

"Yüzüme bakmaya devam edersen süremeyeceğim "gözlerime baktı "dikkatimi dağıtıyorsun "dedi fısıltıyla. Yine onu izlerken yakalanmış olmanın mahcubiyeti beni kıskacı altına almıştı.

"Ben "dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. Utanmış mıydım? Ben? Kamer'den? Yok artık! "Affedersin "deyip bakışlarımı kaçırdım. Dudağının kenarı hafif kıvrılır gibi olduğunda bunu zihnimin bir oyunu olduğunu varsayarak tavrını yok saymaya karar verdim. Onu şu sıralar fazlaca incelemem sınırı onun değil benim aştığımı gösterirdi ve bu bizim durumumuzda hiç doğru değildi. Oturma odasının kapısı tekrar açıldığında dünkü tanımadığım kişi içeri girdi. İkimiz de bakışlarımızı ona çevirdiğimizde çaprazımda duran tekli koltuğa otururken Kamer de sonunda kremi sürdüğüne kani olarak eski yerine geçti.

"Teşekkür ederim " diye mırıldandığımda cevap olarak sessizliği tercih ettiğinden üzerinde fazla durmayıp omzumdaki saçımı geriye doğru savurdum.

YORGUNWhere stories live. Discover now