14 ♡

73 7 13
                                    

En son yaşanan olaydan beri tam üç gün geçti, bu üç gün boyunca hiçbir şey yapmadan sadece odamda durdum. Yemek yemedim, dışarı çıkıp jeonginle buluşmadım, kkamiyle fazla ilgilenemedim, sadece yatakta durup duvarı izledim. Bir şey yapmak da istemiyordum zaten, kimseyle görüşmek veya dışarı çıkmak istemiyordum. Geceleri uyuyamıyordum 4-5 gibi uyumaya başladığımda öğlen 1-2 gibi kalkıyordum. Bugün de yine saat 13.15 de uyandım ama yataktan kalkmadım. Telefonumun bildirimlerine bakıp geri kapattım. Jeonginden gelen yüzlerce arama ve mesaj vardı. Ona yalnız kalmak istediğimi söyledim ve mesajlara bakmadım, yine de normal olarak endişelenip her gün yazmaya devam ediyordu. 1 saattir yatakta duruyordum, birden biri kapımı çaldı. Babamdır diye açmadım ama jeongin ismimi söyleyip kapıya vurmaya başlayınca zor da olsa yataktan kalkıp kilidi açtım.


"Günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum, sonunda konuşabiliyoruz. Neden cevap vermedin" içeri geçebilmesi için yana geçtim, elindeki poşetleri masama koyup odaya bakındı daha sonra da bakışlarını bana çevirdi. "Odanın haline bak mahvolmuş ya, birkaç dakikaya hallederim dur orada" hiçbir tepki vermeden kapıda hareket etmedim ve bitirmesini bekledim. "yardım ederdim ben de aslında ya" yatağı toplarken birden kafasını bana çevirdi. "bu kadar istekli olma ya gözüm yaşarıyor." "dalga geçmesene" gülümseyip yatağımı toplamaya devam etti. Sırıtarak odayı toplama telaşını izliyordum, yavaşça elini tuttum ve durmasını söyledim.


"sakin ol kaçmıyor bir yere, odamı toplamak için gelmedin herhalde." birden kolunu tuttuğum için şaşırdı kafasını bana çevirip durdu "haklısın abarttım sakin oliyim. ee nasılsın?" gülümedim ve yatağa oturduk. "iyiyim, daha iyiyim ne nasılsın"


"ben de iyiyim. bir yerlere gitmek ister misin iyi misin böyle"

"aslında bugün dışarı çıkasım yok, o günden beri seninle vakit geçirmek istedim anladım ki bana iyi geliyormuşsun."

birden şaşırdı göz bebekleri büyüdü, masum bebek gibi bana bakıyordu.

"sen nasıl istersen"

"ama gitmek istediğim bir yer var. oraya gidebilir miyiz?"

"tabii hadi hazırlan bekliyorum."

ayağa kalktım ve t-shirtumu çıkaracaktım ki birden bağırıp gözünü kapattı.

"NAPIYOSUN BEN VARIM"

"ee nolcak? hem sen demedin mi"

"doğru tamam çıkar bakmıyorum"

"bakabilirsin giydim"

"tamam hadi çıkalım o zaman."

aşağı indik ve bahçeden bisikletimi aldım. "bisikletle mi gidicez??" heyecanlanmışa benziyordu. "evett sever misin?" "hem de çok" diye gülümsedi ve hemen arkama oturdu. "gidelimm o zamann." ellerini koltuğun kenarına koymuştu, hızlandığımda aniden ellerini belime yerleştirince kalbim çok hızlı atmaya başladı. gülümseyip sürmeye devam ettim. Çıkmadan önce yanımıza çilekli pasta almıştık. İkimiz de çileği sevdiğimiz için bunu tercih ettik.


İkimizin tepesine gelince bisikletten indik ve yere oturduk, pastayı ortaya koyduk ve manzarayı izlerken konuştuk.


"burayı çok seviyorum bu yüzden buraya gelmek istiyordum kaç gündür. ama nedense asla tek gelemiyorum, seninleyken burası anlamlı oluyo."

"benim için de öyle. ne zamandır buraya geliyoruz ama bi isim bulamadık."

"haklısın ismi olmalı böyle güzel bir yerin"

"düşünelim o zaman"

ikimizde manzaraya bakarken isim düşünüyorduk ki birden birbirimize baktık.

Little Star | HyuninWhere stories live. Discover now