christmas tree

165 10 2
                                    

*Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba. Yazmak için iyi bir gün değil ama yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Umarım beğenirsiniz.

*

"Hey, çocuğu gördün mü? Bu kadar yakışıklı bir sevgilisi olduğunu bilmiyordum."

"Bang Chan hakkında pek bir şey bilmiyorsun ki zaten Jisung." dedim umursamazca. Fakülteden çıkmış, Jisung'un evine gidiyorduk.

"Bang Chan'in B&C Group'un varisi olduğunu biliyor muydun?"

"Bilmiyordum. Önemli bir şey mi ki?"

Jisung kollarımdan tutup beni kendine çevirdi.

"Minho aptal mısın? Milyarder diyorum."

"Ee bana ne bundan?" deyip kollarından kurtuldum.

"Çoğu kişi bilmiyor. Aslında skandala falan da karışmadı bu zamana kadar ama bu çocuk onun sevgilisi ise yakında üniversitenin yakınlarında flashlar patlar."

"Nasıl bu kadar güzel olabilir?"

"Sevgilisi mi?"

Başımla onayladım ve iç geçirdim. Bu kadar güzel olmak zorunda mıydı?

"Peri masallarından fırlamış gibi görünüyordu. Saçlarının rengi çok güzeldi. Ufacık bir yüzü vardı. Hoş biriydi yani."

"Ne oldu? Aşık mı oldun?" dedim imalı imalı.

"Saçmalama Minho. Ben seni-"

Yüzüne bakıp devam etmesini bekledim ama bir şey demedi. Eve geldiğimizde de beni salondaki kitap yığınıyla baş başa bırakıp mutfağa gitmişti. Gelişigüzel konulmuş kitaplara baktım. Bazı kitapların sayfa aralarında not kâğıtları görünüyordu; bazılarının belirli sayfalarında renkli yapışkanlar vardı. Ve çok farklı türde onlarca kitap bir aradaydı.

"Bu kadar kitabı nasıl bir sırayla okuyorsun?" diye sordum mutfağa doğru giderken. Jisung'un pişirdiği yemeklerin kokusu acıkmamı sağlamıştı.

"Bir türe bağlı kalmıyorum. Yaşayabildiğim süre boyunca binlerce kitap okuma isteğindeyim."

"Her güne bir kitap sığdırmak gibi mi?"

"Hayır. Bazı kitapları anlayarak okumak bir ayını alır; bazıları kısa ve özdür, bir günde bitirirsin. Ve bazıları da var ki okumak için yıllarca beklersin. Bu sebepten her güne bir kitap sığdıramıyorum."

"Keşke senin gibi bir kitap okuma alışkanlığım olabilseydi." dedim gülerek.

Keyifle yaptığı yemeğe baktı.

"Önemli olan alışmak değil aslında. Önemli olan şey, tutkuyla okumak."

Yemekleri tabaklara koyarken ben de masayı hazırladım. Karşılıklı oturup hem çene çaldık hem de yemeklerimizi yedik. Jisung ile olmak bana iyi gelmişti. Yemekler bittikten sonra sofrayı toplayıp bulaşıkları yıkadık. Bittikten sonra da izin istedim. Beni salona götürüp birkaç kitap tutuşturdu elime.

"Bunları oku lütfen."

"Alışkanlık kazanmak için mi?"

"Sevmek için."
"İçinde benden birkaç parça bulacaksın."

Gözlerinin içinde yavaşça kaybolan ışıltıya baktım. Rica ediyordu.

"Peki, mutlaka okuyacağım." dedim kitapları çantama koyarken.

Evden çıktığımda derin bir nefes aldım. Şimdi düşüncelerimle baş başa kalmıştım ve onlarla mücadele etmem gerekiyordu. Evlerimiz çok da uzak olmadığı için eve yürüyerek dönmeye karar verdim. Jisung sanırım unutmuştu ama bugün Noel'di ve ben de bugün biraz dağıtmak için içki almaya karar verdim. Markete girip birkaç tane soju ve bira aldım. Çıktığımda Bang Chan'in marketin önünde durduğunu gördüm.

so, why did you hurt me? /minchanWhere stories live. Discover now