i can't do this anymore

147 13 10
                                    

Güz yarıyılı bitmiş tatile gireli birkaç gün olmuştu. Final haftam biraz sıkıntılı geçse de bazı derslerden kılpayı geçer not alsam da kaldığım bir ders yoktu. Şimdi de sevgilimin kolları arasında uyuklar bir vaziyetteydim.

"Şu günler ne kadar güzel değil mi sevgilim?"

"Hangi günler?" dedim başımı göğsünden hafifçe ayırıp ona bakarken.

"Birlikte olduğumuz günler."

Gülümsedim.

"Şu gülümsemeni görmek içimi nasıl bir huzurla kaplıyor bir bilsen."

"Sen de benim huzurumsun." dediğimde yüzüme eğilip öptü beni.

"Annem gelebilir her an."

Kıkırdadı ve tekrar öptü.

"Öpüşmek suç mu?"

"Cezaya kalırız."

"Seni öpmek ceza almama sebep olsa bile durmam, işlerim bu suçu."

"Anne terliği ceza aracı ise?"

Korkmuş gibi geri çekildiğinde sesli bir şekilde güldüm.

"Anne terliği kutsaldır." dedi.

Üstümüzdeki battaniyeyi düzeltip tekrar başımı göğsüne koydum ve elimi beline doladım.

"Senin dudakların da tanrının bana armağanı."

"Sevgilim..." dedi elini yanağıma koyarken.
"Seni hak edecek ne yaptım?"

"Bilmem."

"Melek gibisin."

"Bu meleğin canı seninle uyumak istiyor."

Bunu dememle birlikte iyice sarıldı ve bir süre öyle kaldık daha sonrasında da uyuyakalmışım.

Uyandığımda Bang Chan yanımda yoktu. Belki de salondadır diye yataktan kalkıp salona gittim ama yoktu. Mutfağa baktığımda da göremedim. Gitmiş olmalıydı. Telefonu elime alıp aradığımda meşgule attı. Umursamayıp mutfağa gittim ve kendime bir şeyler hazırladım. Belki de önemli bir işi çıkmıştı, eminim beni daha sonra arardı. Yemeği hazırladıktan sonra salona gittim ve bir film açtım. Film bitti, Bang Chan aramadı. Ben aradığımda ise telefonu kapalıydı. Çok mu önemliydi acaba? Ailesinden herhangi birinin numarası yoktu ama bir şekilde Felix'in numarasını almıştım. Onu aramaya karar verdim. Birkaç defa çaldıktan sonra açtı.

"Efendim?" Uykulu geliyordu sesi.

"Merhaba Felix, ben Minho. Kusura bakma rahatsız ettim ama Bang Chan'e ulaşamıyorum ne-"

"Yanımda şu an."

"Nasıl yani? Ne zamandan beri?"

"Bana hesap mı soruyorsun? Birkaç saat oldu. İnanmıyorsan fotoğrafını atayım."

Saniyeler içinde gelen bildirimle telefonum titredi. Açtığımda gözlerime inanamadım. Bang Chan'in üstü çıplak bir şekilde yüzüstü yatakta uyuyordu ve yatak örtüsü belinin biraz üstünde duruyordu. Felix de kameraya çok görünmeden gülümsüyor bir hâldeydi.

"Aldın mı cevabını?"

Duymazdan gelip aramayı kapattım ve oturup karşılaştığım bu durumu düşündüm. Ne yapabilirdim? Onu terk etmem gerekti. Ben bir kere bile teninin parıltısını görmemişken o Felix ile yatıyordu. Söylediği her şey yalandı başından beri. Sinirle evden çıkıp Jisung'un yanına gittim. Onun yaptığını yapmak düşüncesi geldi aklıma. Ama hayır onun seviyesine düşmeyecektim. Taksi Jisung'un evinin önünde durduğunda parayı ödeyip kapının önüne geldim ve zili çaldım. Jisung birkaç saniye içinde kapıyı açmış ben de onun oturduğu kata çıkmıştım. Kapıda pijamalarıyla karşıladı beni.

so, why did you hurt me? /minchanDonde viven las historias. Descúbrelo ahora