i want to sleep

231 21 35
                                    

Sabah uyanıp salona gittiğimde Bang Chan'in hâlâ uyuyor olduğunu gördüm. Banyoya gidip yüzümü yıkadım ve odamda biraz vakit geçirdim. Daha sonra kapının kapanma sesini duyup odamdan çıktım ve salona gittim. Kıyafetleri hâlâ koltuğun üzerinde duruyordu. Banyoya gitmişti anlaşılan. Ben de mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım. Birkaç dakika sonra yanıma geldi.

"Günaydın Minho."

"Günaydın Bang Chan."

"Yardım edeyim mi?"

"Yardıma gerek yok, oturabilirsin."

Sandalyeye oturduğunda beni izlemeye başladı.

"Ne seversin?"

"Sen-"

"Efendim?"

Ne demişti o? Sen mi?

"Ah, şey ya ben pek öyle bir şey seçmem yani. Hem çok zahmet etme, dün de baya bir şey yaptın zaten. Yorulma."

"Ne yorulması? Çok mutlu oluyorum."

"Yemek yaparken mi?"

"Evet. Sevdiğim kişiler için bir şeyler hazırladığımda mutlu oluyorum."

"Beni seviyor musun?"

"Tabii ki de seviyorum, arkadaşım olarak."

Bunu dememle yüzü düştü.

"Hem annem hem babam olarak. Ve de abim olarak mı demeliyim?"

"Abi mi?"

"Benden büyük değil misin?" diye sorduğumda tavayı ocağa koyup yumurtaları çıkarmıştım ve tavanın içine kırmıştım.

"Kaç yaşındasın?"

"21. Ya sen?"

"22. Büyükmüşüm senden." diyerek gülmeye başladı. Ne yani çok mu önemli bir şeydi benden büyük olması?

"Neyse ki senden gencim." dedim. Yüz ifadesi donduğunda bu sefer ben gülmeye başladım.

"Senden tecrübeliyim." dedi.

"Hangi konuda?"

"Hayat konusunda. Hem bana artık 'hyung' demelisin. Ve benimle böyle saygısız bir şekilde konuşamazsın."

"Öyle mi abiciğim? Şey, kapı orada." deyip evin dış kapısını işaret ettim.

"İyi o zaman. Gidiyorum ben genç."

Ayağa kalkıp eşyalarını giymeye gittiğinde ne yapacağımı bilemedim. Şaka yapmak istemiştim sadece. Niye bu kadar ciddiye almıştı ki beni?

"Hyung, nereye gidiyorsun böyle?"

"Başkalarının 'hyung'u olmaya."

Ciddiydi. Pijamanın üstünü çıkardığında arkamı döndüm.

"İnsan bi' haber verir."

"Niye haber vereyim ki? İkimiz de erkeğiz işte."

"Ne? Erkeğiz diye böyle ulu orta soyunalım mı?"

"Seungmin ile ben hep çıplak gezeriz."

"Seungmin de kim? Ayrıca elbiseniz mi yok?"

"Bir arkadaşım ve hayır var. Giyindim dönebilirsin."

Ellerimi gözlerime siper edip döndüm ve parmaklarımın arasından giyinmiş mi diye baktım. Giyinmişti. Rahat bir nefes verip ellerimi indirdim.

"Neden bu kadar çekindin anlamadım." dedi.

so, why did you hurt me? /minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin