29

37 6 6
                                    

Lütfen bu bölümleri ve bundan sonrakileri muzik eşliğinde (remembrance.) okuyun çünkü daha anlamlı oluyor özellikle de little star'ın kendi playlistini dinlerseniz daha da iyi olur tesekkurler iyi okumalar

---

Yerde sigara izmaritleri, diğer yanımda bitmiş birkaç kutuları, bir kısmı ufacık açılmış olan perde ve içeri hafifçe giren güneşin ışığı.. Jeongin bu halimi görse inanamazdı belki de. Bir gün daha geçti, ne uyuyabildim ne yemek yedim yaptığım tek şey oturup beklemekti ama neyi beklediğimi bilmiyordum. Kolumdan destek alıp yavaşça ayağa kalktım, uzun bir süre oturduğum için bacaklarım uyuşmuştu. Topallayarak masaya doğru yürüdüm ve sandalyeyi çekip oturdum, masanın üstündeki kağıtla kalemi alıp yazmaya başladım. Yaşadıklarımı, olanları, olacakları, olmaması gerekenleri, ve jeonginime olan minik sözleri ne varsa hepsini kağıda döktüm. Beşinci gündü ve ben beş gündür jeonginin mesajlarına bakmıyordum minik bebeğim ne kadar endişelenmiştir. Hala yorgundum ve halsizdim kolumu kıpırdatacak gücüm yoktu ama dayanmaya çalıştım ve telefonumu alıp mesajlara girdim.


Minik yıldızım

Minik Yıldızım
nerdesin
(gönderildi)

Minik Yıldızım
cevap verir misin korkuyorum hyunjin
(gönderildi)

*17 cevapsız arama*

Minik Yıldızım
Açar mısın artık şu siktiğimin telefonunu
(görüldü)

Hyunjin
*konum*
(Görüldü)

Jeongin
Stresten günlerdir tırnaklarımı yiyordum. Odamda dönüp dururken gelen bildirimle birden telefonu elime aldım ve hyunjinden bildirim geldiğini görünce istemsizce ağlamaya başladım. Hızlıca evden çıkıp attığı konuma doğru koşmaya başladım bir yandan da kolumla göz yaşlarımı silmeye çalışıyordum. Nefes nefese konuma gelip etrafa bakındım ardından karşımdaki minik klubeye yavaşça yaklaşıp kapıyı açtım. Gözlerimi etrafta gezdirirken hyunjini görünce ağlamam daha da şiddetlenmişti, hızlıca koşup boynuna sarıldım ardından koluna vurmaya başladım. "neden söylemedin daha önce burda olduğunu" hıçkırmaktan ve ağlamaktan doğru düzgün konuşamıyordum, birden kollarını bana sarıp saçlarımı koklamaya başladı. Daha da sıkı sarıldım ve ellerimi yanağına götürdüm ve yanaklarını okşamaya başladım. "çok korkuttun beni sevgilim." dudağını yavaşça öptüm, hyunjin de ağlamaya başlamıştı. Yavaşça dudaklarımdan ayrılıp ellerimi yanağından alıp öpmeye başladı ve ardından yanağımı okşayıp tatlı bir öpücük bıraktı. "özür dilerim her şey için." ona kızamıyordum hatta hiç kızamıyordum. Yaşadıklarının ne kadar kötü olduğunun da farkında olduğumdan bir şey diyemiyordum. Gülümseyip elini öptüm o sırada gözüm arkadaki sigaralara takıldı bakışlarımı hyunjine çevirdim. "onlar ne sen sigara mı içiyordun." hyunjin aniden ciddileşti ve konuşmaya başladı. "hayır iki yıl önce içiyordum kötü hissettiğimden dolayı ama bi gün kendime söz verdim ve o günden beri içmedim ta ki bugüne kadar" odaya iyice göz atıp tekrar hyunjine döndüm ve hafif bir gülümsemeyle konuştum. "normal şeyler sevgilim ama böyle olayları bana anlatmanı istiyorum içinde yaşamanı değil." gülümseyerek tekrardan yanağımı öptü ardından ayağa kalkıp ellerini uzattı ve kalkmama yardımcı oldu. "tamamdır bi'tanem şimdi burdan gidebilir miyiz iyi gelmiyor burası bana." basimla onayladım ve üstümü silkeleyip elinden tuttum. Beraber klubeden çıkıp yıldız tepesine doğru yürüdük.



