18.BÖLÜM - YANGIN

922 284 591
                                    


Herkese merhaba! YORGUN 'un on sekizinci bölümüyle birlikte nihayet karşınızdayım. Hafta sonu sınavlarım olduğundan ve bilgisayarın ufak çaplı azizliğe uğramama rağmen yine de bugün yeni bölümü yüklemeyi başardım. Yıldızları parlatmayı unutmayalım! YORGUN 'un her daim desteklerinize ihtiyacı var. Oy, yorum ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Seviliyorsunuz. Keyifli okumalar...

 Keyifli okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bölüm Şarkısı: The Clann - Kin (Soundtrack)


Neler daha ağırdır yüreğimizde? Ayrılıklar mı? Yoksa hep var olan acılar mı? Şuramda darmadağın bir şey, denizler yorgun ben huzursuzum. Zaman içimde büyüttüğüm keşkelerin kalabalık gümbürtüsüyle geçerken ardında bıraktığı sadece bir dolu keder mi oluyordu? Acılar zamanla mı yoksa zaman mı acılarla geçiyordu? 


Zaman göğsümün altında tarifi imkanız bir yaraya dönüştüğünde kan kusan ağzım küflü cümleler heceliyor içimde yaşam hiç var olmamış gibi çekiliyordu. Herkes biraz öldürüyor beni. Tutmadıkları sözleriyle, kalbimi yerinden sökecek kadar verdikleri kuvvetli acılarla, hafızamı delicesine silme isteğiyle dolup taşıracakları hayal kırıklıklarıyla, sırtımda bir ömür boyu izi kalacak ihanetleriyle beni öldürüyorlardı. Şimdi bana kimse için çabalamaya değmezmiş gibi geliyor... 


Önüme serilen çarşaf çarşaf yalnızlığı yüreğime kuşanırken mutluluğun sadece fotoğraf karelerinde kaldığı zamanları özlüyor teselli olarak darmadağın olan gövdemle parçalanmış düşlerimi basıyordum bağrıma.


"Tam bir hayal kırıklığısın Karaca "elini avucumdan kurtarıp bir yabancıya bile sunduğu sıcaklığı benden esirgeyerek soğuk bakışlarını gözlerimle buluşturdu "katilinin kollarına gidiyorsun. Bütün her şeyi mahveden sen olacaksın "fısıltısı beni keskin bir soğuğun içine atmış yüreğimi dondurmuş ardından bin parçaya bölerek un ufak etmeye yetmişti.


"Sevdiğim adamla "cümlenin kalbimde bıraktığı buruk hisle yutkunurken biraz önce kıyılan nikahımın ispatı olan elimdeki kırmızı evlilik cüzdanını sıktım "sadece onunla bir hayat kuruyorum "ürkek sesim babamın yüreğine hiç dokunmamış tıpkı çocukluğumdaki gibi beni yine hayal kırıklığı olarak görmüştü. 


Ben bir anne babanın güvendiği, gurur duyduğu ya da sevdiği bir evlat olmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman bilemeyecektim. Elini öpmek için tekrar uzandığımda hep o çekindiğim bakışlarından birisiyle bana baktı. Hissettiğim mahcubiyetle sertçe yutkunup konuştum "affet baba "titreyen sesime mani olamazken gözümden bir damla yaş süzüldü "her şey sizler için, umarım bir gün beni anlarsınız "yeri göğü inleteceğini düşündüğüm şiddette titreyen sesim babamın umurunda bile olmamıştı. 

YORGUNWhere stories live. Discover now