000

8.7K 227 89
                                    

#17

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

#17

Umarım hoşunuza gider
Destek olamayı unutmayın


‧₊˚✧ ₊˚੭。.*✩彡‧₊˚✧

"Lina," dedi Kerem elindeki şişeyi yere bırakırken. "Biraz gülmen gerek."

"Böyle dediğin için gülesim de gelmiyor."

Kerem yanıma gelip oturdu ve bir süre antrenmanı izledi. Lige ara verilmesiyle takım kamp için Antalya'ya gelmişti. Benim ise buradaki tek vasfım etrafı izlemekti. Kerem hayatımıza renk katacağını düşünerek beni de yanında getirmişti.

"Nasıl ama?"

Kerem'e "Kim?" diye sorduğumda parmağıyla Zaniolo'yu gösterdi. Başımı sallayıp "İyi," dedim. "Bunun yüzünden Icardi'nin bonservisini alamazsak..."

"Yok ya kızım. Erden ağabey halledecek onu."

"Umarım Kerem."

Kerem bir süre sonra antrenmana geri döndü ve beni tekrardan yalnız bıraktı. Antalya'nın ılık havasını içime çekip gökyüzüne baktım. Hava pembeleşmişti ve yakında kararacaktı. Zaten antrenmanında bitimine az kaldığı için odama dönmeye karar verdim. Okan ağabeye sahadan çıkmadan önce selam verdikten sonra geldiğimizden beri istisnasız kaybolduğum otelde yürümeye başladım.

Otelde neredeyse çok az kişi vardı ve bu sessizlik çok hoşuma gidiyordu. Yaz sezonlarında tıklım tıklım olan yerlerdense sakin ortamları tercih ederdim. Birkaç dakikalık yürüyüşün ardından villaya varmıştım. Villalarda 4'er kişi kalıyorduk. Ben, Kerem, Kaan ve Kaan'nın eşi Aylin ile aynı villadaydık.

Kendimi direkt olarak yatağa bırakıp yorganın altına girdim. Planım uyumaktı fakat çalan telefonum buna engel olmuştu. Açılan ekrandaki "Babam" yazısını görünce bekletmeden açtım.

"Linam, nasılsın kızım?"

"İyiyim babacım sen nasılsın?"

"İyiyiz biz de kızım, Buse ablandayız. Durumlar nasıl bakalım? Yoğun mu çalışmalar?"

"Ben nereden bileyim baba? Çalışıyorlar işte."

Telefonun diğer tarafından gelen cıklama sesiyle güldüm, "Soyadın Terim değil mi senin kızım? Biraz hakkını ver."

"Ben anlamıyorum ofsayt falan. Spor psikologu olmak isterken bunları düşünmüyordum."

"Ee, Kerem nasıl?"

Konu Kerem'e geldiğinde babam dakikalarca konuşabilirdi. Oğlu gibi sever ve önemserdi Kerem'i. Yakın arkadaş olmamızın sebebi de babamdı zaten.

Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatmıştım ve ayaklanmıştım. Uykum kaçmıştı ve yapacak bir şeyim yoktu. Odadaki sürgülü kapıdan bahçeye çıktım. O sırada duyduğum gülüşmelere dikkat kesildim. Sanırım antrenman bitmişti ve takım dağılıyordu. Birkaç dakika sonra takımdakiler belirince gülerek selam verdim.

"Naber Lina?" dedi Abdulkerim.

"İyi," dedim kısaca.

"Bu ne hal kızım?"

Kaşlarımı çatıp Kerem'e "Ne var?" dedim ciddiyetle.

"Dağılmışsın, yüzünden düşen bin parça."

Sanki her şey yoluna girecek gibi üstümdeki kapüşonu düzelttim, "Bir şey yok."

Kerem'in cevabımdan tatmin olmadığı belli olsa bile üstelemeden yanıma geldi ve kolunu omzuma attı.

O sırada Nicolo'nun bakışlarıyla beni incelediğini hissetmiştim. Dişlerinin arasındaki dudaklarıyla hiçbir şey anlamadığına emin olduğum ortamda sadece bana bakıyordu.

Abdulkerim "Yarın görüşürüz Lina Hanım," dediğinde dikkatim dağılmıştı.

"Görüşürüz canım."

Herkes yavaş yavaş dağıldığında biz de içeri girdik. Kerem'e "Kaan ve Aylin nerede?" diye sordum.

"Çocuklarıyla vakit geçiriyorlar. Kaan Ağabeyim tam bir aile babası."

Kerem kıyafetlerini alıp duşa girdiğinde ben de duşa girmeye karar vermiştim. Odama gidip üzerimdeki kapüşonlu ve tişörtü çıkarttım. Banyoya ilerlerken pencereden Nicolo'yu görmemle durakladım. O da odasında yarı çıplak bir şekilde telefonla konuşuyordu. Onu sapık gibi izlemek kendimi bile rahatsız etmişti bu yüzden bakışlarımı ve aklımı oradan uzaklaştırıp banyoya girdim. Sıcak bir duşla bugünü düşündüm.

‧₊˚✧ ₊˚੭。.*✩彡‧₊˚✧

yes to heaven, nicolo zaniolo.Where stories live. Discover now