"beş gün boyunca nasıl hiçbir şey yapmadan durdun"

"insan depresyonda olunca böyle oluyor bilmiyorum ben de"

"bir şey yedin mi"

"hmhm yedim"

"hyunjin emin misin"

"eminim balım yedim ben merak etme"

"olsun bir daha ye gel bize"

"tesekkur ederim yıldızım ama gerek yok şuan sadece seni istiyorum"

"peki o zaman hadi hızlı gidelim tepemize"

elinden sıkıca tuttum ve yıldız tepesine doğru koşturduk, her zamanki yerimize oturup manzarayı izledik. Başımı hyunjinin omzuna yaslayıp konuşmaya başladım. "sensiz günler geçmedi biliyor musun? Gerçekten de günlerin ne kadar uzun olduğunu anladım. Her saat, her saniye hatta her salise bile değerli artık benim için. Bir daha gitme beni böyle bırakma olur mu?" dediklerime gülümseyip saçlarımı öptü ve bacağımı okşamaya başladı. "söz veriyorum sana seni bir daha bırakmayacağım sevgilim." duyduklarıma gülümsedim ve saatlerce başımı hiç kaldırmadan öylece durdum. saat geç olduğu için annem aramaya başlamıştı bile hyunjin durumu anlayınca gülüp ayağa kalktı ve kkamiyi kucağına aldı. "artık gitsek iyi olur geç oldu hem işlerim var benim de bayadır yoktum" ayağa kalkıp koluna girdim. "haklısın gidelim geç oldu ama yarın buluşalım yine olur mu?" başıyla onaylayıp gülümsedi ve o akşam üçümüz eve beraber yürüdük.



Eve gelmiştim sevgilimin yanağından öpüp sıkıca sarıldım ve kapıya doğru yaklaşıp el salladım. "eve dönünce yazmayı unutma" gülümseyerek kkaminin patisinden tutup el salladı. "unutmayızz gir içeri hadi" güldüm ve anahtarla kapıyı açıp içeriye girdim. çok geçmeden hyunjin de evine varmıştı, yatakta uzanırken ondan gelen mesajla doğrulup telefonu açtım.



Hyunjinim

Hyunjinim
eve geldim balım

Jeongin
oh tamam ee iyi misin baban bir sey dedi mi

hyunjinim
bes gundur olmadığımı fark etmemiş bile bu yüzden sorun yok

Jeongin
aman olmasın da yeter

Hyunjinim
yarın yıldız tepesinde buluşalım olur mu sana en sevdiğinden bir çilekli pasta almak istiyorum o günü telafi etmek için hem sana bir sürprizim var. Yarın sabah ben sana yazarım o zaman çıkarız ama yazmamı bekle olur mu sana bir hediye vermem lazım.

Jeongin
ay merak ettim bak simdi
tamamdirr bebegim
iyi geceler uykum geldi uyuyim artik ben

Hyunjinim
iyi geceler minik yıldızım

..

Sabah erkenden uyanıp telefonumu kontrol ettim, henüz bildirim yoktu. Yavaşça yataktan kalkıp lavaboya doğru ilerledim ve ayılmak için yüzümü yıkadım ardından mutfağa inip kahvaltıyı hazırladım. Saat ilerledikçe annem de uyanmıştı beraber sofraya oturup kahvaltımızı yapmaya başladık.

"noluyo bakalım bi enerjiksin düne göre"

"hyunjin ile buluşcam anne tabii ki enerjik olmalıyım"

ikimiz de birbirimize bakıp güldük ve yemeğimizi yemeye devam ettik, ayağa kalkıp kendime portakal suyu doldurup anneme doğru döndüm. "ister misin?" televizyonu açıp kumandayı masaya bıraktıktan sonra bana doğru döndü ve başıyla onayladı, hem kendime hem de anneme doldurduğum portakal sularını masaya koyup sandalyeme oturdum ve annemle beraber televizyondaki haberleri dinledim. Tabağımdan bi lokma daha alıp portakal suyuma uzandım, tam bir yudum alacakken duyduğum şeyle bardağın yere düşmesi bir oldu.



..

oha ben bu kadar kötü olmayı beklemiyordum çok garip hissettirdi şaka mı lan buben bu sonu yazarken ağlamazsam helal olsun şimdiden çok garip hissediyorum bugünlük bu kadar bölüm yeterli sanırım
ben kaçarr👋🏼💗

Little Star | HyuninUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum