26

40 6 4
                                    

"eee ne konuscaksiniz bu kadar önemli olan"

"kimse önemli demedi kardeşim sizin işiniz önemli olup bölündüyse bilemem"

"minho sussana canim ne dersin ha"

"sen cok konusma dudaklarina dolgu yaptirmis gibisin yoldan biri geçse affedersiniz dudaklarınızı nerede yaptırdınız acaba diye sorar bu hal ne"

"affedersin de sana ne oluyo bi sus ya"

"ya tamam buluşalım dedik alt tarafı görüşemedik baya"

"bir şey demedik ya"

saatlerce oturup konuştuktan sonra jeonginle beraber bizimkilerden ayrılıp yıldız tepesine gittik. Hep oturduğumuz yere oturup telefonumu çıkardım. "jeongin, sana attığım mesajı şimdi dinleyebilir misin?" jeongin hevesle kafasını salladı ve hemen telefonu açtı, attığım mesaja tıkladı ve tam ekrana alıp telefonu yan çevirdi. Kulaklığın tekini kendine takıp diğerini bana uzattı, beraber ona gönderdiğim videoyu izledik.

videoda jeonginle buluştuğumuzda yazmasını istediğim notlardan oluşan jeonginime hazırladığım bir şarkı vardı. Onun için 5 gün içinde bir şarkı yapmaya çalışmıştım, çok mükemmel değil ama benim için güzeldi ve jeongin için de böyle olmasını istiyordum. Kafamı jeongine çevirdiğimde gözlerinin dolduğunu fark ettim. "ağlıyor musun sen" elleriyle hemen göz yaşlarını silmeye çalıştığını fark edince gülüp hemen miniğimi kollarımın arasına alıp sımsıkı sarıldım. "ağlaman için hazırlamadım bu videoyu" jeongin video bitince kollarını bana sarıp ağlamaya devam etti. "hyunjin..seni çok ama çook seviyorum" gülümseyerek elimle göz yaşlarını sildim. "ben de seni çok ama çoook seviyorum güzelim" jeongin bana daha da sırnaşınca kollarımla daha da sıktım ve gerçekten sımsıkı sarıldım kalbinin sesini çok net duyabiliyordum.

Akşam olmak üzereydi, çantamdan kalem çıkarıp jeonginin elini dizime koydum ve bileğine minik iki tane yıldız çizdim. "bu ne hyunjin" jeongin bileğini gözlerine yaklaştırıp yıldızlara bakmaya çalıştı. "bu yıldız sensin veeee bu da ben" jeongin gülümseyerek tekrardan bana sarıldı ve yanağımdan öptü ben de onun yanağını öpüp kendi bileğime de aynı şekilden çizdim." bak ikimizde de oldu artık hep yanında olabilirim" jeongin bileğine ardından bana bakarak gülümsedi ve kafasını göğsüme koyarak gökyüzünü izledi. Saat geç olmaya başlayınca beraber kalkıp jeongini evine bıraktım ve daha sonra kendim müzik dinleyerek eve döndüm.

günler hatta haftalar geçti, jeongin ile listemizdeki maddeleri tek tek gerçekleştiriyorduk. Beraber bir kafede iki günlüğüne çalışmak için işe bile girmiştik. Tatil bitmek üzereydi okullar başlayacaktı. Jeongin ile tanıştığımız gün gelmek üzereydi. Resmen bir yıl olacaktı koca bir yıl.. Telefonda saatlerce görüntülü veya sesli konuşuyorduk, beraber uyuyorduk, neredeyse her gün buluşuyorduk. Bugün de beraber buluşup kkami ile ilgilenecektik, kkamiyi de alıp beraber jeonginin evine gittik. Zile bastığımızda bizi bayan yang karşıladı, içten bir şekilde gülümseyerek selam verdim ve içeri girdim jeongine sarılıp odasına çıktık. Kkaminin çantasını yere koydum ve jeonginin yatağına oturdum, jeongin ise kkamiyi alıp oynamaya başlamıştı bile. Beraber saatlerce vakit geçirdik, bayan yang bize yaptığı keklerden bile getirmişti. Beraber sohbet edip keklerden yedik, Jeonginin annesi de aynı jeongin kadar tatlı biriydi bizi hiç yargılamadan çok güzel bir şekilde konuşuyordu. Hatta bir ara saçlarımı okşamıştı açıkçası o an çok mutlu olmuştum kalbim bir garip olmuştu ama bu hissi çok sevmiştim.

