thirty, ending

4.6K 252 161
                                    

son kez cinsel icerik uyarisi😢

×××

2 yıl sonra, kore, seul

"hayır çekil, işe dönmem gerekiyor."

"ya n'olur bir kere daha."

"hayır. yeterince oyalandım zaten senin yüzünden."

karşımda gözlerini devirerek hayatının en önemli şeyini kaybetmiş gibi tribe giren adam, sevgili eşimden başkası değildi.

"jungkook zaten çıkmama bir saat kaldı. bu zamana kadar bekledin, biraz daha bekleyebilirsin." kabinin kilidini açıp dışarı çıktım ve önlüğümü düzelttikten sonra musluğu açıp ellerimi yıkadım.

"bu haksızlık. neden farklı kliniklerde çalışıyoruz?" diye söylenen jungkook'a belki de bugün milyonuncu kez göz devirip musluğu kapattım. kenardaki kutudan kopardığım peçetelerle elimi sildikten sonra çöpe atıp bana dudaklarını büzerek bakan adama döndüm.

şu huyundan bir türlü vazgeçemiyordu.

"mezun olduktan sonra çok değiştin sen."

gözlerimi kıstım, "öyle mi yapmışım?" dedim fısıldayarak. ellerim ceplerimdeydi. jungkook ağır ağır bana adımlıyordu. adımlasın, daha çok adımlardı.

"evet," dedi o da benim gibi fısıldayarak, "meslek sahibi olunca kişilik değiştirdin resmen."

"ama hâlâ seni seviyorum." dedim şirin bir şekilde gülümseyerek başımı sağ omzuma doğru eğerken, "bin tane kişilik değişsem, bininde de seni seviyor olacağım."

"bin birincide ne olacak?" dedi kuşkuyla kollarını belime sararken. ellerimi omuzlarına doğru çıkarırken tebessüm edip omuz silktim, anında kaşları çatılmıştı.

"binincide seviyorsam, bin birincide de severim."

"bin ikinci?" gülüp başımı salladım, "onda da severim."

"bin üçüncü?" dedi odağı dudaklarıma kayarken. yüzü iyice yaklaşmıştı bana doğru ve ben de dudaklarından alamıyordum gözlerimi.

"onda da." dedim anın getirdiği etkiyle fısıldarken. bir sonrakini soramadan dudaklarını benimkilere bastırdı. gözlerim kendiliğinden kapanırken ona karşılık verdim.

belki inanmayacaksınız ama yarın jungkook'la evlilik yıldönümümüz. birinci yılımızı kutlayacağız. 'acaba jungkook hatırlıyor mudur?' diye endişelenmiyorum çünkü hatırladığını biliyorum. jeon jungkook tarihlere önem veren birisidir.

geçtiğimiz yıllarda değişen şeyler elbette vardı. örneğin, yoongi ve hoseok üç ay önce birlikte ingiltere'ye taşınmışlardı. başta sevgili arkadaşım, her ânımdaki yoldaşım, çocukluğumu bilen tek insan -yoongi- gidiyor diye üzülsem de sonradan buna alışmıştım sanırım. ikisini de çok özlüyordum fakat onlar adına mutluydum da.

namjoon, okuduğu bölümün dışına çıkmış ve yazarlığa başlamıştı, iki roman bir şiir kitabı olmak üzere üç kitap yayımlamış ve hepimizi şaşırtarak oldukça başarılı olmuştu. kitapları tüm ülkede duyulmuş, bazılarının favorisi bile olmuştu.

taehyung ve seokjin'e gelirsek. onlar birlikte yaşıyordu. taehyung tek başına eve çıktıktan sonra yalnız yaşamaya alışamadığını bahane edip seokjin'in yanına taşınmıştı. üniversiteyi bitirdikten sonra içindeki okuma aşkının sönmediğini bahane edip ikinci kez üniversiteye başlamıştı ve size çok şaşıracağınız bir şey söyleyeyim; ailesiyle iletişimi tamamen kesmişti. girdiği part-time işlerden kazandıklarının ona yettiğini söylemesi ve ailesinin para yardımını reddetmesiyle başlamıştı. zaman geçtikçe de tamamen koparmıştı bağını. ailesi başlarda bu duruma çok sinirlense de bir zaman sonra gururlarından dolayı taehyung'u aramayı bırakmışlardı. seokjin tarih öğretmeni olmuştu ve garip bir şansla çok çabuk atanmıştı. başta hepimiz, torpilli misin lan, diye dalga geçiyorduk fakat değildi tabii ki. şanstı işte.

wabi sabi | jikookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon