11. Bölüm "Bir Yudum Aşk"

6.1K 656 318
                                    

Şarkı: Gloria Gaynor - I Will Survive

Lütfen ekranınızı beyaz kullanınız ve oy vermeyi unutmayınız.

Lütfen ekranınızı beyaz kullanınız ve oy vermeyi unutmayınız

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

"BİR YUDUM AŞK"

Kartal'ın çıkmasıyla birlikte ayaklarımı bankın üzerine çıkarıp dizlerimi karnıma doğru çektim ve başımı geriye yasladım. Mide bulantım biraz olsun azalmıştı. Tam gözlerimi kapatıyordum ki kapı açıldı. Kartal'ın geldiğini sanıp başımı eski konumuna getirdim ve gelen kişiye baktım lakin gelen Eftalya'ydı.

Beni görünce şaşkınlıkla, "Aaa senin burada ne işin var, 9'da başlamıyor muydun?" Diye sordu.

"Kartal yüzünden. Saat 8 olmadan beni almaya geldi." Midemdeki kusma isteğini bastırmak için parmaklarımla midemin üzerine baskı yaptım. "Çok hızlı geldik, şimdi de bana kola getirmeye gitti."

Eftalya'nın yüzündeki şaşkınlık ifadesi iyice belirginleşti. "Kartal burada mı?" Dedi üzerine basa basa. "E onun randevusu yok muydu?"

Bu defa şaşırma sırası bendeydi. "Ne randevusu?" Diye sorduğumda kalbimde panik çırpınışları belirmişti.

Eftalya'nın yüzündeki şaşkınlık ifadesinin yerini ise bir gizemi çözmeye çalışırmış gibi bir ifade aldı. "Kartal'ın gitmeyi sevdiği bir yer var. Oranın sahibi arkadaşıdır. Telefonda konuşurken duydum. Boş yer olup olmadığını, birazdan iki kişi olarak geleceklerini söyledi." Birden duraksadı ve bakışlarını boşluğa indirip o anı düşünüyormuş gibi gülümsedi. "Bana yakalanınca çok bozulmuştu." Gülümsemesi anında silinirken bakışlarını yeniden yüzüme dikti ama bu defa da canı sıkılmış gibi bakıyordu. "Kartal'ın ağzından kolay kolay laf alamazsın. Çok ısrar edince kim olduğunu söylememişti ama sabah yarım kalan bir işi tamamlayacağını söylemişti. Ne oldu ki acaba? Bir sorun mu oldu da gitmekten vazgeçti." Diye mırıldanınca kalbimde keskin bir kıskaç hissettim.

Eftalya'nın bahsettiği kişi bendim. Muhtemelen sabah yarım kalan iş dediği de Ekin'in gelmesinden dolayı yiyemediğimiz tostlardı ve şimdi Ekin'le dürüm yediğimizi görünce Eftalya'nın dediği yere gitmekten vazgeçmişti.

Kalbimdeki keskin kıskacın darbeleri arasında Kartal elinde şişe kolayla yanımıza geri geldiğinde derin bir rüyanın tam ortasından uyanıyormuş gibi ona bakakaldım. Duygularım, düşüncelerim o kadar düzensiz, her bir yere saçılmıştı ki tek sabit kalan kalp kırıklığı hissiydi ve bu his şakaklarıma keskin bir ağrı saplamış gibiydi.

Onun bakışlarında da memnuniyetsizlik oluşmuştu ama bu memnuniyetsizliğin sebebi ben değil, Eftalya'ydı.

Eftalya, "Kartal, neden..." Dediğinde onu bakışlarıyla susturdu. Büyük bir ihtimalle Eftalya, randevusunu soracaktı ama Kartal bunu duymamı istemiyormuş gibi ya da yeri, zamanı değilmişçesine tehditkâr bir tonda onu durdurdu. "Ne neden?" Duraksadı ve bedenini tamamen ona çevirdi. "Sahneye çıkman gerekmiyor mu, geç kalıyorsun."

SOKAĞIN DANSIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt