6

88 16 6
                                    

JEFF SATUR İLE DEVAM.

.................................

"san?"

"Aaa ben, ne işin var burda senin? dışarı çıkar mıydı eziğimiz?"

"çıkar mışım demek ki şimdi burdan gitmen iyi olur."

"Allah allah neden gidecekmişim ne güzel sohbet ediyorduk arkadaşça"

"Kes sesini."

"Biriyle buluşacağım için bir şey yapmıyorum ama kaşınma yoksa kötü olur."

"Sen de burda durmaya devam edersen kötü olur."

"Hyunjin?"

Gelen jeongindi. San ile ikimize bakıp neler oluyo bakışı attı.

"san seninle konusmak istemediğimi söyledim."

"Jeongincim hazır burdayken bence konuşmanın tam sırası. ama burda konuşmak yerine eve geçelim istersen."

"Jeongin ne diyo bu? seni rahatsız mı ediyor yoksa"

"Hayır hyun bir şey yok konuşmak istediğini söyleyip durdu sadece. Üzgünüm san ama başkasıyla planlarım var eve dönsen iyi edersin yoksa hoş bir ortam olmayacak."

"Cidden bununla mı geziyorsun oyy minik eziğimiz aşık mı olmuş yoksa."

"Kapa çeneni ve defol git."

"fazla yürek yiyosun bir dur de bence yoksa kusturmasını iyi bilirim."

"Jeongin lütfen gidelim."

Jeongini kolundan tutup çekiştirirken kafa sallayıp yolumuza devam ettik ve görmemezlikten gelmeye çalıştık."

"Git bakalım daha ne kadar gideceksin."


...................

"jeongin sana ne dedi bu pislik?"

"bir sey demedi hyun merak etme ayrıca bugün bir şey düşünmek yok anlaşılan sen ilk defa dışarı biriyle çıkıyorsun."

"evet de nerden anladın."

"belli oluyo" diyip o gamzesini gösterince kalbime bir şeyler oldu. Gözlerine baktığımda her saniye parlıyordu. Güneş gibi ısıtabiliyordu insansı.

"Bu yüzden bugün ben seni gezdireceğim."

"peki gezdir bakalım."

cafeye götürmüştü beni e klasik buluşma yeri. bir masaya oturup içeceklerimizi söyledik ve konuşmaya devam ettik. Jeongin konuşuyordu bense gözlerimi hiç ayırmadan sadece onu izliyordum. gözlerinin içine düşmekten dediklerini yarım yamalak anlasam da heyecanla anlatması çok tatlıydı. gözlerim gamzesine indiğinde istemsizce sırıtmama sebep olmuştu. ve ne yazık ki jeongin fark etmişti.

"hyun? nereye bakıyorsun öyle aaa"

"ha, hiçbir şeye öyle konuş dinliyorum durma."

"ama böyle olmaz sen de konuş utanıyorum bakıp duruyorsun."

"ne yapıyım jeongincim sen konuşurken garsonla mı bakışıyım?"

"cok komiksin"

gülüşüp kahvemizi içiyorduk. Sohbete dalmıştık ki zaman su gibi akıp gidiyordu. güneş batmaya başlıyordu.

"HYUN SENİ BİR YERE GÖTÜRECEĞİM. BAK İLK DEFA VE BİRİNİ GÖTÜRÜYORUM ONA GÖRE"

"senin için önemli bir yer anlaşılan"

Little Star | HyuninWhere stories live. Discover now