kkamiyi yıldız tepesine götürüp orasıyla tanıştırmaya karar verdik. Beraber tepeye gelince oturup manzarayi izledik, anlaşılan kkami de çok beğenmişti çünkü hemen ortamıza oturup bizim gibi manzarayı izledi. Yanımda getirdiğim gitarı çıkarıp jeongine yazdığım şarkıyı çalmaya başladım, jeongin ise bana eşlik edip şarkıyı söylüyordu. beraber gün batımında kendi şarkımızı kendi tepemizde çocuğumuz ile söylüyorduk. Hayatımın en tatlı anlarından biriydi.


..........

uyanır uyanmaz telefonumu alıp jeongine günaydın mesajı atıp boş boş tavanı izledim, yarım saat sonra kalkmayı başarıp masamın önüne gidip sandalyeye oturdum ve çizim yapmaya başladım. Çekmeceden en alttaki defteri çıkarıp sayfaları karıştırdım ardından bir sayfanın köşesine jeongin ile beni çizdim.

Kendime gevrek hazırlayıp minik bir kahvaltı yaparken kapı çaldı, gelen jisungdu. Beraber oturup kahve içerken sohbet ettik. O bana minho ile yaşadıklarını ben ise sevgilimle geçirdiğim anıları anlatıp çıldırıyorduk. "jisung" elindeki bardağı masaya bırakıp kafasını bana çevirdi "efendim kanka" daha da dik oturup duruşumu düzelttim. "jeongin benden sıkılır mı sence?" jisung şaşırdı çünkü neden bunu dediğimi anlayamamıştı. "ne alaka şimdi niye sıkılsın ki" ben de bilmiyordum. Neden böyle dedim, neden bunu düşündüm hiçbir şey bilmiyordum ama nedense günlerdir bu aklımdaydı. Ya bir gün jeongin benden sıkılırsa, ya benden vaz geçerse o zaman ne yapacağım ne olacak hiçbir şey bilemiyordum ve bundan çok korkuyordum. "bilmiyorum diyesim geldi birden" jisung kafama yavaşça vurdu "saçma sapan konuşma bence kötü olur"


..........

(14 şubat)


Minik Yıldızım

Minik Yıldızım
HYUN BUGÜN SEVGİLİLER GÜNÜ

Hyunjin
hm hm öyleymiş valla

Minik Yıldızım
sevgililer günümüz kutlu olsun bebeğim seni çookkk seviyorum

Hyunjin
oyy ben de seni çooooook seviyorum yıldızım
hadi hazırlan almaya geliyorum seni

Minik yıldızım
Hemen


telefonu kapatip üstüme ceketi giydim ve son kez aynada kendime baktım, evden çıkmadan önce de parfümümü sıkıp jeongini almaya gittim. Bugün sevgililer günü olduğu için güzel vakit geçirmek istiyordum. Aklımda tam olarak mükemmel bir plan yoktu fakat jeonginle beraber olmam bile mutlu ediyordu beni, umarım onu da ediyordur.



.........................

Eski bölümlere baktım da ne kadar uzun yazıyormuşum şimdi baya kısalmış keşke yine uzun yazabilsem ama nedense kısa bitiriyorum umarım hoşunuza gidiyordur

Ben kaçarr 👋🏼💗

Little Star | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin